Kaçırdık translate Spanish
2,904 parallel translation
Ne kaçırdık?
¿ Qué nos hemos perdido?
- Fazla kaçırdık.
- Nos equivocamos.
- Bir şeyi gözden kaçırdık.
Algo se nos pasó por alto, lo entiendo.
Evet. İçkiyi biraz fazla kaçırdık.
Tenemos bastantes tragos.
Bu dört günlük bir süreç, sadece ilk gününü kaçırdık.
Teníamos cuatro días. Sólo nos perdimos el primer día.
Senin yüzünden Berberis'i kaçırdık.
Enhorabuena contigo Se me escapó Barbeurisse
Ray seni kaçırdıklarını görmüş ve plakanın görebildiği kısmını bize bildirdi. Temiz.
Ray vio como te cogieron, informó de parte de la matricula.
Dün akşamki uçuşu kaçırdık da.
Perdimos el de anoche.
Biz uçağı kaçırdık.
Hemos perdido el vuelo.
- Fırsatı kaçırdık, biliyorsun değil mi?
Sabes que lo bordamos, ¿ verdad?
Aynen be. Boşalmaktan ve iki seksi kızla işi pişirmeyi kıl payı kaçırdık.
En cinco segundos nos cogerán dos muñecas ardientes.
- Ne casusu? - Sanırım bir şeyleri kaçırdık.
¿ Qué espía?
Ortaya çıkınca da onları nereye kaçırdıklarını söyleteceğiz ona.
Y cuando lo haga, vamos a hacer que nos diga donde se los llevaron.
Görünüşe göre onları kıl payı kaçırdık.
Parece que los hemos perdido, señor.
Lanet olsun, kaçırdık.
Maldición. Acabamos de perderlo.
Sanırım seri katil konusunda çok büyük bir şeyi gözden kaçırdık.
Creo que nos hemos podido topar con un asesino en serie.
- Onu kaçırdık.
- Lo hemos perdido.
Sadece içkiyi fazla kaçırdık.
Digamos que fue por demasiada bebida, ¿ OK?
Rumbamız çalıyor, yazık ki kaçırdık.
Nuestra rumba, qué pena que nos la perdamos.
Harika, asansörleri kaçırdık.
Genial, se nos escaparon los ascensores.
Sandığınız kişiyle dün gece tanıştım ve biraz içtik, korkarım biraz fazla kaçırdık. Sabah uyandığımda giysilerimi, eşyalarımı ve cüzdanımı çalıp hiç bir açıklama yapmadan gitmişti.
Y bebimos unos tragos, me temo que demasiados, y entonces, hoy cuando desperté, me dí cuenta que me había robado mis ropas y mi equipaje... y mi billetera, y se fue sin dar explicaciones.
Olamaz. Doğumgününü kaçırdık mı?
Ni hablar. ¿ Nos perdimos tu cumpleaños?
- Kaçırdık mı?
¿ Nos la hemos perdido?
Her şeyi kaçırdık mı?
¿ Nos lo perdimos todo?
Gemiyi kaçırdık.
Perdimos nuestros pasajes.
Sanık çocuk istismarı yaptığını ve çocuğu kaçırdığını itiraf mı ediyor?
¿ Está la acusada confesando ahora abuso de niños además de secuestro?
Sanık, Bayan McDeere'ı o disk ile takas etmek için kaçırdı.
El acusado secuestró a la Sra. McDeere para intercambiarla por ese disco.
- Kıl payı kaçırdın.
Ya se fue.
O bir suçlu çünkü bir çocuk kaçırdı, beni soydu, ve komalık etti.
Es un delincuente por secuestrar a un niño, robarme y darme una paliza.
Ross, kızı kaçırdılar.
Ross, se llevaron a la muchacha.
O kısmı kaçırdığına inanamıyorum.
No puedo creer que te perdieras esa parte.
İhtişamlı sahne çıkışımı kaçırdın.
Te has perdido mi gran aparición.
Lacey, katilin kaçırdığı kızlar hakkında yazdığı bir günlük, polisin eline geçti ve...
Lacey, la policía encontró un diario que ha tenido el asesino todo el verano de las niñas que ha secuestrado y...
Kızları korkutup kaçırdın.
Acabas de espantar a esas chicas.
Birkaç dersi kaçırdım ama artık buradayım.
Me perdí un par de clases, pero estaré aquí de ahora en adelante.
Tamam üniversiteli bir kız kaçırdılar yani eski alışkanlıklarını geri kazanıyorlar değil mi?
Bueno, así que secuestraron a una alumna. Regresaron a sus antiguos hábitos, ¿ no?
Onu kıl payı kaçırdın.
Le echas de menos.
Şükürler olsun ki Matt'i oraya yolladık. Yoksa bu çocuğu kaçırırdık.
Menos mal que enviamos a Matt o nos hubiéramos perdido este chico.
Kaç defa kırdın?
¿ Cuántas veces te la has roto?
Randall McCoy gözlerini kaçırdı sanki bir kızın ilk seferinde korktuğu gibi.
Randall McCoy desvió la mirada... Cuida tu roñosa boca, Hatfield.
- Kızınız otobüsü kaçırdı.
- Su hija perdió el autobús.
Buradaki insanların çoğunun hafif kaçık olduğunu söylemek yanlış olmaz ama diğerleri Neil'e kıyasla solda sıfırdır.
Sería una modestia decir que la gente por aquí tiene mucha pasión, pero Neil... Hizo que lo de los demás pareciera nada.
Victor'un aileni kaçırdığını biliyorum, fakat onları kurtardık. güvendeler.
Sé que Victor se llevó a tu familia, pero les tenemos. Están a salvo.
Belki de başta sadece bir tacizci vardı. İlk iki kızdan sonra da başka biri Artemis'li kızı kaçırdı.
Quizás había un atacante sexual después de las dos primeras chicas y otro con las chicas de Artemis.
Köpek bir Hollywood yıldızı oldu ve kıskanç bir.. .. eğitmen onu kaçırdı.
Se convierte en una estrella de Hollywood y un entrenador celoso lo secuestra.
Kırmızının kurtları kaçırdığını biliyorsun.
Sabes que el rojo ahuyenta a los lobos.
- Kızgın ama aynı tipi benim sayemde elinden kaçırdı
Ella se molesto, porque ella y yo tenemos el mismo gusto pero yo siempre soy la primera elección, y ella tiene que esperar por mis sobras.
Annen, yüzme takımının finallerini kaçırdığı için kendine çok kızıyor.
Tu madre se patea a sí misma por perderse la final de tu equipo de natación.
FBI, Tijuana'ya silah kaçırdığını ve kiralık katil olabileceğini düşünüyor.
El FBI cree que dirige el contrabando de armas a Tijuana y que es un asesino a sueldo.
Kaç kere kalbini kırdığını önemsemeden!
No importa cuántas veces te rompes el corazón!
Allahtan bu akşamki olayları kaçırdı yoksa dilinden kurtulamazdık.
Gracias a Dios se perdió todo el drama de anoche o no hubiésemos oído el final.