Kanunen translate Spanish
467 parallel translation
Adele'nin kanunen eşisin. Öncelik sende.
Usted es el marido legítimo, tiene prioridad.
Bu kadar çok cazibe kanunen yasak.
No se puede ser tan encantadora.
Ama kanunen doğrulamalıyız
Pero tenemos que hacer Una comprobación legal
Bu vesile ile, Ellen Wagstaff Arden'ın kanunen öldüğünü duyuruyorum.
Declaro a Ellen Wagstaff Arden legalmente muerta.
Ama o, resmi olarak ölü. Onun kanunen ölü olduğunu siz beyan ettiniz.
Está legalmente muerta, usted la declaró muerta.
Kanunen, onun yaşadığını beyan edeceğim.
Lo hice. Entonces la declaro legalmente viva... para que pueda pagarme los 50 dólares.
Sana söyleyecek bir çift lafım var. O da, bana göre senin kanunen ölü olman.
Todo Io que tengo que decirte... es que por Io que a mí respecta estás legalmente muerto.
Nicky'nin evliliğinin iptali dosyalandı ve senin de yaşadığını kanunen beyan oldu ve ona 50 $ borçluymuşsun.
Dicen que se ha procesado la anulación de Nick. Y que tú estás legalmente viva. Y que le debes 50 dólares.
Bu yüzden son üç yıldır biz de kanunen ölmüş kabul ediliyoruz... Ve kimseye karşı hiçbir şey için sorumlu değiliz.
Por lo tanto, hemos estado legalmente muertos durante los tres últimos años y no somos responsables de nadie ni nada.
O katır kanunen benim. Onun üzerinde bir hakkın yok.
Esa mula es legalmente mía, no tienes ninguna razón para reclamarla.
Kanunen, kocanla bir vekâlet ilişkisi içindeyim.
Yo soy abogado. Jurídicamente, mi relación con tu marido es fiduciaria.
Kanunen, hakkı var. Kanunen, bize devretti- -
Legalmente, ella tenía derecho y nos lo cedió legalmente.
- Sen, Tony ve Pietro kanunen dolandırıcısınız.
Tú, Tony y Pietro son unos sinvergüenzas legales.
Stig Ericsson, Marta Olsson'un kanunen eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?
Stig Ericsson, ¿ quieres a Marta Olsson como esposa?
Marta Olsson, Stig Ericsson'un kanunen eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?
Marta Olsson, ¿ quieres a Stig Ericsson como esposo?
Ne yazık ki buraya kanunen soyulmaya gelen koyunların altınını almak bana hiç keyif vermiyor.
Pero no hay placer para mí en robarles a estas ovejas.
"Ve Mürettebatın da ahlaken ve kanunen... komutayı ondan zorla ele geçirmek için kuvvet kullanma hakkı vardır"
"Y su tripulación tiene el deber moral y legal de emplear la fuerza para despojarlo del mando".
Eğer kanunen Ekselans'a ait dokümanları kastediyorsanız boğaz kesen devrimci hırsızlar ele geçirmesin diye transfer edildi.
Si usted se refiere a los bienes de Su Majestad, fueron puestos a salvo de los revolucionarios.
Benim evim. Kanunen ben sorumluyum.
Yo soy el responsable legal.
Kanunen bu doğru Bay Spilett, ama sizin de emrim altına... girdiğinizi sanıyordum.
Eso es legalmente correcto, Sr. Spilett, pero... tenía la impresión de que se había unido a mi equipo.
Ama benim hakkım var! Yani kanunen!
¡ Piensa, Cuspett, lo que puedes hacer con todo este dinero!
Kanunen suç mu?
¿ Alguna ley que lo prohíba?
Elsa kanunen Billy ile evli. Değil mi?
- Elsa está casada legalmente, ¿ no?
Özgür iradenle kanunen evlendim.
El problema es que te casaste voluntariamente.
Kanunen, hâlâ Billy Hammond ile evli.
Según la ley, ella sigue casada con Billy Hammond.
Aynı zamanda, şahinleri öldürmek kanunen yasak.
Además, hay una ley que prohíbe matarlos.
Kanunen.
Conforme a la ley.
Kanunen ilan ediyor ki... Onu kabul edecek olan ya da destekleyecek olan herkes düşman sayılacaktır.
Solemnemente declara que vuestros enemigos... no recibirán nada de él... ni de sus súbditos.
Sizi kanunen gözaltına alıyorum.
Lo detengo legalmente.
Kanunen yatak bende kalıyor.
La cama se queda conmigo por ley.
Bay ev sahibi... Kanunen, viski içmek, oy kullanmak ve sevişmek için yaşım tutuyor.
Tengo edad para beber whisky, votar y amar.
Ağır yaralı birini tedavi etmeye kalksak, kanunen sorumlu oluruz.
Si nos detenemos a ayudar a un herido grave, somos legalmente responsables.
Kanunen evet, fakat ayrı yaşıyoruz.
Legalmente, sí, pero estamos separados.
Kanunen mahkemenin cezayı kesmekten başka seçeneği yoktur.
Y según sus leyes, este tribunal tiene que imponerle un castigo.
Kanunen mahkemenin cezayı kesmekten başka seçeneği yoktur.
Y según sus leyes hay un sólo castigo posible.
- Kanunen senin kızkardeşin.
- Es su cuñada.
GİRMEK VE DOLAŞMAK KANUNEN GÖRE YASAKTlR
PROHIBIDO EL PASO Y LA PERMANENCIA INJUSTIFICADA
Kanunen şunu ifade etmeliyim ki sanık uyarılarımızı dikkate almamaya devam ederse mahkemeye itaatsizlikten suçlu bulunacaktır.
La ley me obliga a declarar... que si el acusado no tiene en cuenta... las observaciones del tribunal... será culpable de insultos al tribunal.
Kanunen sizi ölü ilan ediyorum...
Como quiere la ley, te declaro muerto.
"Gezegenin başı belada." oldu. Kanunen, gerçekten kim öğrenmek istiyorsa ana hatlarıyla ortaya koyduğu bastırılmış ve gizli bulgularını okumasını tavsiye ediyorum.
"El planeta está en problemas"... y recomiendo que quién realmente quiera leer su supresión... y la evidencia confidencial... en que él perfiló su... presentación judicial.
Bay Radking kanunen vasin olduğunu söylüyordu.
El Sr Ratkings me dice que es tu tutor legal.
Ama öyle bir noktaya geliyorsunuz ki... müziğinizi yapabilmek için, mantıken ve kanunen... istediğiniz her şeyi elde edecek duruma geliyorsunuz.
Luego llegas a cierta posición donde lógica, ideal y legalmente estás en derecho de tener todo lo que necesitas para poder tocar tu música.
Polislere göre kanunen ölüyüm, Augustine parasını aldı.
Sencillísimo.
Çünkü kanunen 12 saat sonra başlamak lazım.
Los operarios tienen 12 horas de descanso por convenio.
Laboratuar, kanunen tüm numuneyi atmak zorundadır
El laboratorio, por ley, tiene que descartar toda la muestra.
Tek kızının beni... öz babası gibi görmesini istiyorum, resmen ve kanunen.
Quiero que su ünica hija me considere... su propio padre, en un sentido real y legalmente vinculante.
Kanunen, doğal olmayan nedenlerden ölüm şüphesi varsa ya da 20 günlük tıbbi bakımsızlıktan ölüm gerçekleşmişse koroner ofisi bunu araştırmakla görevlidir.
La ley exige que cuando hay sospecha de que una muerte no ha sido por causas naturales o si la muerte ha ocurrido sin haber habido asistencia médica por 20 días, la oficina del Pesquisador tiene que investigar.
Burası, kanunen istenilen... şartlara haiz bir yer değil.
El local incumple los requisitos impuestos.
Gerçekten bu evde ikamet etmiş olsanız dahi kanunen burada kalamazsınız.
Si, de verdad, ha vivido aquí, no tiene derecho legal a quedarse.
Kanunen alamazsınız.
No legalmente.
- Kanunen mi?
Legalmente. - Sí.