Kilise translate Spanish
5,792 parallel translation
Roma Başpiskoposu ve Kilise'nin reisi.
Obispo de Roma... Santo Padre de la Iglesia cristiana.
Kilise çökmelerinden parçalar topluyorum.
Colecciono derrumbamientos de iglesias.
Birkaç arkadaşımı öğle yemeğine götürmek istiyorum. Çocukların da Kilise Okulu için yeni kıyafetlere ihtiyacı var.
Quería llevar a algunos amigos a almorzar y los niños necesitan nuevos trajes para la escuela dominical.
Özel bir kilise servisi bizi bekliyor.
Hay un servicio especial en la capilla.
Benimle Walker ve Kilise'de buluş. Acele et.
Nos vemos en Walker y Church.
Kilise genelde pagan tatillerini alıp kendi amaçlarına göre yeniden adlandırırdı.
La iglesia tomó celebraciones paganas y las renombraba para sus propios objetivos.
Peki, eğer masum olduğuna inanıyorsan, bırak da kilise, bu gerçeği sorgulamada ortaya çıkarsın.
Bueno... Si crees que ella es inocente... Entonces, deja que la iglesia haga su investigación.
Bu tür durumlar kilise gibi olabilirler.
Estas situaciones pueden ser como la iglesia. Pueden ser...
Kilise harabesinde bize saldıranlardan.
Uno de ellos nos persiguió en las ruinas de la Iglesia.
Ama burası insanları kucaklayan, ilerici bir kilise.
Pero creo que es importante que esta sea una iglesia progresista no exclusiva.
Sadece kilise dışında hiç görüşmedik de ondan.
Es que... Nunca hemos quedado fuera de la iglesia.
Üzgünüm Rahibe ama kilise seni daha fazla desteklemeyeceğimize karar verdi.
Lo lamento, hermana, pero la Iglesia decidió que no podemos continuar apoyándola.
Kilise nereye yollarsa oraya giderim ben.
Iré a donde la iglesia me envíe.
Kilise hastanesine gittik, Ayrıca Kadın Hastanesi'ne ve Roosevelt'e.
Hemos ido al Hospital Presbiteriano, al Hospital de Mujeres y al Roosevelt.
Kilise artık seni izlemez zaten.
Además, la Iglesia ya no te vigila.
Bu durum Knick'in kilise zihniyetinde olmasının sonucu.
Siempre ha sido el asunto de la iglesia con eI Knick.
63. cadde ve Cal arasında bulunan bir kilise mağazası.
Es un local de la iglesia en la 63 y Cal.
Annem, babam, sevdiğim adam, ölen masum çocuk, havaya uçan kilise, seni deliğin dibine tıkmaları.
Son mi madre, mi padre, el hombre al que amo, un niño inocente muerto, iglesias explotadas, tú metido en el agujero.
Bir kilise.
Una iglesia, en realidad.
- Küçük bir kilise.
- Es una misión.
Kilise güzel numaraydı.
Lo de la iglesia te salió de lujo.
Bu bir kilise.
Es una iglesia.
Kilise düğünü mü?
¿ Boda en la iglesia?
Kilise kayıtlarına göre,
Según los registros de la iglesia,
Kilise, yüz yılı aşkın süredir... terk edilmiş durumda.
Ahora, esa iglesia ha estado abandonada durante más de cien años.
Kilise geçmişini araştırmam... iki yüzyıl boyunca sahip değiştirdiğini... ve sonunda terk edilmeden önce... birkaç kere isim değiştirdiğini gösteriyor.
Mi investigación en la historia de la iglesia indica que fue cambiando de propietarios durante dos siglos y fue renombrada varias veces antes de ser finalmente abandonada.
Beni çocukken terk edip gittiğiniz kilise... yeniden doğuşumu ilk kez gördüğüm yerdi.
La misma iglesia en la que me abandonaste cuando era un niño fue el primer lugar que vi en mi resurrección.
Kilise kayıtlarına göre Knapp tek parça halinde ve tespihi boynunda gömülmek istemiş.
Según los registros de la iglesia, Knapp pidió ser sepultado con sus partes del cuerpo intactas y su rosario sobre su cuello.
Bu kilise 100 yıldan fazladır terk edilmiş hâlde.
Ahora, esa iglesia ha sido abandonada durante más de cien años.
Kilise hakkında ne bildiğini öğrenmek için Peder Knapp'i aradığımda yüzyüze görüşmekte ısrar etti.
Cuando llamé al reverendo Knapp para averiguar qué sabía al respecto, insitió en que nos viéramos en persona.
Beni çocukken terk ettiğiniz kilise dirildikten sonra gördüğüm ilk yerdi.
La misma iglesia en la que me abandonaste cuando era un niño fue el primer lugar que vi en mi resurrección.
Batı girişinin yanında küçük bir kilise vardır.
Hay una pequeña capilla cerca de la entrada oeste...
Geçen yıl, tarih kulübü benden kilise camlarının resimlerini çekmemi istedi.
El año pasado, la Sociedad Histórica me pidió que sacara fotos de las vidrieras.
Kilise kampına.
Campamento de la iglesia.
Kilise pazartesi öğleden sonraya alındı.
Cambiamos la iglesia para el lunes por la tarde.
Kilise bülteni?
¿ El boletín de la iglesia?
Kilise ayinine gitmiş ve resmi görmüş.
Fue a misa, vio las fotos.
Evet, Korelileri taşıyan kilise otobüsü benim ön cama girdiğinden beri dükkanda bu kadar insan görmedim.
Sí. No he visto tanta gente en mi tienda desde que el autobús de la iglesia coreana atravesó la ventana frontal.
Roma Başpiskoposu ve Kilise'nin reisi Papa Sixtus adına huzurunuzdayım.
Te hablo en nombre del Papa Sixtus, Obispo de Roma y cabeza de la Iglesia Cristiana.
Beyaz olmayanların gelmesine izin veren bir kilise kurdun.
¿ En serio fundaste una iglesia a la que podían entrar negros?
Altı ay kilise okuluna gitmiştim.
Seis meses de escuela parroquial.
Martin yakında kilise onayı olacak.
Martin es muy maduro.
Sen kilise papazı olsaydın her gün de oruç tutsaydın.
"Ojalá fueras el sacerdote de un templo." "Todos los días iba a ser una fiesta,"
Katolik bir kilise.
Eso es la Iglesia Católica.
Ulusal Lig, Katolik kilise aynı şey.
La NFL, la Iglesia Católica, es igual.
Batı girişinin yanında küçük bir kilise var.
Hay una pequeña capilla cerca de la entrada oeste.
Magnuson'un eski eşi Ingrid Hollanda Reform Kilise'si üyesiymiş.
La ex esposa de Magnuson, Ingrid, es miembro de la Iglesia reformista holandesa.
Hatırladığım son şey kilise ve evlenme yeminiydi.
Lo último que recuerdo es... la iglesia, los votos matrimoniales.
Bu kemikler kilise tarafından kutsanmışlar.
Estos huesos han sido bendecidos y santificados por la iglesia.
Birkaç yüzyıl önce, ilk kilise kurucuları daha fazla putperesti kendilerine çekmenin yollarını ararken Saturnalia'yı Noel'e dönüştürmeye karar verdiler. Böylece onu, en uzun süreyle amacı dışına çıkarılan kış gündönümü bayramı haline getirdiler.
Hace un par de cientos de años cuando los primeros padres de la iglesia buscaban la forma de atraer a más paganos decidieron convertir Saturnalia en Navidad la última de una larga fila de fiestas del solsticio de invierno en ser reutilizada.
Konuşmak istemiyorum... Ben kilise ve eyalet mi demek istiyorum.
¿ Quiero decir iglesia y estado?