Kapan translate Spanish
5,676 parallel translation
Bu fare kapanı daha ne kadar dayanır?
¿ Cuánto tiempo tenemos hasta esta trampa de la rata se detiene?
Tatil kampı kapanınca benim peder almıştı burayı.
Mi padre compró la tierra cuando el campamento se cerró.
Kapanış zamanı.
Hora de cierre.
Kapanış zilini duymayan olabilir diye içeriyi dolaşıyormuş.
Daba vueltas para estar seguro de que nadie había pasado por alto la campana de cierre.
Şu dava kapanıp yaygara bitsin...
En cuanto se acabe. Cuando acabe el tole tole.
Burası kapanıyor.
Es la hora de cerrar.
Işıklar kapanıyor.
Las luces ya están encendidas.
Beyler, lütfen dışarıya çıkın, bar kapanıyor.
Señores, si pueden salir por la parte trasera. El bar está cerrado.
Pek popüler bir çocuk değildim. İçime kapanık bir çocuktum.
No fui muy popular, mas bien me mantenía aislada.
- Bilmiyorum, içine kapanık biriydi ama son zamanlarında kötü görünüyordu.
- No se, era muy reservado, pero, se veía muy mal poco antes de morir.
O şeye dokunmak istemezsin, resmen ölüm kapanı gibi bir şey.
Sí, no querrás tocar esa cosa. Es una trampa mortal de mierda.
Bu günde, bankalar kapanır.
Este día, los bancos cierran.
Biraz içine kapanıktı.
Estaba un poco loca.
Kapılar kapanıyor.
Se cierran las puertas.
Rüya kapanı.
Un atrapasueños.
Muhafız değişimini simgeleyen bir kapanış, belki.
Final que representa un cambio escolta, probablemente.
Ve bende yalnız ve içine kapanık oluyordum.
Con los años, mi padre se puso más y más ocupado con el trabajo, y me volví más retraída y solitaria.
İçlerine kapanırlar ve şaka yaptığında alınıp, kuruntu yaparlar.
Cerraron, Y consiguen todo mopey y ofendido AL HACER BROMAS.
Çok münzevi, çok içine kapanıktı.
Él era muy solitario. Él era muy retraído.
" Her şey bir ritim var, pencere açma kapısını kapanış, mevsimler, güneş ışığı, ay, denizler, şeylerin büyümesi, insanın kendi ruh,
Todo es un ritmo, desde la puerta cerrada a la ventana abierta, las estaciones, la luz del sol, la luna, los océanos, el crecimiento de las cosas,
Hız kapanı çok akıllıca bir şey.
¡ Mamá! El Control de velocidad es algo inteligente.
Bu bir fare kapanı.
Es una trampa para ratas.
Newton sığındığı odasında içine kapanır antik Yunan filozofları, geometri ve yabancı diller hakkında okur ; madde, uzay, zaman ve devinimin doğasına ilişkin derin sorular üzerine kafa yorardı.
Newton se mantuvo a si mismo secuestrado mayormente en su habitación, estudiando antiguos filósofos griegos, geometría y lenguas, y pensando profundas preguntas sobre la naturaleza de la materia, el espacio, el tiempo, y el movimiento.
Bazen her şey bir anda kapanıyor.
A veces se apaga todo.
Ve disko da kapanır.
Discoteca cerrada.
Git ve ayaklarına kapan.
Sólo él puede hacer esto.
Duyum ikiliği ile birleşince içe kapanıklık özellikleri,... ışık ve görüntü değişikliğinde hassaslaşıyor.
Signos de autismo combinados con sinestesia, y es sensible a los cambios entre patrones y luz.
İran halısının altında şeytan kapanı var aptal.
Trampa para demonios debajo de la alfombra persa de imitación, idiota.
Yani dün gece salon kapanırken buradaydın?
Así que, ¿ ibas a cerrar el gimnasio anoche?
Çünkü benim oradaki Tesco saat sekizde kapanıyor. Pekâlâ.
- Porque mi Tesco cierra a las 8.
Odama kapanıp, surat asıp Tetris oynuyorum.
Me quedo en mi cuarto, enfurruñado, jugando al Tetris.
Fırsat penceresi kapanıyor.
La ventana de la oportunidad se está cerrando.
36. sayfanın kapanış paragrafında.
Página 36, al final del párrafo.
Bar kapanıyor ve siz de çok yorgunsunuz.
El bar va a cerrar y vosotros estáis muy cansados.
Döndüğümden beri içine kapanıksın ve anlıyorum ama...
Has sido muy reservado desde que volví, y está bien, pero...
Burada güvende hissediyordum sonra kapılar kapanıp garip bir melek geldi.
Me sentí a salvo aquí, y entonces las puertas se cerraron con gran fuerza y un ángel extraño llegó.
Kurşuna kazınmış şeytan kapanı.
Una trampa de demonio tallada en una bala.
Kurşuna kazınmış şeytan kapanı.
Tallé una trampa para demonios en la bala.
Kitapçı yakında kapanıyor.
Wes... la tienda de libros cerrará pronto.
Bak, 3 mil boyunca önümüz açık ama sonrasında trafik bir süre kapanıyor.
Escuchad, los próximos cinco kilómetros están despeados, pero a partir de ahí, podríamos tener problemas.
Kapanış konusunda.
Una conclusión.
Will Graham kendini etrafındakilere içine kapanık biri olarak açıklıyor.
Will Graham manifiesta públicamente una personalidad introvertida.
Korkarım Will içinde bir kapıyı açtı ve kimse onun kapanıp kapanmadığını bilmiyor.
Me temo que Will abrió una puerta dentro de sí mismo y nadie sabe si volvió a cerrarse.
- Evet. Dava kapanınca seninle konuşmak istiyorum.
no de trabajo.
Büyük bir kapanış yapmadan gitmeyi sevmez.
Ella no sale sin un gran final.
Kızım içe kapanıktı...
Mi hija era introvertida...
Gerçekten içine kapanıkmış.
Era realmente una persona introvertida.
İçine kapanık kadınları buldun hiçbirinin sana karşı koymayacağını düşündün.
Buscó mujeres introvertidas, ¿ no pensó que alguna de ellas se enfrentaría a usted?
Hayır ama bana mektup yazıp duruyor ve ben de psikolojik açıdan değeri olmayan bir kapanış yapsak iyi olur diye düşündüm.
No, pero sigue escribiéndome cartas, y creo que nos ayudaría a cerrar un capítulo... Lo cual, psicológicamente, no carece de valor.
Ben de kapan kurmaya başladım.
Empecé con el trampeo.
Kapan kurduğunda gece iyi bir şeyler yakalıyorsun.
Lo que tiene el trampeo es que recoges las presas por la noche.