Kârlı translate Spanish
640 parallel translation
Burası en kârlı mağaza.
Esta tienda es la más rentable.
- Burası en kârlı 4. mağaza.
Es la cuarta tienda con mejor venta.
Kârlı bir yıl dileklerimle.
Con los mejores deseos para un año próspero.
İş sahanız kârlı mı?
La rama en la que trabajas, ¿ es productiva?
Geyşalık çok kârlı bir iş değil.
Gracias, pero ya he cenado.
Yani, işler yolunda giderse Albay kârlı çıkacaktı.
En otras palabras, si va bien se queda con los beneficios.
Kârlı bir meşgale.
Una ocupación bastante lucrativa.
Bir şey ya kârlıdır ya da değildir.
Una cosa es rentable o no lo es.
Kârlı değilse bitmiştir.
Y si no lo es, fuera. Se acabó.
İnşallah bu, kârlı pek çok görüşmemizin ilki olur.
Y que éste sea el primero de muchos encuentros beneficiosos.
Bu iş üçümüz için de kârlı olur umarım.
Que el acuerdo nos beneficie a todos.
Seninkiler çok daha kârlı.
Sin embargo, mucho más provechoso.
Senin zeki, küçük avukatın... Bu yasa dışı loto tekeli oluşumunu senin için yasal, saygın ve çok kârlı yapmak için devraldım. - Bunu da iki nedenden ötürü yaptım.
Soy tu abogado, defiendo tus intereses y he asumido la tarea... de convertir tu negocio... en algo legal, respetable... y muy lucrativo.
- Müthiş kârlı!
- Es una ganga.
Kârlı bir akşam mı?
¿ Una velada provechosa?
Toplamda 75.000 poundu bulduracak kadar kârlı.
Lo suficiente para elevar el total a 75.000 libras.
Bir ara, İngiltere'deyken, beyefendi olmak kârlı bir iş gibime geldi.
Una vez en Inglaterra, decidí convertirme en caballero.
Kârlı olduğunda.
Siempre que dé beneficios.
Romalılarla anlaşmamız çok kârlı.
El tratado con los romanos es beneficioso.
Haydi ama, kârlı bir işin var.
Vamos, tiene un negocio rentable.
Senin için bayağı kârlı.
Ya lo creo que le sacas provecho.
Bu günlerde elektroniğin kârlı bir iş olduğunun farkındayım.
Supongo que la electrónica es un área muy rentable.
- Kârlı oldu mu?
- ¿ Lucrativo?
Olabilir. Anlaşmadan kârlı bile çıktılar.
Quizá esos pobres desgraciados salgan ganando con esta compra.
* Doktor ve marangoz kârlı çıkar bu işten. *
Sale ganando eldotory también elcarpintero,
Yarın, kendi iyilikleri için, geleceklerinin... huzurlu ve kârlı olması için onlara hitap etmeni istiyorum.
Mañana hablarás con ellos por su propio bien... para que tengan un futuro pacífico y fructífero.
Çünkü köle beslemek artık kârlı bir iş olmaktan çıktı da ondan.
No, porque ha dejado ser buen negocio tener esclavos.
Gelin kârlı olanı yapalım. Ve adil olanı...
Seamos prácticos, seamos justos.
Fakat senden yardım istediğinde, onu Tokugawa'ya teslim etmenin daha kârlı olacağını gördün.
Pero cuando solicitó tu ayuda, viste que era más provechoso entregárselo a Tokugawa.
Çok pis kârlı.
Es asquerosamente lucrativo.
Kârlı bir iş yapmak için kızımla evlenmek istiyorsunuz!
Quiere casarse con mi hija por el negocio.
Ama aynı zamanda güzel ve kârlı bir meslektir.
Pero también es bonito y gratificante.
Kârlı bir meslek değil, ama yakında emekli olacağım,... ve yolun açılacak. Kızımla aranızda birşeyler olduğunu biliyorum.
Cierto, lo entiendo, la paga del ayudante no es muy alta, pero tengo intenciones de jubilarme pronto y entonces ascenderás.
Görevlerimiz başarılı ve kârlı.
Nuestras misiones juntos han sido exitosas y lucrativas.
Dodgers takımımızın bu aydaki en kârlı günü, dün oldu.
Los Ángeles Dodgers tuvieron ayer su mejor día del mes.
Bu fiyata, artık bu kârlı değil.
A este precio ya no es rentable.
Bu adamın ne kadar kârlı bir işi olduğunu acaba düşündünüz mü?
Me gustaría que vieran el trabajo tan rentable que tiene este hombre.
Bu işten hep kârlı çıkacaksın.
Seguirá llevando la mejor.
Bakın, Bay Lima, bunlar daha kârlı.
Es que - -mire, señor Lima, Éste me costea más.
Şirketi gördü ve düşündü ki bu işten kârlı çıkacak.
Ha visto la empresa y ha podido constatar, que se trata de un negocio floreciente.
Yatırılan sermayenin öngörülen getirisine bağlı olarak bir ittifak olsa da olmasa da kanal kompleksimiz tüm CCA imparatorluğunda aşırı kârlı ve büyük bir merkez haline gelecektir.
Y basados en la tasa de retorno sobre el capital invertido proyectada... y si finalmente se logra la fusión... el grupo de comunicaciones puede ser... el centro más grande y rentable... del imperio de CCA.
Ve ülkedeki kârlı olan... tek hapishane.
Además es la única prisión de Estados Unidos con beneficios.
Er Lutz, senin için kârlı bir gün oldu!
¡ Soldado! ha sido un día provechoso para usted.
Herkes için yeterince kârlı bir iş.
Es un buen negocio.
Bu çok kârlı.
Es muy próspera.
- Peki şimdiye kadar kârlı oldu mu?
- ¿ Ha tenido éxito de momento?
Ve diyorum ki, eğer senin için kârlı olabilecek bir fırsatı kaçırmana sebep olduysam, bunu telafi etmeye hazırım.
Y se me ocurre que, si he sido la causa de que perdieses oportunidades de hacer dinero, estoy dispuesto a recompensártelo.
İkimiz için de kârlı bir işti.
Fue un buen trato para ambos.
Şimdi dünyanın her yerine satıyorlar. İyi ve kârlı bir işleri var.
Ahora envían los rodillos a todo el mundo y tienen una empresa muy lucrativa.
Kumar oynattığım salonum daha kârlıydı.
Mi salón de juego era más rentable.
Olsun, sen kârlı çıkarsın.
Te nombraré beneficiario.