Koruma translate Spanish
8,964 parallel translation
Kendimizi koruma hakkımız ve sorumluluğumuz var.
Tenemos la responsabilidad de proteger a nosotros mismos...
Sen ve ortağın, askeri koruma altında Tashlan Otelde kalacaksınız.
Tú y tu compañera permanecerán en el hotel Tashlan bajo custodia militar.
Seni, beni koruma zahmetinden kurtaracağım.
Me ahorraste el problema de encontrarte.
Bu üst düzey koruma sistemi.
Esto es más alto de la gama, el sistema de seguridad.
Yanımızda 19 koruma.
Diecinueve guardaespaldas, ambos lados de nosotros.
Belirli bir bilgiyi koruma ihlâli için özel bir kural var.
- Violó la Ley, lo sabe bien.
Holloway sorunu değer verdiğin insanları koruma içgüdünü kullanıyor.
Oye, el problema de los Holloway se basa en proteger a los que amas.
Sigil gibi bir koruma giyiyor.
Él porta un escudo como sello.
2476 Kalawao Sokağı'na tam koruma istiyorum.
Necesito una unidad de protección en el 2476 de la Calle Kalawao.
- Dışarıya bir koruma bırakacağım.
- Pondré un guardia afuera.
- Bu bir koruma.
- Es como un guardaespaldas.
- Neyden koruma?
- ¿ Un guardaespaldas de qué?
Öklid, güçlü bir şekilde Humanich ordusu tarafından koruma altında.
One Euclid ya está bien vigilado por un ejército de Humánicos.
Birkaç haftadır şehirde ve şimdiden koruma için para mı veriyorlar bu adama?
¿ Lleva unas semanas en la ciudad y la gente de por aquí ya le está pagando por protección?
Çocuk Koruma Hizmeti bu olaya nasıl dahil oldu peki?
¿ Cómo se involucraron los Servicios de Protección del Niño?
Hugo'nun yaraları iyileşecek ama o, New York'un beş kentindeki çocukların hukuki olarak tam koruma almasını sağlamak için hep yanlarında duracak tıpkı Bay Apostolou'nun yasaların sonuna kadar işlemesi için cezalandırılması gerektiği gibi.
Las cicatrices de Hugo pueden, sin duda, curarse, pero él está por los niños en los cinco condados de Nueva York que merece la total protección de la ley, así como el Señor Apostolou merece ser castigado con todo el rigor que esas leyes pueden proporcionar.
Pembe, pas koruma boyasına bakılırsa bir kız bisikleti.
Probablemente una bici de niña, a juzgar por la mota de esmalte rosa antioxidante.
Bize biraz koruma sağlayın!
¡ Hulk! ¡ Cúbrannos!
Ne, Tanık Koruma programında falan mısınız?
¿ Estáis en el programa de Protección de Testigos?
Hepsi özel güvenlik, koruma ve taşıma hizmetinde kullanılmak üzere kayıtlı.
Están todas registradas para el uso de mi servicio de seguridad privada, protección y transporte.
Kendinizi tehlikede hissediyorsanız size rahatlıkla koruma sağlayabiliriz.
Si crees que vas a estar en peligro, podemos enviar a alguien para protegerte.
Askerlerin cesetlerini ve tabutlarını koruma olarak kullanarak ülkeye büyük miktarda afyon sokuyormuş.
Había estado contrabandeando grandes cantidades de opio dentro del país usando los cuerpos de soldados muertos y los ataúdes como escudos.
Ben pek de koruma sayılmam efendim.
Mire, no soy realmente un guardaespaldas, señor,
Hayır. Koruma gibi görünmeyen birine ihtiyacım var benim.
Necesito a alguien que no parezca un guardaespaldas.
- Dylan'ın okulu koruma tiplileri pek sevmiyor.
A la escuela de Dylan no le gustan las personas que lucen como guardaespaldas.
Attila Balık adında bir Macar fizikçi, İspanya dışına... çıkmaya çalışırken tutuklandı ve SS ( Koruma Timi ) * tarafından Almanya'ya nakliye edildi.
Un físico húngaro llamado Attila Balik fue arrestado tratando de salir de España, y está siendo transportado a Alemania por la SS.
Simcoe döndüğünden beri koruma amaçlı bunu yapıyoruz.
¿ Qué hacía Anna allí? Es para su protección desde que Simcoe regresó.
Yani, ahbap savaş zırhını, koruma molasını,.. ... bacak plakalarını, kaskını kaybetti.
Perdió su armadura de batalla, su armadura de piernas y su casco.
Spencer savaş zırhını, koruma molasını,.. ... bacak plakalarını, kaskını kaybetti.
Spencer perdió su armadura de batalla su casco y su armadura de piernas.
Kapıda 2 tane koruma var.
Hay dos guardias fuera de esta puerta.
Koruma mı?
¿ Guardaespaldas?
Yani, lütfen bana tanık koruma programı ya da başka bir şeyin başında olmadığını söyle.
Por favor, dime que no diriges a un programa de Protección de Testigos o algo así.
Sana yardım istemek için ya da koruma için ya da polis olduğun için gelmedim...
Y no fui buscando ni ayuda ni protección ni porque fueras policía...
- Bak, beni koruma gibi taşıman için bu son şansın.
Bueno, esta es tu última oportunidad para llevarme al estilo guardaespaldas, así que...
- İki Rus koruma götürdü.
Dos guardaespaldas rusos lo llevaron a la ciudad.
O bir koruma. Daha önce hiç sorgulama yapmadı.
Él es un guardaespaldas, y no está entrenado para interrogatorios.
Komutanın beni gazabınızdan koruma isteğine minnettarım. Kendisine kibarca artık onun korumasına ihtiyacı olmayan bir çocuk olmadığımı hatırlatırım.
Aunque aprecio el deseo del Comandante Real... de guardarme de tu ira, con respeto le recuerdo que ya no soy un niño... que necesita su protección.
Bize koruma almaya yetecek kadar para.
El dinero suficiente para asegurar nuestra protección.
Saddam Huseyin Kuveyt'i işgal etti ve Suudi Arbistan'ın liderleri fark etti ki bütün teçhizatlara, uçaklara füzelere, bombalara ve radar sistemlerine rağmen ülkeleri bunları düzgünce kullanıp kendilerini Saddam Hüseyin'e karşı koruma kabiliyetinden yoksundu.
Saddam Hussein invadió Kuwait y los líderes de Arabia Saudita daba cuenta de que, a pesar de todo este hardware - todos los aviones, los misiles, las bombas y los sistemas de radar - que su país era incapaz de utilizando adecuadamente para defenderse contra Saddam Hussein.
Laboratuvar sadece yerinin değiştirildiği ve koruma mührünün açılmadın garanti etti.
El laboratorio me ha asegurado que simplemente se traspapeló y que el precinto está intacto.
Onları herkesten ve her şeyden korumak için gelişmiş koruma önlemleri aldım.
Con un blindaje avanzado para mantenerlas ocultas de quien sea y lo que sea.
Bu bir risk fakat eğer isteğiniz buysa taşlar koruma altına alınıncaya kadar onlara eşlik edeceğim.
Es un riesgo, pero si es su deseo, pondré las Gemas en un lugar seguro.
- Bu, kendini koruma.
Es autodefensa.
Bu vesileyle size arka tarafı koruma görevi veriyorum.
Os ordeno servir en la retaguardia.
Koruma?
¿ Protección?
Ne, Tanık Koruma programında falan mısınız? Birini mi öldürdünüz?
¿ Estáis en el programa de protección de testigos?
Çift sıra koltuk, tahta tavan, metal koruma ön tamponda beyaz boya izleri.
Cabina de cuatro plazas, soportes traseros de madera, rejilla... frontal y rozones de pintura blanca en el lateral derecho.
Pekâlâ, ekipmanlar koruma altında.
Muy bien, el equipo está protegido.
Çocuk Koruma Hizmetleri'ni ben ararım.
Llamaremos a Servicios Infantiles.
Çocuk Koruma Hizmetleri'ni arayıp gelişmeleri bildireyim.
Bien. Llamaré al DSNF, y les daré la noticia.
Çocuk Koruma Hizmetleri'nden gelirler birazdan.
El DSNF vendrá pronto.