English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kamarot

Kamarot translate Spanish

91 parallel translation
Kamarot!
¡ Mozo!
- Kamarot!
- ¡ Mozo!
- Kamarot, diyorum...
- ¡ Dije, mozo!
Eğer o kamarot sağır ve dilsizse...
Si ese mozo es sordo y tonto...
- Kamarot.
- ¿ Señor?
Bu kamarot embesilin teki.
El camarero es un imbécil.
Kamarot, kamaranda uyuduğunu söyledi.
Stewart dijo que estaba en su camarote.
Kamarot Joe.
A Joe, el camarero.
Kamarot.
El camarero.
Evet kamarot?
¿ Camarero?
O bir kamarot değil.
No es mayordomo.
- İyi bir kamarot değil.
- No es un buen mayordomo.
Yani evinizde uşak, yatınızda kamarot olarak çalışan... sonradan da öldürülen adam.
El hombre que estaba empleado en su casa como mayordomo... y en el yate de su marido como camarero, y que después fue asesinado.
Çok ünlü bir kamarot olacaksın, Hawkins!
Serás un grumete famoso, Hawkins!
Bu kamarot çocuk.
Vaya, es el grumete.
Keşke bir kamarot olsaydım, o zaman denize kaçabilirdim.
Yo quería ser marinero y navegar por el mar.
Kamarot, çantam.
Oiga, mi maletín.
Kamarot, çanta hakkında bana söylediğini kaptana da anlat.
Por favor, diga al capitán exactamente lo que me dijo a mí
Bu kadar kamarot.
Eso es todo, muchas gracias.
Kamarot, geminin limana varmasına daha ne kadar var?
¿ Cuánto tardaremos en llegar?
Kamarot. Dört tonik.
Por favor, cuatro tónicas.
Muhasebeci, gemide bir kamarot var mı?
Sobrecargo, ¿ hay una camarera a bordo?
Kamarot, kuafördeki randevumu iptal ettirin.
Mayordomo, anule mi petición de hora en la peluquería.
Her koridora kamarot yerleştirip durumu açıkla...
Sitúe mayordomos en las salidas y adviértales que si veo a alguien...
Şimdi, bir bakalım. Sence, kamarot hangi odayı hazırlamıştır?
Ahora, veamos... ¿ Dónde crees que lo habrá preparado mi ayudante?
Onun kız olduğunu bilmiyorlar Kamarot olduğunu sanıyorlar.
creían que era un grumete.
Southampton'a gidebilirsem bir gemide kamarot olarak iş bulabilirim.
Puedo conseguir un trabajo en un barco si llego hasta Southampton.
- Kamarot!
- Camarero.
- Kaptan, kamarot meyveli turta yaptı.
- El camarero acaba de traer un pastel. - Muy bien.
Bu size fazla geliyorsa kamarot yemeğinizi kabininize getirir.
El camarero le servirá sus almuerzos en su camarote si no lo soporta.
- Kamarot, lütfen bana gemi amirini çağırınız.
- Camarero, ¿ puede enviarme al Contador por favor?
- Baş kamarot, efendim.
- El Jefe de camareros señor.
- Teşekkürler, kamarot.
- Gracias, sobrecargo.
- Kamarot.
- Sobrecargo.
Kamarot, kalacak yerleri karıştırmış görünüyorsunuz.
Sobrecargo, parece que ha habido una confusión con los camarotes.
Kamarot Azad!
El camarero Azad.
Ekipten bir diğer kişi ve bir kamarot patlamada öldü.
Otro miembro de la unidad y un camarero murieron en la explosión.
Spah gene gövdeye girmiş, kamarot da bunu odasında bulmuş.
Spah estaba de nuevo en el casco un una azafata halló esto en su camarote.
- Kamarot?
- ¿ Camarero?
- Kamarot.!
- Camarero.
Allah bağışlasın! Kamarot, gidebilirisin.
- Puede irse, muchas gracias.
Kamarot yalnız yolculuk eden iki küçük kıza bakar mısınız diye sordu, ama onlarla ilgilenmek iki küçük kıza göz kulak olmak demek.
Pues, el sobrecargo nos ha preguntado si queríamos cuidar de dos niñas que viajan solas pero cuidar de... es igual que cuidar de dos nenitas.
Kamarot!
¡ Oiga, camarero!
İlk grup bu akşam kıyıya inmeli ve kamarot Schiendick de aralarında olmalı.
El primer grupo desembarcará esta tarde, entre ellos está el camarero Schiendick.
- Kamarot.
- ¡ Mozo!
- Kamarot.
- Camarero.
Gemide olup biteni az da olsa öğrendiğim kamarot seni epey geç bir saatte La Condesa'nın kamarasından çıkarken gördüğünü söyledi.
Fondo blanco, cortito.
Kamarot Frankfurt'ta Bayan Rieber adlı kişiye bir telgraf yolladığını söyledi.
¿ Qué quieres decir con una Frau Rieber?
Bu kamarot da nerede kaldı?
¿ Dónde está ese camarero?
Kamarot, efendim.
Camarero señor.
Kamara 373 D güvertesi. Kamarot.
Camarote 373, cubierta D.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]