Levin translate Spanish
236 parallel translation
Peki ya Levin?
¿ Qué hay de Levin?
Levin'le evleneceğini sanıyordum.
Creí que te ibas a casar con él.
Anna, Levin'le durum farklı.
Verás, Ana, con Levin es distinto.
Levin'den çok hoşlanıyorum, ama... O çok ciddi.
No es que no me agrade, pero es demasiado serio.
Konstantin Dmitrich Levin.
Konstantin Dmitrich Levin.
Levin.
Levin.
Anna, bu Konstantin Dmitrich Levin.
Ana, él es Konstantin Dmitrich Levin.
Levin, nasılsın?
¿ Cómo estás?
- Levin, tarla sürmediğimiz için asalak avareler olduğumuzu düşünüyor.
- Levin nos llama vagos simplemente porque no aramos los campos.
Konstantin Dmitrich Levin Stiva sizin köylüleri eğitme hareketini desteklediğinizi söyledi. - Evet.
Konstantin Dmitrich Levin, Stiva me dijo que apoya el movimiento de educación a los campesinos.
Ondan da öte, sevgili Levin. O harika bir kadın.
Más que eso, Levin, es maravillosa.
Kitty'nin Levin'le dans etmesine memnunum.
Me alegra que Kitty esté bailando con Levin.
Kendi düğününe geç kalmak tam Levin'e göre.
Típico de Levin, llega tarde hasta a su boda.
Kitty ile Levin bizimle kalıyor. Yeni bebekleri de.
Kitty, Levin y su bebé están con nosotros.
Ve bazen uçmayı beceremezler. William Levin'in balonu, Cudahy civarında uçarken yere indi.
William Levin volaba sobre Cudahy cuando su globo se cayó.
Melrose ve Levin'e ulaşabilir misin?
¿ Puedes llegar hasta Melrose y Levin?
- Kim bu uzmanlar Levin?
¿ Y quiénes son los expertos?
John Levin... Hatırlamıyorum.
John Lev... no me acuerdo.
Bir bakayım, Murphy'ler, Mullen'ler, Levin'ler.
Veamos, los Murphy, Las Mullen, los Levin.
John Levin aradı.
- John Levin llamó.
Sematach'tan John Levin mi?
- ¿ John, de Sematach?
John Levin tekrar aradı.
John Levin volvió a llamar.
Levin, Lewyn değil.
Es Levin, no Lewyn.
- Bay Levin, 37.
- Sr. Levin, 37.
David Levin, Ron Lambert.
David Levin, Ron Lambert.
Teşekkür ederim. Levin Dimitrich.
Gracias, Constantine Dmitrich.
- Constantin Dimitrich Levin.
Constantine Dmitrich Levin.
Constantin Dimitrich Levin.
Constantine Dmitrich Levin,
Onunla dün akşam tanıştım.
Como tu amigo Levin. Lo conocí anoche, un tipo insufrible.
- Biraz yabani biri. - Ben onu takdir ederim.
Oh, no aprecias a mi Levin.
Uzun süredir Kitty'ye aşık.
Levin ha estado enamorado de Kitty por mucho tiempo,
Nikolay Dimitrich Levin burada mı?
Está aquí Nikolai Levin?
Bunu Dr. Levin'e verirsem bir sorun olur mu?
¿ Le importa si se la paso al Dr. Levin?
Moskova'ya vardığında, Levin kargaşa içinde bulduğu Oblonsky'ler karşısında şaşkındı.
"Llegando a Moscú, Levin era sorprendido para encontrar la casa de Oblonsky en la confusión total."
Öğleden sonra 4'de Levin zooloji parkına gitmek üzere dışarı çıktı.
"A las 4 : 00 esa tarde Levin salió del trineo a los parques zoológicos."
Levin buz pateni gölüne giden yol boyunca... içinden sürekli tekrarlıyordu :
" Levin caminó a lo largo del sendero dirimiéndose al lago de patinaje y siguió repitiéndose :
Günaydın Bayan Levin.
Buenos días, Sra. Levin Buenos días, Danny
Karşınızda Maestro James Levin tarafından yönetilen Chicago Senfoni Orkestrası. ve Ottorino Respigi'nin "Roma'nın Çanları".
La Orquesta Sinfónica de Chicago conducida por el Maestro James Levin ejecutando "Los Pinos de Roma" de Ottorino Respigi.
- Bay Levin? - Daha önce bir memurla konuşmuşsunuz.
Señor Levin, ¿ ha hablado con algún policía?
Levin'de.
Está en Levin.
Bay Levin'e dövüşü evinden izlemesini söyleyin.
Entonces informe al Sr. Levin que vea la pelea en su casa, por televisión.
Beni tanımıyorsun, ben Dave Levin.
No me conoces. Dave Levin.
Sizinle konferans hakkında konuşmak istiyormuş. Barney Levin olmasın?
Quiere hablarle de la conferencia de directores.
Doktor Levin'le ağrı kesicilerin için konuştuk.
El doctor te aliviará el dolor.
Doktor Levin az önce uğradı.
El Dr. Levin ha pasado por aquí antes.
Adınız Jack Levin mi?
- Su nombre es Jack Levin.
Levin Kardeşler, kumaş satar.
Estan los hermanos Levin, que venden telas.
- Bagel'de oturuyor.
El Sr. Levin, el de los "bagels".
Levin bugün ne kadar da şık giyinmiş.
Qué le ocurre a Levin hoy? Por qué no lanza una de sus diatribas?
Benim tarzım değil. Tıpkı Levin gibi.
Pero no es nuestro tipo.
Belki de böyle söylemiştir.
Ah. ¿ Barney Levin, dices? Quizá dijo eso.