English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ L ] / Layman

Layman translate Spanish

28 parallel translation
Sayman, rulman, hayvan.
¿ Qué tal Layman, Gayman, Go-awayman?
Hey, sayman, rulman, hayvan.
- Ah, sí. Oye, Layman, Gayman, Go-awayman.
Layman'ın hayati genetik bilgi taşımayan temel çift terimi.
Termino lego para bases de pares que no contienen información genética viable
Bak, Layman'ın terimlerine göre.. onun damarlarını düzeltirken nanitler buharlaşacaktı. İç kanama geçirecek.
Mira, en términos sencillos los nanocitos se vaporizaron cuando estaban reparando sus arterias.
Model burada.
Layman aquí.
Kısacası oğlunuz arkadaş edinmekte zorluk çekiyor.
Y según Layman a él le cuesta hacer amigos.
Layman zamanında, sen bir yalancısın. Onu seviyorsun.
En otras palabras, eres un mentiroso.
CalTech'te kıdemli kuramsal parçacık fizikçisiydim. Ana teori üstüne yoğunlaşmıştım. Layman'in deyimiyle, sicim teorisi.
Físico senior en partículas teóricas, en CalTech enfocado en la teoría M, o, según Layman, teoría de las cuerdas.
Blood Guts Savaşçıları, ya da halk arasındaki tabiriyle fena kickboxçular.
Los Guerreros Blood Guts, o en terminos de Layman, los kickboxers badass.
Sonra açık kapıyı ve Bayan Layman'ı gördüm.
Luego vi la puerta abierta y a la Sra. Layman dentro.
Tom Layman, Palermo'da oyun şefiymiş.
Tom Layman era un Supervisor de Sector en el Casino Palermo.
O heriflerle takılmıyorum ve Layman'lara elimi sürmedim.
Yo no ando con esos tipos y no toque a los Layman.
Çünkü evine girip, Laymanlar'la ilgili en küçük bir şey bulursam...
Porque si doy una vuelta por el lugar y encuentro un minúsculo pedazo de tu zapato en la casa de los Layman...
Belki Laymanlar bir şey gördü ve Herson'un burada ne yaptığını anladı.
Tal vez los Layman vieron algo. Descubrieron lo que Herson estaba haciendo aquí abajo.
Ee, Layman'ın çocukları.
Entonces, Lyman ´ s Boys.
Bu işi almadan önce... Layman'ın çocuklarının her bölümünü izledim.
Antes de aceptar esto, vi todos los episodios de Lyman's Boys.
Uh, Yani, layman'on Tabiri ile Aptal Fae.
En términos simples, un Fae tonto.
İkinci sınıftaki Bayan Layman'den bile, tüm sınıfın boya yemesine izin vermişti.
Peor que la señorita Layman de segundo que dejó que los niños comieran pintura.
Evet, layman'ın deyimiyle "Yüz körlüğü".
Sí, el término profano es "ceguera de caras".
- Layman'ın deyişiyle öyle. Evet.
Como el profano dice, si.
- Layman'ın deyişiyle öyle. Evet.
Como dice el hombre, sí.
Layman'ın şartlarına göre "Doğru iş için doğru alet gerekir."
En términos sencillos, es : "La herramienta adecuada para el trabajo adecuado."
Layman'ın deyimiyle sen kafayı yemiş bir kontrol delisisin, tamam mı?
Sencillo. En palabras de Layman, - eres una auténtico maniaco del control, ¿ de acuerdo?
Layman'ın deyişiyle beyaz deliğin geçici göstergesi.
Fue la manifestación temporal de lo que se conoce en términos sencillos como agujero blanco.
Titus, Judy Layman arıyor.
Titus, llama Judy Layman.
Kurşunun boyutunu ve kağıdın yoğunluğunu hesapa katarak, sürtünme kuvvetini layman terimiyle tanımlayabilirim : tek bir kağıt parçası mermiyi ne kadar yavaşlatır?
Teniendo en cuenta el tamaño de la bala y la densidad del papel, puedo determinar la fuerza de arrastre o en términos sencillos : cuánto frena una sola hoja de papel a una bala.
Akıl hocamdı. Lehman'da başlamadan öncesiydi.
El hombre fue mi mentor cuando comencé en Layman.
Layman'ın tezi.
Opinión de un hombre común.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]