English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ J ] / Jürinin

Jürinin translate Spanish

1,181 parallel translation
Yoksa bu topluma karşı dikkatle planlanmış... ve kötü niyetle tasarlanmış iğrenç bir suç muydu... buna jürinin karar vermesini beklememiz gerekecek.
O si fue un crimen atroz contra esta comunidad, planeado cuidadosamente y premeditado maliciosamente, tendremos que esperar a que lo decida un jurado de semejantes.
Jürinin önünde duracağım gerçek bir dava mı?
- ¿ Uno de verdad donde estaré frente a un jurado?
12 iyi insandan oluşan jürinin karşısında olmayı, şu anda olduğum gibi,... haksız bir şekilde suçlanan masum birini savunmayı.
Estar frente a un jurado de 12 buenas personas para presentar el caso de un inocente acusado injustamente.
Avukat beyin mahkemenin ve jürinin zamanını boşa harcamadan önce bu suç ortağı hakkında kanıt göstermesini talep diyorum.
Antes de permitir que el abogado le haga perder el tiempo a la Corte y al jurado, pediré que muestre alguna prueba o evidencia de este co-conspirador.
Jürinin bilmesini ve anlamasını istiyorum.
Quiero que el jurado sepa y entienda.
Jürinin kime inanacağını sanıyorsun?
¿ A quién piensas que le creería el jurado?
Herkes jürinin kararını bekliyor, biz şimdi filmimizi yayınlıyoruz.
Todos esperan el veredicto, mas con la película no habrá espera.
Eski bir vali, jürinin önünde, suikast zanlısının elini sıkıyor.
Un ex gobernador dando la mano a un supuesto asesino frente al jurado.
İlki, jürinin yapısıyla ilgili.
Primero, la constitución del jurado.
Sayın Yargıç, tanığın kendinden istenmeden verdiği cevabın kayıtlardan çıkarılmasını ve jürinin bunu önemsememesini istiyoruz.
Pedimos que se tache esa observación no solicitada del acta y que el jurado no la tome en cuenta.
Çete lideri Buffanonun aleyhindeki delillere rağmen jürinin oybirliğine varamadığından bahsediliyor.
A pesar de la gran cantidad de pruebas contra Boffano el jurado parece estar en desacuerdo. Ya han pasado 3 días deliberando.
- Jürinin içgüdüleri beraat yönünde.
Los jurados tienen miedo. Su primer impulso es soltarlo.
Büyük jürinin canı cehenneme, Max.
¡ Al diablo con el juzgado!
Benim yorumum. 12 kişilik jürinin kafasında yarattığım tek şey.
La versión que creo en la mente de los 12 miembros del jurado.
Jürinin yarısı ne demek istediğini anlamayacaktır.
La mitad del jurado no lo entenderá.
Jürinin verdiği ara bitmek üzere. Ve kısa bir süre sonra şampiyon belli olacak.
Será muy difícil para estos jueces elegir entre los dos.
O benim işim değil. Jürinin işi.
Eso depende del jurado, no de mí.
Jürinin kararına göre, sanık John Reilly... ikinci derece cinayetten suçlu mu, suçsuz mu?
Con respecto al cargo de homicidio impremeditado ¿ encuentran a John Reilly culpable o inocente?
Jürinin kararına göre, sanık Thomas Marcano... ikinci derece cinayetten suçlu mu, suçsuz mu?
Respecto al cargo de homicidio impremeditado ¿ encuentran a Thomas Marcano... -... culpable o inocente?
Eğer bu talebi mahkemeye götürürsem, kararın... jürinin hangi psikiyatrı daha güvenilir bulacağına bağlı olduğunu söylüyor.
"Ella" dice que si uso esta defensa en el juicio el veredicto dependerá de a qué siquiatra le crea más el jurado.
Jürinin kararından önce açıklama yapmayacağım.
No hay comentarios antes del veredicto.
Jürinin aklını karıştırmak ve oyalamak istiyor o kadar.
Pretende confundir al jurado.
Karar verilmeden önce o yalan hikaye kabul edilmişti. ve dava jürinin merhametine bırakılmıştı.
Antes de que dictaran un veredicto ella admitió que la historia era inventada y apeló a la misericordia del jurado.
Orion Karteli mi? Büyük Jürinin soruşturduğu bu mu?
¿ Es eso lo que está investigando el Gran Jurado?
Büyük jürinin toplanmasını beklerken bulunduğu hücrede öldürülmüştü.
Quizás recuerden su caso. Fue asesinado en su celda mientras esperaba al gran jurado.
Jürinin saygıdeğer hanımefendileri eğer duyduğum mutluluk dile gelse o otel kulakları sağır eden bir kükremeyle dolardı.
Damas y caballeros del jurado si mi felicidad pudiera hablar habría llenado este hotel con un rugido ensordecedor.
Jürinin saygıdeğer bayanları ben onun ilk aşığı bile değildim.
Damas y caballeros del jurado ni siquiera fui su primer amante.
Jürinin saygıdeğer üyeleri... Coalmont'daki o son vedadan önce yaptığım her şey için pişmanım, ama sonrasında gelenler için hiç pişman değilim.
Damas y caballeros del jurado tengo que decir que lamento todo que hice antes de aquel último adiós en Coalmont.
Soru halen bilinmezliğini koruyor, jürinin sayın üyeleri, davalı neyi biliyordu?
Y la pregunta aun continua, señoras y señores del jurado, qué era lo que el defendido sabía?
Sayın Yargıç, bu jürinin etki altında bırakıldığına inanmak için bazı nedenlerimiz var.
¡ Tenemos motivos para sospechar que se negoció con el jurado!
Sayın Yargıç, Bütün jürinin dağıtılmasını öneriyorum, Sayın Yargıç.
Usía, pido que se eche a todo el jurado.
Elimizde mevcut olan harika bir jürinin bulunması, ve gerçeklerin ortaya dökülmesi oldu.
Sólo que tuvimos... un estupendo jurado y los hechos estaban bien armados.
Jürinin önünde yapılacak bir sunum ise, sadece size değil, tüm şirkete utanç getirebilir.
Frente a un jurado, lo llenaría de vergüenza no sólo a usted, sino a toda la firma.
İstihdam kararlarında da bu hassasiyeti gösteren bir şirkete. Size karşı bu iddiaları, bir jürinin önünde, açık bir forumda yöneltmek acı verici olacak.
Sería doloroso que se le imputaran estos alegatos frente a un jurado, de forma abierta.
Çünkü jürinin, ailesini işinin önünde tutan bir adamdan nefret etmeyeceğini düşünüyorum.
Porque el jurado no odiará a quien pone a su familia sobre su trabajo.
- Tek umudumuz jürinin de Jack Billhpgs'ten bizim nefret ettiğimiz kadar nefret etmesi. Tabiî eğer bu mümkünse. - Barbara nerede?
Espero que el jurado odie a Billings también.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, ayırdığınız zaman ve verdiğiniz hizmet için teşekkür ederim.
Gracias señores. Se levanta la sesión.
Sam, sence herkesin gözü önünde olan biri olarak dünyaca ünlü erkeklerle çıkman, jürinin sana bakışını etkilemiyor mu?
Sam, ¿ crees que estar a la vista de la opinión pública saliendo con algunos de los hombres más famosos del mundo afecta la opinión sobre ti del jurado?
Renkli bir insan olarak jürinin verdiği karara çok öfkelendim.
Como hombre de color, ese veredicto me indigna.
Bobby, jürinin beni tanıdığını düşünmesinin önemli olduğunu söyledi.
Lee Tyler, una mujer brillante
Yargıç, jürinin bunu dinlemesine nasıl izin vermez?
¿ Yo? . No practico el derecho penal
Jürinin karar vermesi bir saatten az sürerse iki katı. Tamamdır.
¿ Entonces... vamos?
Bir dakika, kafam biraz karıştı. Jüriye cinayetle adam öldürme arasında seçme hakkı verirse jürinin adam öldürmeyi seçeceğini düşünüyor.
La única alternativa a eso es litigar mañana cosa que no queremos, creo
- Farklı değil. Jürinin yasayı görmezden gelmesini...
Nunca me quejé de diabetes
- Kardeşini korumak için polise yalan söylerken, kendini korumak için asla yalan söylemeyeceğine jürinin inanmasını mı istiyorsun?
- Lo que le pido al jurado es creer... que si le mintió a la policía para proteger a su hermano pero... - jamas mentirías para protegerte. - No estoy mintiendo ahora.
Suçlu bulunmasının da direk 15 yıl demek olduğunu jürinin bilmesini istiyorum.
Está tramando algo. Quiero que el jurado sepa que la condena significa automáticamente 15 años.
Jürinin görevi mahkemenin teşekkürleriyle sona ermiştir.
- Sí. Recuerde que somos el país que exterminó a los osos pardos de los mapas.
Massachusetts'te bir jürinin sizi çimdiklemek istemesi an meselesi.
Poco importa
Jürinin bu seçeneği olursa direk ona atlamasından korkuyor.
Pídanle al juez tiempo para encontrar otros abogados
Davayı jürinin seni sevmesine, kabulüne bağlamak istemiyorum çünkü olmayacak.
¿ Mía?
Genelde, jürinin karşısında durur ve "Söylediklerime inanın" derim.
390.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]