Lew translate Spanish
558 parallel translation
Berber : Lew Fields Müşteri : Vernon Castle.
El peluquero Lew Fields El cliente Vernon Castle.
Tamam, Pearl. Lew...
Está bien, Pearl.
Lew Jordan, personel müdürümüz.
Lew Jordan, gerente de personal.
Büyük Lew Harris seni dinlemeye geliyor.
Sí, el gran Lew Harris viene a oírte.
Lew Harris geliyor.
Lew Harris viene a oírme.
- Bu Bay Lew Harris.
- Éste es Lew Harris.
Lew Harris kontratımı satın alınca beni turneye çıkardı.
Cuando Lew Harris me contrató, me mandó a provincias.
Neyse, sanırım Lew artık hazır olduğumu düşünüyor.
Ahora Lew cree que estoy preparada.
Lew Harris Vicky Parker'ı bir Broadway revüsüne çıkarıyor.
Lew Harris va a lanzar a Vicky Parker en Broadway.
Çocukları, gelecek ay başlayacak, Lew Harris'in Manhattan Parade'indeler.
Sus hijos ensayan la revista de "Lew Harris," Desfile de Manhattan.
Biliyor musun Lew?
¿ Sabe una cosa?
Lew'u elbise konusunda ikna ettim sanıyordum. Tekrar denemeliyim.
Creí que le había convencido, pero lo haré otra vez.
Sadece Lew Harris'e borçlusun.
Se Io debes a Lew Harris.
- Neden olmasın Lew?
- ¿ Por qué no, Lew?
- Lew bu olayda hangi konumda?
- ¿ Qué papel representa Lew?
- Lew benim için her şeyi yaptı.
- Ha hecho mucho por mí.
Lew Wilkison çiftlik hakkında benimle konuşmak istiyor.
Pues de eso quiere hablarme Lew Wilkison.
Topraklarını Lew Wilkison'a mı vereceksin?
¿ Le va a dar el rancho a Lew Wilkison?
Hayatım, inmene yardım etmesini Cole'dan ben istedim.
Lew, cariño, le pedí a Cole que te ayudara a bajar.
- Lew, lütfen.
- Lew, por favor.
Lew, hayatım. Bay Parrish konuğumuz.
Lew, cariño, el Sr. Parrish es nuestro invitado.
Lew, hayatım. Geçmişi bırak artık.
Lew, cariño, deja de revivir el pasado.
Lew, gel hayatım.
Ven, Lew, cariño.
Seni geri getirmesi için Lew'u ikna etmedim mi?
¿ Acaso no convencí a Lew para hacerte volver?
Lew, neden hep Cole'la kavga ediyorsun?
Lew, ¿ por qué siempre discutes con Cole?
Bilse bile asla Lew'a anlatmaz.
Si lo supiera, no se lo diría a Lew.
Beni Anchor'ı yönetmem için getirdin, ama hala Lew yönetiyor.
Me trajiste para dirigir Ancla, pero aún lo dirige Lew.
Sonra Lew eskisi gibi yine beni başından atar.
Después Lew me echará a patadas como ya hizo una vez.
- Lew bunu senin için yapabilseydi...
- Si Lew lo conservara para ti...
Çiftliği olduğu için Lew'u seçtin.
Pero te quedaste con Lew porque tenía un rancho.
- Lew öldü.
- Lew ha muerto.
- Lew nasıl öldü?
- ¿ Cómo ha muerto Lew?
Lew artık yok. Ama durmamı istemezdi, bunu biliyorum.
Lew ha muerto, pero sé que no querría que me detuviera.
Hey, Lew. Buna bakmak ister misin?
Lew, ¿ quieres interrogar a éste?
- Bu hiç bir şeyi taşımıyor, Lew.
- No lleva nada, Lew.
Şerifte kardeşimdir, Adı Lew Agry.
Como el sheriff. Se llama Lew Agry.
Oh-ooh.
- Lew.
Lew, Onu durdurmayacaksan Simon'a söyleyeceğim.
Lew, si no haces nada, iré a ver a Simón.
- Lew, Sana söylüyorum...
- Lew, te digo...
O cüzdanda ne kadar vardır dersin, Lew?
- ¿ Está ahí todo lo que llevaba?
Bu para konusunda pazarlık etmek için doğru zaman gibi değil, özellikle sana ait olmadığında, Lew.
Has elegido un mal momento para regatear. Sobre todo por que el dinero no le pertenece, Lew.
Hadi!
- Vamos, Lew.
- Tamam, Lew, Neyi bekliyoruz?
- Basta, Lew. ¿ A qué esperamos?
Lew linç için herkesi hazırladı.
Lew ha preparado a toda la ciudad para un linchamiento.
Evet, ve o sana yardım etti.
- Y él te ayudó. - Es cierto, Lew.
- Bu doğru, Lew. Hayır, hatalısın.
- ¡ No, se equivoca!
Durun!
¡ Espera, Lew!
O adamları hapishaneye geri dötürün!
¡ Lew! ¡ Devuelve esos hombres a prisión!
Sorun var mı, Lew?
¿ Preguntas, Lew?
Bu konuda endişelenme, Lew.
No te preocupes, Lew.
Bundan Lew'e bahsedebilirsin.
No olvides decirselo a Lew.