Kostebek translate Spanish
1,739 parallel translation
Kendi ekibinizde bir köstebek var.
Creo que hay un topo en su propio equipo.
Jimmy'e, benim köstebek olduğumu söyleyecekler.
Le dirán a Jimmy que yo era el soplón.
- Adam köstebek.
- Es un gancho.
CIA'da devlet sırlarını Anatoli'ye satan bir köstebek. O da Ring'e satıyor.
Un infiltrado dentro de la CIA, que ha estado vendiendo secretos a Anatoli, que luego los vende al Anillo.
Bu köstebek yüzlerce insan ve 9 ajanımızın yaşamını yitirmesinden sorumlu.
Este infiltrado es responsable por las muertes de cientos de civiles y nueve de nuestros agentes.
- Anatoli ve köstebek her an gelebilir.
Anatoli y el infiltrado podrían llegar en cualquier momento.
- Köstebek Anatoli'yi öldürdü. - Bırak Anatoli'yi.
El topo acaba de matar a Anatoli.
Köstebek gidiyor.
Olvídate de Anatoli. El topo se está yendo.
Resimdeki kişi dün kimliğini belirlediğin köstebek.
El hombre de la foto es el hombre que identificaste anoche.
Köstebek misin?
¿ Eres un informante?
Bir köstebek daha burnu akmaya başlar başlamaz dökülüverirdi.
Un informante habría delatado a sus compañeros al primer indicio de un resfrío.
Köstebek ne kadar güvenilir?
¿ Ese agente es de confianza?
Göğsünde karanlık bir köstebek ile.
"Con un lunar oscuro en el pecho".
Ben köstebek değilim,
No soy un soplón.
Orada bir köstebek var.
- Tienes un topo.
Tamam köstebek adam iyi şeyler düşün ve yoluna devam et.
Muy bien, hombre topo, sólo ten pensamientos felices y sigue por túnel.
Aramızda bir köstebek var.
Tenemos un espía.
Tüm Mozaik Soruşturması'nı tehlikeye atan köstebek FBI'dan biri.
La fuga de información que buscamos que compromete la seguridad de toda la investigación de Mosaico está dentro de la Agencia.
Senin köstebek olduğunu düşünmüyorum.
- No creo que seas el espía.
Köstebek olduğumu düşünmüyorsan burada ne işim var?
¿ qué hago aquí?
Ama şimdi köstebek sorununuz çözüldüğüne göre seninle tanışmayı dört gözle bekliyorum.
espero poder conocerte.
İki köstebek. Öteki yakalanır diye.
en caso de que uno sea descubierto.
Biri yakalanırsa diye iki köstebek.
Dos espías en caso de que atrapen a uno.
- Köstebek bulduk.
Encontramos un espía.
Anlamalıydım. İki köstebek.
Debí saberlo... dos topos por si uno es atrapado.
Marcie'yi köstebek diye sattığında şüphelenmiştim.
Me volví sospechoso cuando vendiste a Marcie como el topo.
Sanırım "köstebek" demek istediniz.
Pienso que quieres decir "topo"
Köstebek.
Topo.
Yılan ya da örümcek hatta köstebek beslesen anlarım.Ama fare?
Entiendo que tengas un hurón como mascota. Víboras, arañas, hasta un topo pelado. Pero, ¿ una rata?
Köstebek?
¿ De topo?
Van Horn tek köstebek olamaz.
Van Horn no puede ser el único topo.
Daha iyi bir yol olabileceğini söyledim- -... içeriden bir köstebek bana gerekli belgeleri verecekti.
Le dijo que yo tenía una manera mejor un infiltrado que iba a darme documentos corporativos.
Ajan Lee, köstebek o.
¿ Qué?
Köstebek, Simon Lee ise Tanrı ona merhamet etsin.
Si Simon Lee es el topo, que Dios tenga piedad con él.
Jarvis köstebek olabilir, ama bir lider değil kaynakları kullanarak böyle bir şeyi tek başına yapabilecek yapıya sahip değil.
Jarvis es un informante, pero no es el líder ni es alguien con los medios para hacer algo así por su cuenta.
Ardında bir köstebek bırakmadıysa.
No a menos que dejara un topo.
İçimizde köstebek vardı.
Tuvimos la fuga de información.
Köstebek o muymuş?
¿ Él es la fuga?
Köstebek?
¿ En el hombre infiltrado?
- Novice'de köstebek var gibi.
- Hay un espía en Novice.
Bir köstebek varsa, belki kendisini yemleyebiliriz.
Si en verdad hay un espía, podemos hacer que muerda el anzuelo.
Percy, ortada bir köstebek varsa benim şirketimden gelmiyor.
Percy, si hay una filtración no viene de mi tienda.
Köstebek aramaya başlamadan önce sistem açığı ihtimalini düşünmek isterim.
Me gustaría descartar la violación de datos antes de empezar con la cacería del soplón.
Ben köstebek değilim.
No soy el soplón.
Köstebek ben değilim, dahi.
No soy el soplón, genio.
Benim köstebek olduğumu sanıyorlardı.
Pensaron que era un soplón. ¡ Fascistas!
İstihbarat köstebek avını yavaşlattı. Artık düşünmemize gerek yok.
Inteligencia es la denunciante, así que déjales fuera de todo esto.
Hıyar olsun ya da olmasın görünen o ki aramızdan sadece birimizin yardımcısı var. Tabii köstebek çukurlarından birine gömmediysen onu ayrı.
- Pendejo o no solo uno de nosotros tiene asistente a menos que el tuyo esté en uno de estos putos hoyos.
Bay Köstebek * sensin, ben değil.
Tu eres el señor Whack-a-Mole, no yo.
Köstebek değilim.
No soy un soplón.
Beni köstebek sanıyorsun.
- Piensa que soy un topo.