Kıskanıyor musun translate Spanish
282 parallel translation
- Kıskanıyor musun?
- ¿ Celoso?
Kıskanıyor musun yoksa?
¿ Estás celoso?
- Kıskanıyor musun yoksa?
- No estarás celoso, ¿ verdad?
Yıllar önce Henry'yi elinden aldığım için hala kıskanıyor musun?
¿ Aún estás celosa de que te quitara a Henry hace años?
- Beni kıskanıyor musun?
- No lloro. - Estás celosa.
- Canım, yoksa kıskanıyor musun?
- Querida Marianne, ¿ estás celosa?
Ama gözünüz benden başkasını görmesin isterdim. Şimdiden kıskanıyor musun?
- Y que vos pasaseis a su lado, sin mirarlas. - ¿ Celosa, ya?
Onları kıskanıyor musun?
¿ Les envidias?
Kıskanıyor musun yoksa?
¿ Te sientes celosa por eso?
Beni kıskanıyor musun?
¿ Tienes envidia?
Kıskanıyor musun?
¿ Estás celosa?
- Onu kıskanıyor musun?
- ¿ Te importa que estuviese con él?
Kıskanıyor musun?
esta celoso?
Niye, kıskanıyor musun?
¿ Celosa?
Hey, Salomè, Kıskanıyor musun?
Oye, Salomé, ¿ estás celosa?
Hala kıskanıyor musun?
¿ Todavía tienes celos?
- Kıskanıyor musun?
- ¿ Estás celoso?
- Michael'ı kıskanıyor musun?
- ¿ Estás celoso de él?
Kıskanıyor musun?
¿ De celos?
Kıskanıyor musun?
¿ Estás celoso?
- Kıskanıyor musun?
- ¿ Te has puesto celoso?
Lady, kıskanıyor musun yoksa...
¡ Lady, no seas celosa!
- Billy Bear burada güzel vakit geçiriyor olmalı. - Ne o mahkum, adamımızı kıskanıyor musun?
Espero que nos divirtamos tanto como en aquél bar.
- Beni kıskanıyor musun?
- ¿ Me tienes envidia?
Neden, beni kıskanıyor musun?
- ¿ Estás celoso de mí? - No.
- Kıskanıyor musun?
- ¿ Está celoso?
Kıskanıyor musun?
¿ Celoso?
Thornton Melon'u kıskanıyor musun?
¿ Tienes celos de Thornton Melon?
Max'ı kıskanıyor musun?
¿ Tienes celos de Max?
- Yoksa kıskanıyor musun?
- Pareces celoso.
- Kıskanıyor musun, Chester?
- ¿ Estás celoso, Chester?
Kıskanıyor musun?
¡ Estas celoso!
Yemin ederim, Jake, kıskanıyor musun?
- Me sorprendes, Jake. ¿ Estás celoso?
- Yoksa biraz kıskanıyor musun?
- ¿ No estás ni un poco celoso?
Kıskanıyor musun?
¿ Estas celosa?
- Ölmemi kıskanıyor musun?
- ¿ Envidia mi muerte?
Maxime'i kıskanıyor musun?
Me pregunto... si no estarás celoso de Maxime...
- Sen beni kıskanıyor musun?
- ¿ Me envidias?
Kıskanıyor musun yoksa?
Estas celoso?
Kıskanıyor musun?
¿ En verdad?
- Bekle bakalım, kıskanıyor musun?
- Espera, ¿ estás celosa?
Bruce, kıskanıyor musun?
Bruce, ¿ estás celoso?
Kıskanıyor musun?
¿ Celosa?
- Kıskanıyor musun? - Ne dedin?
Hey, hey, te gusta mi mujer?
- Village People'daki adamlara benziyor. - Kıskanıyor musun?
Parece de los "Village People".
- Onu kıskanıyor musun?
- ¿ Tienes celos?
Kıskanıyor çünkü ben ondan daha zekiyim... ve daha yakışıklı, sen de öyle düşünmüyor musun?
Está celoso de mí, porque soy más listo que él y mucho más guapo, ¿ no crees?
- Kıskanıyor musun?
Estás celoso.
Bizi kim kıskanıyor biliyor musun?
¿ Sabe quienes nos envidian?
- Starbuck sen kıskanıyor musun?
- Starbuck, ¿ estás celoso?
- Kıskanıyor musun?
¿ De ese tipo con bigote y leotardos?
kıskançlık 60
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20