Kirşten translate Spanish
1,181 parallel translation
En son böyle bir konuyu açtığımda, Kirsten'ın ne yaptığını tahmin bile edemezsin.
Porque no tienes ni idea de lo que Kirsten hizo la última vez que le planteé un tema así.
Bana karar verdirecek şeyi buldum. Kirsten'a her şeyi anlat.
He decidido que lo que me hará decidir es que le cuentes a Kirsten todo.
- Evet Kirsten'in babası Dergi tarafından onurlandırılacak. Cohen'in evinde kokteyl partisi veriyorlar.
Sí, el padre de Kirsten ha sido galardonado por una revista y tenemos un cóctel en la mansión.
Güzel kızım Kirsten ve en sevdiğim, tek torunum, Seth.
Mi magnífica hija Kirsten y mi favorito, bueno mi único nieto Seth.
- Kirsten bekarlar balosuna ev sahipliği yapıyor...
Kirsten se ocupa de un baile de solteros...
- Çünkü kendimi Kirsten'a kurabiyeler hakkında yalan söylediğim için yeterince suçlu hissediyorum yalnız kalmış gibi.
Porque ya me siento suficientemente culpable de mentirle a Kirsten sobre las galletas, imagínate...
- Sevgililer Günü'nde gerçeği bilmeniz gerektiğini düşündüm. - Kirsten'ı yendim mi?
¿ Le ganaba a Kirsten?
Ne dersin Kirsten, Altı mı?
¿ Qué piensas, Kirsten? ¿ Sobre seis mil?
Kirsten, bana arka çıkar mısın?
Kirsten, por favor.
- Kirsten'ın kardeşi Hailey.
- La hermana de Kirsten, Hailey.
Kirsten burada olduğunu biliyor mu?
¿ Y Kirsten sabe que está aquí? Lo dudo.
Sanmam. Kirsten'ın en kötü kabusudur bu. Hailey için sürekli endişelenir.
No le va a gustar esto porque siempre está preocupada por ella. ¡ Vamos!
Yapacak yeterince işimiz var. Eğer Kirsten öğrenirse...
Ya tenemos suficiente de qué preocuparnos y si Kirsten se entera de todo esto...
Kirsten'a karşı bile nazik değilsin. Sana katlanmamızın tek nedeni o.
No eres agradable con Kirsten, y ella es la única razón por la que te aguantamos.
Babanın dinlediği tek kişi sensin, biliyorsun Kirsten.
Sabes que tú eres la única a la que escucha, Kirsten.
Merhaba, Kirsten.
Hola Kirsten.
Büyükanne hiçbir zaman Kirsten'i umursamamıştı
A la abuela nunca le importó Kirsten.
Kirsten benim en iyi arkadaşım. Sandy benim ortağım - Restoran ise herşeyim
Kirsten es mi mejor amiga, Sandy es mi socio y el restaurante es todo lo que tengo.
Evet ama Sandy, Kirsten ve Restoran'a verdiğin önem kadar
Claro, pero no tanto como por Kirsten, Sandy y el restaurante.
- Oh, bu iyiydi Kirsten
¡ Oh, eso es bueno Kirsten!
Hayır, demek istediğim, Kirsten ve ben tekrar birleşiyoruz ve ben babamla tekrar denemeye karar verdim
Kirsten y yo por fin nos llevamos bien y... tengo una segunda oportunidad con mi padre.
Ama asıI soruyu düşünüyorum da vücuttan ciddi darbeler almadan bunu Kirsten'e nasıI söyleyeceğiz?
Pero creo que la verdadera cuestión es cómo se lo vamos a contar a... Kirsten, sin sufrir heridas corporales.
Biliyorsun, bu şirketi yürütmek bir çiçeğinkinden fazla, Kirsten.
Ya sabes, dirigir esta compañía es mucho más que poner plantas, Kirsten.
Mütevazı olma, Kirsten.
No seas tan modesta, Kirsten. Interrumpiré ahora.
Bak, sende Kirsten'ın bazı tecrübeleri olmayabilir aa.. yüzleşelim.. hiçbiri olmayabilir.
Escucha, puede que no tengas la experiencia de Kirsten o bueno, afrontémoslo, ninguna experiencia...
Biliyorsun, Kirsten tektir. Kim, parkı yeniletip sonra da kendi sahiplerine sattı. Hem de iki katına.
Ya sabes, Kirsten es la que renovó el establo y el parque y después se lo volvió a vender a sus dueños originales al doble de su precio.
Bu senin parolan değil mi, Kirsten?
Ese es tu lema, ¿ verdad Kirsten?
Kirsten biraz çukur bacaklıdır.
Aquí Kirsten tiene un pequeño gusto por la bebida.
Kirsten bizi evde bekliyor.
Kirsten se reunirá con nosotros en casa.
İkimiz de biliyoruz, Kristen istisnasız her işi elaltından halledebilir.
Ambos sabemos que excepto por los negocios turbios, es Kirsten la que se encarga de todo.
Kirsten'ı başa getir.
Pon a Kirsten a cargo.
- Kirsten bütün bunların çaresine bakıyor.
- Kirsten se está encargando de todo eso.
Kirsten, Sandy?
Kirsten, Sandy...
Yalnız Kirsten ve Sandy'yi dinler.
Él sólo escucha a Kirsten y a Sandy.
Kirsten hayatındaki tek iyi şey.
Kirsten es la única cosa buena de tu vida.
Sen kendin söyledin Kirsten gösteriyi deva ettirecek.
Kirsten aún seguirá dirigiendo la empresa.
- Ben Kristen'ı bir şekilde Kazanmanı öneririm hem de hemen.
Sugiero que encuentres una forma de compensar a Kirsten.
Kirsten, eğer bir açık kalp ameliyatını ortasında durdurursan cinayet gibi gözükür. 72 saatin var.
Kirsten si paras una operación a corazón abierto a medio camino, es como un asesinato.
Kirsten, Newport Grubu arzusal bir topluluk olmalıdır.
El "Newport Group" debería ser una marca inspiracional.
Kirsten'a yeni model ev için yardım edeceğim.
Tengo que ayudar a Kirsten con los nuevos muebles para la nueva casa modelo.
Kirsten'a yardım ediyorsun diye biliyordum.
Pensaba que tenías que ayudar a Kirsten...
Kirsten'e annem için yapılacak partinin hazırlıklarında yardım etmemi istiyor.
Diciendo que por nuestro acuerdo quiere que ayude a Kirsten para organizar la despedida.
Annen, Kirsten ile mutfakta.
Tu madre está aquí. Con Kirsten.
Hayır. Kirsten'a geleceğini söylemiştin, değil mi?
No, le dijiste a Kirsten que te pasarías por aquí.
Aslında beni Kirsten aradı. Yani Kirsten'a yardım etmeye geldim.
En realidad, Kirsten me llamó así que vengo a ayudar a Kirsten.
Kirsten da şu partiyi düzenliyor.
y además Kirsten está organizando la despedida, así que... ¿ Sabes qué?
- Kirsten. Bu ne güzel bir parti.
- Y Kirsten, ¡ qué fiesta tan encantadora!
Kirsten ile ben senin için her şeyi yaparız, biliyorsun.
Kirsten y yo haríamos cualquier cosa por ti. Ya lo sabes.
- Merhaba Kirsten. Ryan evde mi?
- Hola Kirsten, ¿ está Ryan?
- Kirsten! Orası, Las Vegas.
- Kirsten, es Las Vegas.
Sen tamamen unuttuğun için Kirsten beni davet etmişti.
Kirsten me invitó, ya que tú claramente te olvidaste.