English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ J ] / Juvenil

Juvenil translate Spanish

1,501 parallel translation
Çok daha genç işi.
mucho más juvenil.
Suşi genç işi olur, değil mi?
Sushi se siente juvenil, ¿ no?
- Evet. Gençlerin aşkı.
Ah, Amor juvenil.
Sıradaki yarışmacımız, iki kez Ulusal Gençler Şampiyonu olan Mary Carroll.
La siguiente clavadista es la bicampeona juvenil.'Mary Carroll.
Ya buraya gelip çalışacaktım ya da Juvenile Hall'a girecektim.
Era. Podia venir a ayudar, o ir a la prision juvenil.
Çocukça gelecek biliyorum ama bazen kötü olmak çok iyi hissettiriyor.
Sé que es juvenil, pero a veces es sólo que sienta bien ser malo.
Böyle bir şeyi asla taşıyamam. Genç işi.
Nunca podría ponerme algo así, es muy juvenil para mí.
"Polis son yılların en tehlikeli ve aptalca eğlencesi olduğunu söyledi."
"La policía lo llama la locura juvenil más peligrosa y temeraria en años."
Çiçek göndermek yerine şöyle yapmak gerçekten harika olurdu. Feniks Gençlik Sosyal Yardım Merkezine bağışta bulunabilirler.
En vez de mandar flores, lo que realmente sería maravilloso es si pudiesen hacer donaciones al Proyecto de Prosperidad Juvenil del Centro de la Ciudad de Phoenix.
Onu hiç giymedin.Onun çocukça olduğunu söylemiştin.
Nunca la usaste, dijiste que era juvenil.
Sanırım artık çocukça görünmüyor.
Supongo que ya no parece juvenil para mí.
Çocuk hapishanesinde dört beş yıl mı?
¿ Cuatro o cinco años en la cárcel juvenil?
Çocuklar için bir kurumda dört yıl düşünüyoruz. Şartlı tahliye yok. Ve serbest bırakıldığında suçlamalarınızı sileceksiniz.
Pensamos en cuatro años en una prisión juvenil, sin libertad condicional y tú limpiarás los cargos una vez que lo suelten.
- Islahevine gönderilmiş.
Lo enviaron a detención juvenil.
Dr. McNamara'nın tanıtımını gördükten sonra, Gençlik adımlarımı tekrar kazanmanın hoş olabileceğini düşündüm.
Bueno, después de escuchar al Dr. McNamara... me pareció que sería muy lindo... recuperar un poco mi vitalidad juvenil.
O, tuttuğunu koparan bir kız bana aşık olmuş ve okul dansında beni zorla öptü.
Es una chica agresiva. Tiene el típico romance juvenil, y en el baile ella se abalanzó sobre mí.
Sonuçta hiçbirimiz ıslahane tulumları giymiyoruz, değil mi?
Nadie está en la cárcel juvenil o vistiendo uniforme carcelario.
Ben, yıllarca gençler için kamu avukatlığı yaptım. Başı dertte olan birçok çocuk gördüm anlayacağınız.
Fui Defensor Público en el sistema juvenil durante varios años, y bueno, tengo experiencia con adolescentes en problemas.
Ve değişiklik olsun diye daha genç işi birşeyler.
Y algo un poco juvenil, para variar.
Ben, Juvenile mahkemesinden memur Hale.
- Sí. Soy el oficial Hale de la Corte Juvenil.
Bak... Tüm yapacak olduğum, işlerinde onu takdir etmek.
Sigues viniendo al Corral a ayudarme con los datos de delincuencia juvenil.
Ah, Gençlik Suçları Merkezi sana nasıl davranıyor?
- ¿ Cómo te trata la autoridad juvenil?
Gençlik Suçları Merkezi onu izliyor.
Lo buscan las autoridades de Juvenil.
Sen hippi kültürünü seversin.
Si te gusta la cultura juvenil.
Neyse, ilk olayı 1987 yılında Allegheny'deki Shuman ıslah evinde sonlanmış.
De todas formas, terminó su primera reclusión en... la penitenciaría juvenil de Shuman en el condado de Allegheny en el...'87.
Zürih Gençlik Orkestra'sında kemancıymış.
Fue violinista para la Orquesta Juvenil de Zurich.
Taze bir aşk, ne kadar güzel.
Amor juvenil. Tan hermoso.
Ama, bilirsiniz ki taze aşkların bile karanlık bir tarafı vardır.
Pero hasta el amor juvenil tiene un lado oscuro, entonces no perdamos la perspectiva.
Ahh. Genç aşıklar.
Amor juvenil.
Bizim gibi genç insanlara istediğiniz bir dergiye abone olarak yardım etmek ister misiniz?
El programa Juvenil. Les gustaria ayudar a la gente joven como nostros comprando una subscripción?
Suçu sabit değil, ayrıca önceki bilgileri kapatılmış.
No fue condenado como adulto, su expediente juvenil está sellado.
Sen hiçbir şeysin sadece hava atmayı biliyorsun, değil mi?
Pensaba que ellos conocerían a todo delincuente juvenil de la ciudad...
Orada kal! Reşit olmayanların suç işlemesine ortak oluyoruz, B.
Contribuimos a la delincuencia juvenil, B.
Tekrar seçilmezsem gençlik merkezinin bir faydası olmaz.
Y nada pasará con ese centro juvenil si no soy reelegido.
Liseliler işte.
- Qué juvenil.
bu bir gençleri alıkoyma merkezi.
Es un centro de detenciуn juvenil.
Bu saçma ve çocukça.
Esto es ridículo, y además juvenil.
Öğrencilerimi her haftasonu sahile getiririm.
- Llevo a mi grupo juvenil todos los fines de semana.
Haley, inan bana seni hapse atıcam çünkü bunlar hiç hoş değil
Haley, te aseguro que ir a la cárcel juvenil no es tan divertido como suena.
Uh... Juvy.
A la juvenil.
- Juvy, ha? Sen buna Juvy mi dyorsun? - Hmm.
¿ A esto le llamas reclusorio juvenil?
Gençliğinden kalma eskimemiş pantolonu bol gelir büzüşmüş bacaklarına.
Su miembro juvenil, bien a salvo en un mundo demasiado grande para su asta encogida.
- Annen Gençler Liginde mi? - Evet.
- ¿ Tu madre está en la liga juvenil?
Adım Cheryl Lancaster, Stratford Gençler Ligi'nin başkanı ve bu senenin sosyeteye takdim sezonunun koordinatörüyüm.
Mi nombre es Cheryl Lancaster, presidenta de la Liga Juvenil de Stratford y coordinadora de este año de las debutantes.
"Stratford Gençler Ligi sizi... 38. Yıllık Sosyeteye Takdim Balosuna davet ediyor."
"La Asociación Juvenil de Stratford lo invita al 38vo Baile Anual de Debutantes."
Gençlere ürün satabilmek için en önemli şeylerden birisi...
Algo que es muy importante para el mercado juvenil de hoy...
Jed Wyler, Moorgates ıslahevi Peki sen kimsin be adam?
Jed Wyler. Prisión Juvenil Moorgate. ¿ Quién diablos es usted?
Haklısın, senin kadar deneyimim yok ama tüm sahip olduğumuz bu.
Así que sí, tienes razón. No tengo mucha experiencia en la unidad especial juvenil pero era lo único que tenían.
Onda o kapasite olmasına rağmen gelişen bir gençlik.
Aunque si tiene ese aire juvenil y refrescante
- Hep böyle çocuk mudur?
¿ Siempre es tan juvenil?
Ama odaya kapatıldığım çok oldu.
Pero tuve momentos de delincuencia juvenil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]