Libya translate Spanish
351 parallel translation
Çoğumuz... 1803'te Libya'da olanları bilen bir kadın düşünebiliyor musun?
¿ Puedes creer que una dama sepa lo que aconteció en Libia en 1803?
Çok saygın bir Alman bilim adamı grubu Libya sınırı ile Kahire arasında lahit kazısı yapmak için Mısır'a gelmişlerdi.
Un grupo de respetables científicos llegan a Egipto. Buscan tumbas en la frontera de Libia.
Libya'nın en çetin bölgesidir.
Es la peor de toda Libia.
Libya'da.
En Libia.
Bir Kasım gecesi saat 11 : 00'de... Kuzey Afrika Libya'daki Alman hatları gerisinde... bir İngiliz denizaltısı... Akdeniz'de yüzeye çıktı.
A las 11 de una noche de noviembre, un submarino británico salía a la superficie frente a la costa de Libia detrás de las líneas enemigas.
Tobruk'tan küçük timler halinde çıkan umutsuz adamlar Alman birlikleri arasında korku, karışıklık hasar yaratmaya gittiler. Uçsuz bucaksız karanlık Libya çöllerinde bir zamanlar denizlerin efendileri olan eski korsan ataları gibi
En las vastas y oscuras Ilanuras del desierto libio, vagaron como sus antepasados, que hicieron de Inglaterra la señora de los mares.
Erkek Libya'ya çalışmaya gider yada ailesine yiyecek getirme sözüyle Fildişi Sahilleri'ne iş için göç ederdi.
Los hombres se marcharon a Libia a trabajar, o emigraron a Costa de Marfil en busca de trabajo con la promesa de volver y traer comida para la familia.
Majestelerinin düşmanları ve savunma hatları, Mısır, Bingazi, Libya ve Tripoli'den tümüyle temizlenmiştir.
Los enemigos de Su Majestad... junto con su impedimenta... han sido eliminados por completo de Egipto... Cirenaica, Libia y Tripolitania.
- Libya'dan. Geçen yıl gittim.
Ahí estaba el año pasado.
Bu gururlu, asi çocuk... daha on üç yaşına basmadan satılarak Libya madenlerinde... ölümden beter bir yaşama mahkum edildi.
Un hijo orgulloso y rebelde... que fue vendido al infierno en vida de las minas de Libia... antes de su decimotercer cumpleaños.
Libya Canavarı.
La bestia de Libia.
10 ay sonra, Libya'da
10 MESES MÁS TARDE, EN LIBIA,
Libya Tobruk bölgesi, Rommel'in birlikleri tarafından işgal edildi.
EN TOBRUK OCUPADO POR LAS TROPAS DE ROMMEL,
Dört yıldır her yerde savaşıyorsunuz Habeş, Libya, Mısır, Girit.
Lucharon por doquier durante cuatro años en Abisinia, Libia, Egipto, Creta...
1943 Libya
LIBIA - 1943
Libya'da denedim. Bir yolunu bulmuştum bu yüzden Kennedy beni kapı dışı etti.
He buscado en Libia, pero como había había encontrado la zona exacta,
1940'ın sonbaharında, Mısır'ın komşusu Libya'ya, 250.000 kişilik bir kuvvet yığmıştı. Etiyopya'ya da 300.000 kişi göndermişti.
En el otoño de 1940, envió 250 000 soldados a la vecina Libia 300 000 y más a Etiopía.
Libya'nın başkenti Trablus, O'Connor'un avucunun içindeydi.
Trípoli, la capital de Libia, O'Connor estaba a su alcance.
Uçak Libya'ya indi!
El avión aterrizó en Libia!
Sürpriz yok, Libya'ya inmişler!
No me sorprende, que aterricen en Libia
Libya'da kalacaklarını mı düşünüyorsunuz?
Crees que se quedarán ahí?
Libya'dan 2400 kilometre olmalı
Creería que 1500 millas, volando sobre Libia
Geçen yıl Afrika'da, General O'Connor ve onun tankları Libya'yı almak için iki ay uğraştı. Rommel 12 günde geri aldı.
En África, el general O'Connor y sus tanques... tardaron 2 meses en conquistar Libia y Rommel 12 días en recuperarla.
Libya'da, bir Alman subayını katlettiğini görmüştüm.
En Libia lo vi asesinar a un oficial alemán.
Hedef, Akdeniz'in diğer tarafındaki Libya'dır..
Libia, al otro lado del Mediterranéo, es el blanco elegido
Libya'daki çatışmaların şiddeti arttı. Baskısı gittikçe artan faşist güç karşısında, yerli halkın direnişi de o oranda arttı.
El conflicto, fue aumentando más y más en Libia con los fascistas, tropezando siempre con la dura resistencia de la población local.
Tam 20 yıl harcadık bu savaşa bir sonuç alamadan. Libya'ya beş yıl içinde, beş vali gönderdim.
Veinte infructuosos años malgastados en esta guerra he enviado 5 gobernadores a Libia, en 5 años
Size Libya'yı veriyorum General. Hiç olmazsa onları korkutacak bir isminiz var.
Le entrego Libia general al menos su nombre, les atemorizará
Ben hareketi seven biriyim. Libya'ya git.
Bien, soy un gran que le gusta la acción, vaya a Libia
Ben Libya'ya haydutlar tarafından öldürülmek için gelmedim.
No he venido a Libia para ser ridiculizado por unos bandidos
Libya'nın hayalindeki bir nesilden daha önemlidir.
Que una generación en la memoria de Libia
Peki ya Roma'da unutulup da sadece Libya'da hatırlanırsak ne olacak.
Y qué sucedera, me pregunto yo,... ¿ si somos olvidados en Roma..., y solo se nos recuerda en Libia?
Libya dikenden tacımız bizim. Saçma.
Libia es nuestra corona de espinas tonterias
Libya kariyerdir.
Libia es una carrera.
Önşart yok. Libya'nın tümü tartışmaya açık. Şuna bak!
Ninguna, ¡ no hay condiciones previas toda Libia entra en la discusión!
Libya'yı tel örgüyle çevirmek.
Alambrar Libia
Bu kadarcık bir direnmeyle bizi Libya'dan kovabileceğinizi düşünmediniz herhalde.
No esperaria echarnos de Libia durante tanto tiempo con tan pocos medios, ¿ verdad?
Libya sizin ülkeniz değil. Bu ülkede hiç bir hakkınız yok.
Libia no es su país si no tienen derecho a ellos
Sezar zamanından bir para. Libya'da basıldı.
Es una moneda de Cesar, fechada y acuñada en Libia.
Libya'nın her tarafında bulabilirsiniz. Kumların altında gömülü.
Se encuentran por todo Libia, bajo la arena.
Libya'da İtalyan kuvvetlerine karşı savaşan güçlerin lideri misiniz?
¿ Es usted la cabeza de Libia contra la que lucha Italia?
Ml5 aradı ve Libya'lı ajanların Clouseau'ya karşı bir suikast girişimi olacağına dair bir dedikodu duyduklarını söyledi.
El Ml5 nos ha informado de que agentes libios han oído rumores sobre un posible intento de asesinar a Clouseau.
Ayrıca, Libya'ya geçiş garantisi.
Y derecho de tránsito a Libia.
Yakıt ikmali yapacak ve Libya'ya varınca rehineleri bırakacağız.
Cargaremos combustible y liberaremos a los rehenes al llegar a Libia.
Libya'da beraber görev yaptık.
Servimos en Líbia.
Libya hakkında.
¿ Qué, Libia?
Libya'ya savaş açmadık mı hâlâ?
¿ Estamos en guerra con Libia o qué?
Ama şimdi şu küçük Libya'ya bakın.
Pero ahora, me refiero a pequeños países como Libia.
Ama Amerikalılar bunu ciddiye alıyor gibiler. Sanki ufacık Libya canımıza okuyacakmış gibi.
Los americanos se lo toman muy en serio, como si la pequeña Libia fuera a darnos problemas.
Ve eski zamanlarda o dişler Yürümedi mi İngiltere'nin Yeşil dağlarında? LİBYA, CARDIFF ROOMS'TAN CANLI
Y esos dientes, en tiempos antiguos pasearon por las montañas de Inglaterra.
LİBYA, CARDIFF ROOMS'TA BİR ERKEĞİN HAYATI Bana ateş arabamı getirin
Tráeme mi carro de fuego.