Jüri translate Spanish
5,328 parallel translation
Büyük Jüri'ye dürüst bir şahitlikte bulunmaya hazır olup size kanunlar kapsamındaki yükümlülüğünüzce dokunulmazlık sağlandı mı?
- Sí, lo es. ¿ Está preparado para dar un testimonio minucioso y verdadero a este gran jurado, según su obligación bajo la ley y de la inmunidad que se le dio?
Büyük Jüri her şeyi inceliyor. Geçmişine kadar.
El gran jurado... están husmeando en todo, incluyendo lo de hace tiempo.
Büyük Jüri söylediklerini yutarsa seni kelepçelemeleri an meselesi olur o zaman.
Si el gran jurado compra lo que está vendiendo, solo es cuestión de tiempo antes de que estés esposado.
- Jüri adlarını, telefon numaralarını...
- Los nombres, números de teléfono...
Sence kolayca jüri odasına dalıp dava dosyalarını isteyebilir miyim?
¿ Crees que puedo entrar al despacho del juez y pedir los archivos del caso?
En önemli tanık. Thatcher Karsten hakkında açılmış mühürlenmiş Büyük Jüri davasında. Ve olay bundan ibaret.
Es un testigo clave en un caso sellado del gran jurado en contra de Thatcher Karsten, y de eso se trata todo esto.
Dedeninizin birkaç ciddi suçtan dolayı Büyük Jüri tarafından hakkında soruşturma açılacak. Kısa sürede tutuklanabilir.
Su abuelo probablemente va a ser acusado por un gran jurado por algunos crímenes serios.
Büyük Jüri seni dava edecek.
El Gran Jurado va a acusarlo.
İyi bir savcı Büyük Jüri'ye jambonlu bir sandviçi bile dava ettirebilir.
Un buen fiscal puede tener de su parte a un Gran Jurado para acusar a un bocadillo de jamón.
Kendi kendini atamış bir hakim, jüri ve infazcı.
Un juez, jurado y verdugo autodesignados.
- Jüri hala o konuda karar aşamasında.
Ya, bueno, el jurado aún está decidiendo sobe eso.
- Bu dava ne kadar... çabuk siyasetçilerin elinden kurtulur, ve tarafsız jüri üyelerinin önüne sunulursa, müvekkilim o kadar çabuk temize çıkacak.
- Cuanto antes el caso... salga de las manos de los políticos... y se ponga delante de un jurado de ciudadanos imparciales y razonables... antes será mi cliente exonerado.
Ama jüri sistemimizin güzelliği de burada. Bütün bunların takdiri buradaki 12 kişiye ait olacak.
Pero la belleza de nuestro sistema judicial... es que esa decisión recae exclusivamente... bajo la competencia de ustedes 12.
Hangi jüri bana inanır ki?
¿ Qué jurado me va a creer?
Jüri cevabı dikkate almasın.
El jurado no tendrá en cuenta la respuesta.
Cevap geçersiz. Jüri cevabı dikkate almasın.
La respuesta no constará... y se ordena al jurado no tenerla en cuenta.
Jüri soruyu dikkate almasın.
El jurado no tendrá en cuenta esa pregunta.
Bir jüri de seni anlar.
Demonios, hasta el jurado lo entenderá.
Çok iyi bilirsin ki benim hukuk bilgim TV dizileri ve kız tavlamak için jüri görevi yaptığımız anla sınırlıdır.
Sabes que mi conocimientos en leyes se limita a las series de televisión y a esa vez que fuimos a hacer de jurado solo para buscar chicas.
Büyük jüri önünde çözümünüz nasıl duracak görelim.
Veamos cómo le va a su determinación ante el Gran Jurado.
Jüri temas ile geçen DNA'ya inandı.
El jurado cree en el ADN de transferencia.
Ortak karara varamayan jüri sayesinde mahkumiyetten kaçmış.
No cumplió condena porque no hubo unanimidad en el jurado.
Siz ve ben büyük jüri duruşmasındaki tanıklarız.
Usted y yo somos testigos en una audiencia del Gran Jurado.
Jüri de İbraniler için adalet olmadığının farkında olacak.
- Y el jurado verá que no hay justicia para el hombre hebreo.
Sen jüri önüne çıktığında biz üçüncü nesli çıkartmış olacağız.
En el momento en que te pongas frente a un jurado, nosotros estaremos en nuestra tercera generación.
Asıl önemli olan, davacının elinde teorimizi destekleyecek kanıtları var ve bunları saklarsa jüri gerçeği asla öğrenemez.
Importa que el fiscal tenía la prueba material... para sostener esa teoría y escondió esos hechos, - y el jurado nunca lo supo. - De acuerdo.
Ancak onun hem yargıç, hem jüri hem de cellât olmasına izin veremeyiz. Değil mi?
Pero no podemos permitir que sea juez, jurado y verdugo. ¿ No es así?
Sence Jüri'nin noktaları birleştirmesi ne kadar zamanlarını alır?
¿ Cuánto más cree que necesitará el jurado para condenarlo?
Kendi tarafındaki bir jüri hükümetin evlerine zorla girmesini hoş karşılamaz.
Un jurado no vería con buenos ojos, los ataques gubernamentales a sus hogares.
Yargıç da, jüri de sendin.
Fuiste juez y jurado.
İşte, bu bize öğretilen jüri.
Verás, este es el tipo de jurado del que te enseñan.
Bu, şu dört kelimeyi söylediğimde beni dinleyecek olan jüri. Bu dört kelime nedir biliyor musunuz?
Este es el tipo de jurado que me escuchará cuando diga esas cuatro palabras.
Adil bir karar verebilmek için bir jüri oluşturduk.
Para asegurar un veredicto imparcial, hemos seleccionado un jurado de sus homólogos...
Jüri sanığı suçlu buluyor.
El jurado encuentra a la acusada culpable.
Zamanımız kısıtlı olduğu için jüri kararı kısmını atlıyoruz. Kararı açıklıyoruz.
Ya que parece que se nos acaba el tiempo, tendremos que dejar de lado el veredicto del Jurado y solicitar el fallo del Juez.
Jüri dört saatte onu suçlu buldu.
Al jurado le costó solo cuatro horas encontrarle culpable.
Hiçbir jüri, bir canavarın serbest kalmasından sorumlu olmak istemez.
Ningún jurado quiere ser responsable de dejar libre a un monstruo.
- Jüri ekibini bozar.
Contamina a los integrantes del jurado.
Mesele jüri seçimi ve "Jürinin değerli bay ve bayanları" demeden önce bitmiş olacak.
Se trata de selección del jurado, y... va a terminar antes de que puedas decir, "Damas y caballeros del jurado".
Jüri sorgulaması çok önemlidir, çünkü mahkemenin ve avukatların böyle özel bir davada jüri üyelerinin her birinin uygun olup olmadığını tespit etmeyi sağlar.
El proceso "voir dire" es muy importante, porque habilita al tribunal y a los abogados para que determinen si cada uno de ustedes serían jurados apropiados para este caso en particular.
Bu duruşma jüri sorgulamasında biter.
Este juicio se terminará en voir dire.
Yani yalnızca müvekkilimize adil olan jüri üyeleri hakkında mı endişelisiniz?
Entonces, ¿ te preocupa que los jurados sean justos con nuestro cliente?
Sayın Yargıç, Bay Rizzardi'nin oturmasına bir itirazımız yok,... kendisi çok iyi bir jüri üyesi olacak gibi görünüyor.
Su Señoría, no tenemos objeciones en aceptar al Sr. Rizzardi, parece que será un gran jurado.
Sayın Yargıç, jüri üyesini reddetme hakkımızı kullanmak istiyoruz.
Su Señoría, quisiéramos ejecutar una de nuestras recusaciones sin causa.
Sayın Yargıç, özür dilerim, ama Bay Canning'in bir tanesi yani çoktan koltuğu almış jüri üyelerinden birisi, benim müvekkilimin en son yaptığı...
Su Señoría, me disculpo, pero creo que uno de los del Sr. Canning... Quiero decir, uno de los jurados que ya está sentado podría no ser imparcial
Bu jüri üyeleri hakkında çoktan fikir birliğine vardık.
Ya estuvimos de acuerdo en cada uno de estos jurados.
Evet, Sayın Yagıç, ama eğer basında bir açıklama yapıldıysa, bu onları adil ve tarafsız olmaktan aciz duruma getirir, tıpkı Bay Canning'in dediği gibi : biz adil bir jüri istiyoruz.
Si, Su Señoría, pero si una declaración se hizo en la prensa, que haría a uno de ellos incapaz de ser justo e imparcial, bueno, es como el Sr. Canning dijo, todos queremos un jurado justo.
Jüri üyelerini kaybediyoruz.
Estamos perdiendo miembros del jurado.
Sayın Yargıç, bu jüri ile sorunumuz yok.
Su Señoría, estamos bien con este jurado.
Bayan Bouchard, jüri listesine kabul edildiniz.
Srta. Bouchard, ha sido elegida como jurado.
- Jüri üyesi 7.
El jurado número siete.