Kaçacağım translate Spanish
658 parallel translation
"Eğer lanet olası bir tesadüf nedeniyle izimi bulurlarsa, " bu tünelden kaçacağım. "Anahtarsız bu kapağı açabilecekler mi, görmek isterim doğrusu!"
- Si por una maldita casualidad alguien me descubre, huiré por este pasadizo. ¡ Y ya me gustaría ver quién abre la trampilla sin la llave!
Kaçacağım.
Savatat kurjat
Buradan kaçacağım!
¡ Saldré de aquí!
Bu yüzden beni öldürseler bile kaçacağım!
¡ Aunque me maten!
Bebek doğmadan buradan kaçacağım.
Estoy pensando en escaparme antes de que nazca el bebé.
- Zilini çalıp kaçacağım.
- Llamar a su timbre y salir corriendo.
Sıradan bir suçlu gibi mi kaçacağımı sandın?
¿ Crees que escaparía como un vulgar delincuente?
- Kaçacağım!
- ¡ Escaparé!
Beni yakalayamasınlar diye kaçacağım.
Huir, para que no me atrapen.
Seninle birlikte kaçacağım için mutluyum.
Me alegro de permanecer contigo.
İlk serenat yapan kişiyle kaçacağım.
Me escaparé con el primer trovador que se presente.
Kaçacağım, yemin ederim. Kaçacağım.
Voy a fugarme, te digo.
Teneke cenaze arabasında kaçacağıma burada kalıp dayanırım daha iyi.
Prefiero estar aquí a huir en ese coche fúnebre de hojalata.
Tek başıma kaçacağım.
Me iré sola.
Doğrudan üzerime doğru yürüdükleri için beni görmesinler diye karşılarına çıkmadan nasıl kaçacağımı düşünüyordum.
Todo lo que pensé fue cómo apartarme de su camino para que no me vieran, pues se dirigían directamente hacia mí.
Dış dünyaya kaçacağım, Tiko'yu bulacağım ve onunla öleceğim.
Huiré al mundo exterior, encontraré a Tiko y moriré con é.
Neden kaçacağım ki?
¿ De qué iba a huir?
Panik içinde kaçacağımı filan sanıyordum.
Creí que estaría aterrorizada, que querría echarme a correr o algo así.
Yabancı bir şehre kaçacağım.
Me iré a alguna ciudad lejana.
İntikamımı alacağım, kaçacağım.
Me esconderé en cualquier sitio.
Bu çöplükten kaçacağım.
Me fugaré de este antro.
Hâlâ yapabiliyorken, bu yıldırımdan kaçacağım.
Busquemos refugio mientras podamos.
Ayaklarım düzelir düzelmez ondan daha hızlı kaçacağım.
En cuanto recupere las piernas, le adelantaré.
- Lütfen devam etme aksi taktirde etiket kurallarını unutup kaçacağım!
Por favor, no hables más, de lo contrario me olvidaré de la etiqueta y saldré corriendo. Pero, Sissi.
- Kaçacağım.
- Escaparme.
Kongreye gidiyordum ama kaçacağımı söylediler.
Iba a la convención pero dijeron que trataba de escapar.
Peder Tanrı nasıl kaçacağımızı bilir mi?
Ya fue Dios ahora nunca pa'juir padrecito.
- Sanki paranı alıp kaçacağım. - Önemli adam.
De repente, voy a fugarme con su dinero.
Bir şeye başlayacağım eğer olmazsa kaçacağım.
Empezaba algo, si no funcionaba enseguida, me iba.
Tekrar kaçacağım.
Volveré a escapar.
- Ben uzaklara kaçacağım.
- Me escapé de la redada.
Kaçacağım.
¡ Me fugo!
Artık buralarda duramam, Bu gece kaçacağım.
Esta noche me largo, vuelvo a mi casa.
- Kaçacağımı mı sandınız?
Y creyó que iba a huir, ¿ eh?
O askeri okuldan da kaçacağım yetiştirme yurdundan kaçtığım gibi.
De todas maneras huiré de la escuela Suvorov. Si del orfanato huí de la Suvorov lo haré también.
"Nenemden kaçacağım, ve dedemden de..."
De mi abuela huí y de mi abuelo también.
Nasılsa kaçacağım, eğer gitmeme izin vermezsen.
De todas formas huiré si usted no me suelta.
Kaçacağım, evet kaçacağım.
¡ Quiero irme!
- Ben Royce Rolls'la kaçacağım.
Yo huiré con el Rolls.
Lastiklerim tamir edildiği an bu talaş kapanından kaçacağım.
Me iré de esta trampa de serrín en cuanto reparen mi moto.
Durmaksızın kaçacağım!
¡ Huiré y no pienso detenerme!
Gennosuke, "İsmin ve gururun canı cehenneme," "durmaksızın kaçacağım," dedi.
Gennosuke dijo, "¡ Al infierno con el nombre y el honor! ¡ Huiré y no pienso detenerme!".
- Kaçmayacağız. - Ben kaçacağım!
- No vamos a escapar.
Onu evde bırakmak zorundaydım, yanıma alırsam kaçacağımı düşünüyorlar.
Túve que dejarla en la casa. No podiamos venir juntas.
Mutlaka kaçacağım.
¡ Me fugaré!
Adamın "Hüzünlü Bebek"'i çalmaktan bıkıp kaçacağını sandım.
Pensé que tocarían : "Me siento solo sin un amor".
- Sana söz veriyorum kacabilirsem kacacağım. ve senin yakalanman ve vurulman için elimden geleni yapacağım.
Huiré si puedo y haré todo lo posible para matarlo.
Kaçacağız ve bu bizim tek şansımız.
Es nuestra única oportunidad para huir.
Sana yardım edecek yanında kimse yok, öyle olunca hepimiz Allison buraya gelmeden senin kasabadan kaçacağını düşünmüştük.
Todos pensamos que se iría antes que enfrentarse a Allison, sin sus muchachos a su lado para ayudarle.
2 Ocak'ta seni alacağım ve Rio'ya kaçacağız.
El 2 de enero te recogeré y nos iremos a Río.
Gözümüzden kaçacağını mı sandınız?
¿ Cree que le vamos a dejar morir de inanición?