Köşede translate Spanish
2,781 parallel translation
Tamam, eğer benzine ihtiyacın olursa, köşede bir tane benzinlik var.
Bien, si necesitas gasolina, hay una gasolinera justo al doblar la esquina.
Köşede, bir haftalık kokuşmuş kıyafetler yok.
No hay ropa sucia de la semana pasada en la esquina.
Bu adamı bir gece önce, aynı köşede, saat 23 : 00 sularında gördün mü?
¿ Y lo viste la noche antes, en esa esquina, cerca de las once?
Evet, evet, her köşede bir Starbuck var burada.
Sí, sí, aquí hay Starbucks en cada esquina.
Mermi lazımsa köşede bir dükkan var.
Hay una tienda de la esquina si necesitan más municiones.
Ben, seninki köşede. Jen, sen de kemanını bilerek burada unutma.
Ben, la tuya está en aquella esquina, y Jen, no te olvides del violín a propósito otra vez, ¿ de acuerdo?
Ya da köşede rafın yanında.
O... En la esquina... Al lado del estante.
Bu müzikle, iki cesur adam bir köşede ırk ayrımcılığına meydan okuyor gibi gelmiyor mu?
¿ No te hace pensar en dos tipos luciéndose con sus llantas de diseño en una esquina?
Ona öyle kızmıştım ki. Ama dışarı çıkıp onu karşımda bulduğumda... Hot 8'ten kardeşlerimle birlikte köşede bekliyorlardı.
Me enfurecí salí afuera y lo encontré con el resto de los Hot 8, todos de pie en una esquina esperando para cantarme una canción.
Eminim aynı yatağı paylaştığın kötü adamların bu hayati meselede kullanman için kıyıda köşede kalmış bir miktar bozukluğu vardır.
Estoy seguro de que los tipos malos con los que estás en la cama tienen algún dinero que pueden donar a la causa.
Köşede oturuyorlar ama önce fırından ekmek alacağım.
- A la vuelta de la esquina. Pero quiero ir a la panadería para comprar algo de pan.
Sence köşede para alırken mi yakalandılar?
¿ Quedar atrapados rozando la esquina?
o yaralı ve köşede.
Está herido. Está acorralado.
Bomba köşede.
La bomba está en la esquina.
- Şu köşede.
- Justo al otro lado.
Köşede duran bir oğlan var.
Al fondo, hay un chico parado.
Barry bizi hala bir köşede tutuyor.
Barry aún se resiste.
- Köşede duruyordu.
Allí en el rincón.
Bir sonraki köşede karşına ne çıkacağını asla bilemezsin.
Uno nunca sabe lo que hay a la vuelta de la esquina.
Ve karşı köşede eyalet şampiyonu, Hector Torres.
Y defendiendo su título, nuestro campeón estatal, Hector Torres.
Judickie'nin fırını hala o köşede mi?
¿ Sigue estando la panadería de Judickie a la vuelta de la esquina?
Siz birbirinizle takılırken bu Kaptan Mağara adamı kılıklı da köşede sizi izleyip limon mu sıkıyor?
Así que ¿ cuando estáis haciendo un 69, el capitán cavernícola se queda doblado en la esquina?
Şu köşede çalıntı araç parçalarını söküp takan bir oto tamircisi var.
Hay un desguace doblando la esquina. Eres un chico listo.
Sen köşede ağIıyordun.
Tú llorabas en la esquina.
Aşk kumrularının köşede işleri olmalı.
Los tortolitos deben estar ocupados en algún rincón.
Mahzun prenses sen ne yapıyorsun köşede?
Como sea. ¿ Y a ti qué te pasa,... haciendo pucheros en esa esquina?
Köşede beklerdi.
Prácticamente placa al cartero antes de que pueda salir de su jeep. Espera en la esquina.
Bu nedenle okulumuz onun adını taşıyor. Sol alt köşede.
Por eso esta nueva escuela lleva su nombre... Al fondo a la izquierda.
Köşede neyin beklediğini bilen yoktu.
No podemos saber lo que está al doblar la esquina.
Ben yürüyeceğim, ofisim hemen köşede.
Mi oficina está en la esquina.
Yalnızca senin ulaşabileceğin yığınla para bir köşede dokunulmadan dursa ne olacağını sanıyorsun?
Son hechos. ¿ Crees que hay algún tipo de montón de dinero que nadie toca y que sólo tú puedes alcanzar y usar?
Ben bir köşede otururum, sen kendi köşende oynarsın.
Me sentaré en un rincón y tú jugarás en tu rincón.
Tarif edemiyorum, sadece kan vardı ve köşede...
Realmente no puedo describirlo, sólo era... Había sangre y... En una esquina estaba la linterna de Tangles.
Onun her köşede casusları vardır.
Tiene espías en cada hueco.
Siz orada köşede oturup, ne yapıyorsunuz?
¿ Qué estáis haciendo ahí sentados?
Burada uyuşturucu işi yaptığını biliyorum Jimmy. Köşede bir okul var.
Hay un colegio en la esquina.
Çünkü dolandırıcı kadın, ölen adamın bir dolandırıcı olduğunu ve ne tür bir işe bulaştığını bilmediğini söylüyor profesör bilgisayarda hiçbir şey bulamıyor dağ adamı da kenarda köşede içini deşmek için bir kedi arıyor.
Porque la convicta dice que D.O.A es un estafador y no tiene ni idea en qué está metido, el profesor no pudo encontrar algo ilegal en la computadora, y el montañero... está en la esquina buscando un gato que destripar.
Sakin bir köşede olan evin var mı?
Ya sabes, algún lugar realmente tranquilo.
... Onu dar bir yola kadar kovaladık ve onu tam köşede yakaladık birden korkmaya başladı çünkü gidebileceği bir yer kalmadı.
Así que le perseguimos hasta un callejón, vale, tenemos esta cosa arrinconada, ¿ vale? y empieza a asustarse porque no tiene donde ir, ¿ cierto?
Benim ev ileride köşede.
Vivo a la vuelta de la esquina.
Benim ev ileride köşede.
Vivo a la vuelta.
" Şimdiyse o kundakçı parmaklıklar ardında soğukkanlılığımı korumalıyım fakat köşede gizlenmiş yeni bir tehdidin olduğunu biliyorum.
"Ahora que el pirómano está tras las rejas, " puedo ser capaz de recuperar el aliento, " pero sé que una nueva amenaza
Kırmızı köşede, benim ve sizlerin favorisi,
En la esquina roja, mi hombre principal y el vuestro,
Ve mavi köşede, Max'in kurbanı...
Y en la esquina azul, la víctima de Max...
- Şu köşede takılan adam... - Evet Big Tiny'dir.
- Bit Tiny.
Her köşede ayrı ses var..
En cada rincón y esquina, se oye..
Ve gri köşede, size yeni yağmış kar kadar boş bir kariyere sahip birisini sunuyorum.
Y en el rincón gris, os doy... Con un record tan blanco como la nieve virgen,
Bir kelime daha edersen, bir kelime daha seni uyutup şu köşede bırakırım.
Una palabra más, sólo una más, y te dormiré y abandonaré en una esquina.
- Evet, köşede bir Fatboy var.
- Sí, hay una Fatboy a la vuelta.
SaintClaude'la kesiştiği köşede.
Regresa a Saint Bernard, gira a la izquierda.
Şu köşede bir şey gördüğüme yemin edebilirim.
Acabo de ver una en ese rincón.