Klanı translate Spanish
2,401 parallel translation
Ben, Umisaka Klanı'ndan Naito Magoshiro.
Soy Naito Magoshiro de Umisaka Han.
Duyduğuma göre henüz vazifelerine alışık olmadığı için bir hata yapıp klanın onuruna leke sürmüş ve bunun kefareti olarak kendi canını almış.
Eso fue... porque Magoshiro todavía no estaba acostumbrado a sus deberes... y cometió un error que avergonzó a los Han. Parece que lo compensó tomando su propia vida.
Bir kaç gün içinde açıklanır.
No lo sabré hasta en unos días.
Biz, Banshu ili Ako klanından Asano hanesine hizmet ediyoruz.
Servimos a la Casa de Asano, de Ako, en la provincia de Banshu.
Lord Kira'nın başını Sengakuji Manastırına taşırken Asa klanının Takuji'deki konağında mola verdik.
Mientras marchábamos hacia el templo de Sengakuji con la cabeza del señor Kira, hicimos una parada en Takuji, en la residencia del clan Asa.
Bu sönmüş volkanlar dizisi Pasifik levhasının sürekli hareket halinde oluşuyla açıklanır.
Esta línea de volcanes extintos se explica cuando notas que la placa del Pacífico se mueve continuamente.
Bu yolla, bütün Iga Klanına hükmedebiliriz!
¡ Así dominaremos el Clan Iga!
Bu sönmüş volkanlar dizisi Pasifik levhasının sürekli hareket halinde oluşuyla açıklanır.
Podemos explicar esta fila de volcanes extintos... cuando nos damos cuenta que la placa pacífica está siempre moviéndose.
Gıdıklanıyorum, Billy amca.
Me das cosquillas, tío Billy.
Yüzüm gıdıklanıyor.
Mi cara se siente rara.
Belli ki, efendimizin klanının bu tapınakla derin bağlantıları var.
Al parecer, el clan de nuestro Señor tiene profundas conexiones con ese templo.
klanımın bir üyesi olan Youchiemon'dan duydum.
Me lo ha dicho Yoichiemon, un miembro de mi clan.
Ben köpekleri daha çok severim çünkü yaladıklarında insan gıdıklanır.
Me gustan los cachorros porque hacen cosquillas y lamen.
Nasıl açıklanır bilmiyorum ama bazı ciddi haberlerim var.
No sé cómo explicarlo, pero tengo malas noticias.
Ve klanın daimi üyesi olma şansını vereceksiniz.
¡ Y la oportunidad de llegar a ser integrantes permanentes del clan!
Gıdıklanıyor. Yani sen içindekinin tamamını direkt ciğerlerine mi çektin?
Hace cosquillas. ¿ Vertiste toda la tetera directamente a tus pulmones?
Nobel Ödülleri'nin en onurlusu açıklanıyor : Barış Ödülü.
Es el momento para el más noble de todos los premios nobeles. El Premio por la Paz.
Durumun ne kadar ciddi olduğunu bizim gibi aklı başında insanlarca açıklanınca herkes anlayacaktır.
La gente estará de acuerdo en adecuar sus actos cuando los fríos y duros hechos sean presentados por gente racional como nosotros.
- Hala gıdıklanıyor musun?
- ¿ Aún tienes cosquillas?
Klanının adını söyle.
Dinos cuál es tu clan.
Dostum, son kez söylüyorum benim bir klanım yok, tamam mı?
Amigo, por última vez, no tengo un clan, ¿ de acuerdo?
Klanın tek çekilir üyesiydi.
Bueno, ella era el único miembro aceptable del clan.
Saldırının arkasında Ginn'in halkından bazılarının ana gezegeninden bir klanın olduğu düşünülüyor.
Algunas personas del pueblo de Ginn un clan de su hogar, son los que se creen que están detrás.
Leydi Min, Inh Yeohung Klanı mı? "Kraliçe Inhyeon'un kızlık soyadı." Ekselansları, ne yapıyorsunuz?
Me pidió que regrese para protegerla a usted y al Príncipe Yeon Ing.
Leydi Min, Yeohung Klanı mı?
¡ Tío!
Yapının, yani bu iki ipliğin birbirine dolanmasının önemli olmasının sebebi böylece hücrenin nasıl bölünüp kendini kopyalayabildiğinin açıklanıyor olmasıdır.
La razón del por qué la estructura importaba, por qué importaba que hubiera estas dos... hebras que estaban estrechamente entrelazadas, es porque explica claramente cómo una célula se divide, cómo se duplica.
Fin Arvin klanından Fitzpatrick Maccorieghan!
¡ Fitzpatrick Maccorieghan del clan Fin Arvin!
Tabii ama vasiyetname açıklanır açıklanmaz... -... Tallahassee'ye döneceğim.
Seguro, pero tan pronto como se resuelva el testamento, me vuelvo a Tallahassee.
Gıdıklanıyor.
Hace cosquillas.
Benim klanımdan biriydi.
Ella era de mi clan.
Ue * Klan beyi *
"Ue" ( Señor de los Han )
Bu seferki olayda da Klan, Roju'yla aracılık etmek için gereken kişiyi zaten tanıyormuş.
En ese caso también. Los Han ya estaban familiarizados... con la persona necesaria para mediar con los Roju.
Magoshiro, Klan'ımızın itibarını bilmezden gelinen saygıdeğer Abe ailesinin onurunu ayaklar altına aldı.
Magoshiro pisoteó la reputación de nuestro Han, además... del honor de la prestigiosa familia Abe, que fue ignorada.
Klan, birkaç Hatamoto aracılığıyla Roju'yla uzlaşma sağlamayı planlamış ve durumu bir şekilde eski haline getirmiş.
A través de unos cuantos otros hatamoto, los Han... planearon hacer un consenso a partir de los Roju hacia abajo... y parecen haber restaurado la situación de alguna manera.
Herhangi bir uygunsuzluk olduysa, bu klan için ciddi bir mesele.
Si algún tipo de incorrección ocurría, sería un asunto serio para los Han.
Hayatı boyunca başkasına muhtaç olacak düşük sınıf bir samuray merasim şefi mevkisini elde edip, Klan için çalışabilir.
Un Samurái de bajo rango viviendo en casa que sería dependiente toda su vida... se asegura el cargo de Director de Ceremonias... y puede trabajar por el bien de los Han.
Fujii'nin ısrarcı tavsiyesi üzerine, klan beş sene evvel Edo mallarını pazarlamaları için onlara ayrıcalık vermiş. Geri ödemesi buymuş.
Con el consejo convincente de Fujii, hace cinco años, los Han... les dieron el monopolio de la comercialización de productos en Edo... ese fue el precio.
Nasıl açıklanır ki?
No estoy muy seguro de cómo explicarlo.
Yurttaşlar, taşralılar emekli askerler, vatanseverler, gelin Ku Klux Klan'daki beyaz kardeşlerinize katılın.
Ciudadanos, forasteros veteranos, patriotas, uníos a vuestros hermanos blancos como Caballeros de Klux Klan. Aquí tiene.
Ku Klux Klan Şövalyeleri, Atlantic County şubesinin Büyük Kiklops'u.
Gran Cíclope de los Caballeros del Ku Klux Klan, - sucursal del condado de Atlantic.
Klan'da olmak yasalara aykırı değil.
Ser del Klan no está en contra de la Ley. No.
Siz Klan üyeleri bir kalabalığın önüne çıkınca çeneniz kapanmıyor.
Ustedes los del Klan... les ponen delante de una multitud, y no hay quién los calle.
Klan yapmamış.
No fue el Klan.
Klan'cı adamın yüzüğünü iade edeyim mi?
¿ Le devuelvo el anillo al tipo del Klan?
Tüm klan yok edilecek.
Quiere que vuestro clan...
"Alabama'nın kölelikten, katoliklikten, musevilikten ve dünyadaki tüm izmlerden... nefret eden halkının çoğunluğunu temsil ediyoruz" dedi Alabama Ku Klux Klan'ından Robert Creel.
"Representamos a la mayoría de la población en Alabama que odia el negrismo, el catolicismo, el judaísmo y todos los'ismos'del mundo entero". Eso ha dicho Robert Creel, del Ku Klux Klan de Alabama.
Ku Klux Klan'lı olanı izlemek istemiştim.
Sólo quería ver el del Klan.
Öksürük pastili satmak için Ku Klux Klan'ı mı kullanacaksın?
¿ Vas a usar el KKK para vender pastillas para la tos?
Ku Klux Klan reklamı muhtemelen hayatımda başaracağım en iyi iş.
El Klan es probablemente lo mejor a lo que me he acercado en toda mi vida.
Burası kulüp evinden çok Klan evi gibi görünmeye başladı.
¿ Sabes? Esta zona está empezando a lucir como la casa de un Klan que una casa club.
Karanlık Fae klan liderlerinden birini öldürdü.
Mató a un lider fae oscuro.