Kılıc translate Spanish
22,950 parallel translation
Kılıcını gölden çıkardım.
Saqué tu espada del lago.
Çek kılıcını!
Desenvaina tu espada.
Görünüşe bakılırsa Üçüncü Üstad'ın kılıcı kadınlara etki etmiyor.
Parece que la espada del Tercer Maestro es inútil contra las mujeres.
Kılıcım kanla besleniyor.
Mi espada está manchada de sangre.
Hsiao-feng, kılıcın!
¡ Hsiao-feng, tu espada!
Saygı duyduğum bir kılıcın altında.
Bajo una espada que respete.
Senin kılıcı havada fırlatırken birilerine saplanacağını unutman gibi mi?
- ¿ Te refieres a cuando soltaste la espada y voló por los aires, clavándose en mi pecho y matándome temporalmente?
Ben de Kahraman Kılıcı var!
Tengo... ¡ La espada del héroe!
Kılıcın gerçek sahibi falan...
No tienes al portador de la verdadera...
Onlara gerçek kılıcın sahibinin bizimle olduğunu söyledin ki yok öyle bir şey.
Retaste a este gran ejército a luchar y les dijiste que tenías al portador de la espada del rey verdadero, que, si me permites añadir, no tenemos.
Kehanete göre kılıcı kütüğün üzerinden çeken kişi bütün krallıkları muhteşem hükümdarlığı altında toplayacak.
La profecía dice que quien saque la espada del tronco unirá los reinos bajo su gobierno glorioso.
Süslü kılıcı olan aptal bir kralla baş edebilecek kapasitedeler.
Y son más que capaces de despachar a un rey estúpido con una espada lujosa.
# Zor biraz eğer ki gelirse kılıcın sahibi #
* No si el hombre que empuña esta espada se alza *
O kılıcın seni ne yaptığından haberin bile yok.
No tienes ni idea de lo que esa espada te hace hacer.
Kılıcıyla bir kere işaretlendin mi seni avlamayı asla bırakmaz.
Una vez marcado por su espada, ella nunca deja de perseguirte.
O kılıcı neden verdin Damon?
¿ Por qué entregaste esa espada, Damon?
En güçlü büyü bile duvarlarından geçemez bu da demek oluyor ki Rayna Cruz'un kılıcı seni orada bulamaz.
Incluso la magia más fuerte no puede penetrar sus muros por lo que la espada de Rayna Cruz no podrá rastrearte hasta allí.
Ve Rayna'nın kılıcı kalbine saplamasına seve seve izin verirler sırf onu kafese atmak için.
Y estaban más que felices de dejar que Rayna enterrara su espada en su corazón siempre y cuando ellos pudieran ponerla en una de sus jaulas.
Sonra seni kurtarmam için beni kandırdın bu yüzden Rayna aptal kılıcı aldı ve şimdi de Stefan'ın 1863'teki büyü çekici aşkı bana sizin güvenilmez insanlar olduğunuzu söylüyor.
Entonces me engañaste para salvar tu trasero lo que resultó en que Rayna consiguiera su estúpida espada y ahora tengo al primer amor absorbe magia de 1863 diciéndome que todos ustedes son personas turbias.
Bu Phoenix kılıcının izi.
Esa es la marca de la espada Fénix.
Belki bu çatı altında bulamayabilir ama New Orleans'da doğduğunun farkında mısın yıllarca bu bölgeye hükmettiğinin St. Anne kilisesinin merdivenlerinde kılıcını en iyi adamlarımdan birinin kalbine sapladığının.
Tal vez no bajo este techo pero eres consciente de que ella nació en Nueva Orleans aterrorizó al barrio francés por años hundió su espada en los corazones de algunos de mis mejores hombres en los escalones de la iglesia St. Anne.
Rayna'nın kılıcıyla işaretlenmenin sebebi Caroline değil mi?
Es por Caroline que la espada de Rayna acabó en tu carne, ¿ no es así?
Ben de Yüce Kılıç Malikânesi'ne meydan okumaya gittim.
Así que fui a la mansión de la espada suprema para desafiarlo.
.. Yüce Kılıç Malikânesi'nin Üçüncü Üstadı mı?
Es el tercer maestro de la mansión de la espada suprema.
Yüce Kılıç Malikanesi, üç yüzyıldır,
La mansión de la espada suprema, durante 3 siglos...
.. savaşçı dünyasını yönetti, ve En İyi Kılıç Ustası'nın ünvanına sahipti.
Ha gobernado el mundo marcial Y celebró el título de maestro de la espada suprema.
Yedi Yıldız Havuzu kılıç ustalarına dost oldu.
La laguna siete estrellas ha estado haciendo amistad con espadachines.
.. Yedi Yıldız Havuzu Yüce Kılıç Malikânesi ile olan..
La laguna Siete Estrellas romperá todas las relaciones
.. Mu-yung ve Hsia evliliği..... Yüce Kılıç Malikânesi'ni yok edecek.
El matrimonio Mu-Yung y Hsia... Borrará la mansión de la espada suprema.
Yüce Kılıç Malikânesi'nin Lordu Hsieh'i hemen buraya getirin.
Trae ahora al Señor Hsieh de la Mansión de la Espada Suprema.
Yüce Kılıç Malikânesi'ne meydan okudun, ama hala dövüşmedin.
Desafiaste a la mansión de la espada suprema, pero no has luchado todavía.
Çek kılıcını!
¡ Toma tu espada!
O genç kılıç ustası savaşçı dünyasını terk etmişti.
Ese joven espadachín había dejado el mundo marcial.
Yüce Kılıç Malikânesi'ni elimizden geldiğince hızlı bir şekilde yok edeceğiz,
Eliminaremos la mansión de la espada suprema tan rápido como podamos...
Yakında Yüce Kılıç Mâlikânesi'ne saldıracaklar.
Pronto atacarán la mansión de la espada suprema.
Adam akıllı kılıç ustası gibi giyinmişsin!
Ahora te ves como un espadachín de verdad.
Senin 13. Kılıç stilin,
Su estilo de 13 espadas
Hatasını bilen, ancak tekrar eden bir kılıç adamı,
Un espadachín que conoce su error pero lo repite
Bir kılıç ustası için,
Para un espadachín,
Kılıç takası yapalım.
Intercambiemos espadas.
Mutfaktaki elemanlardan birinin çocuğuna bakıcılık yapıyorum.
Solo estoy haciendo de canguro para uno de los cocineros.
# Ayrıca kılıç hala onda #
* Además, tiene la espada *
Kılıç günü bugün, kızıl bir gün ama zafer günü bugün!
¡ Será un día doloroso, un día rojo, pero también un día de victoria!
Gerçek krala ait tek kılıç.
La espada del rey verdadero. Y él esta aquí abajo.
Şu kılıç bir muhteşem. Isabella.
Esta espada es un infierno.
Çılgınlık bu. Oraya girip nasıl yardımcı olacağım hem sana?
Qué locura. ¿ De qué te serviría que yo fuera?
Paige açısından bu durum iki ucu keskin kılıç gibiydi.
Creo que para Paige es un arma de doble filo.
Aşağılık bir akbaba binlerce Amerikalı'ya iş imkanı sağlayan Amerika'nın çıkarlarını içeride ve dışarıda koruyan başarılı bir şirketin kazandıklarını bir leşin etlerini yercesine tek tek koparmaya başlarsa işte buna ahlaksızlık derim.
Un buitre carroñero arrancándole la carne a un cadáver a expensas de una gran empresa, que contrata y ofrece buenos empleos a miles de americanos, al mismo tiempo que protege los intereses de los estadounidenses aquí y en el extranjero.
- Durdurduğumuz ve yakın gelecekte aynı boyutta yapılacak olan sevkiyatlar dikkate alındığında aşırı doz istatistikleri, dağıtım için çıkacak çete savaşları hesaba katılırsa ve hata payı ayarlaması da yapılırsa en az 4.287 hayatı kurtardık.
Dado el tamaño del cargamento que detuvimos y envíos en un futuro próximo del mismo tamaño, teniendo en cuenta las estadísticas de sobredosis, la guerra de pandillas por la distribución, y ajustando por un margen de error, salvamos 4.287 vidas, mínimo.
Bence yaratıcılık önemli.
Creo que la creatividad es importante.
Güzel ve muhteşem birlikte takılıyoruz, yürüyüşe çıkıyoruz, böyle şeyler.
Ella es hermosa y sorprendente... Y hemos estado saliendo mucho y caminando y cosas así.