Lider translate Spanish
4,612 parallel translation
Maymunlar daima güçlü lider ister.
Simios siempre buscan rama más fuerte.
Lider, ben Silahşor 0-1.
Líder, habla Pistolero 0-1.
Lider olmak istiyorum.
- Quiero llegar a ser un líder.
- Lider mi?
- ¿ Líder?
Nasıl lider olabilirsin?
¿ Cómo puedes convertirte en un líder?
Bu bir lider olmak için yeterli değil.
Esto no es suficiente para convertirse en un líder.
Lider olmanın yolu kolay değil.
No hay atajos para convertirse en un líder.
Birçok lider insanları aldatır, değil mi?
La mayoría de los líderes engañan a la gente, ¿ no?
Barack'tan daha çok Banksy'sin, ama sanki devrimci bir lider gibi oyla seçildin.
Eres más Banksy que Barack... pero fuiste elegida para ser una líder revolucionaria o algo así.
Baba, yapılan anketlere göre Bharatiya Lok Shakti'nin partisi lider durumda.
Baba, según el informe de la encuesta de Suney el Partido Bharatiya Lok Shakti está a la cabeza.
Ve onun gibi hırsızları da lider.
Y a estos ladrones, líderes.
- Doğuştan lider!
- ¡ Un líder nato!
Ve o ona onları lider vardır MMA ile İyi adamlar gelmek eşi, orospu onun küçük oğlu!
y ella tiene lo que lleva a cabo con MMA chicos buenos llegan a su esposa, su pequeño hijo de puta!
İnanılmaz bir lider.
Un líder fantástico.
Silver Tsar lider ama yorulmaya başladı.
Plata zar tiene el plomo pero está cansando.
Yozlaşmış bir lider, hakının ihtiyaçlarına kayıtsız kalan bir hükümet vardı.
Los líderes corruptos, el gobierno no sabe lo que la gente quiere.
Gerçek bir lider aynı zamanda iyi bir dinleyici olmalıdır.
Un buen líder también debe saber escuchar.
- Yeni lider kim o zaman?
- ¿ Y quién es el líder?
Suya yem atıp dikkatini dağıtmalısın.
El es un lider. Conseguira lanzar a algun compinche al agua, distraigalo.
Lider olmak mı istiyorsun?
¿ Quieres guiar?
Hayır, hayır, lider olmak istiyorsan, benim önüme geçmelisin, Danny.
No, no. Si quieres guiar debes ponerte frente a mí, Danny.
Lideri takip et, lider, lider.
Sigan al líder, líder, líder.
Yıldırım Harekatı Beyaz, burası Kızıl Lider Köpek.
Perro Rojo Jefe a Relámpago Blanco. Briar Grove es un 47.
Peki, açık olması için eğer bir grup olacaksak, lider kim olacak?
Para que quede claro... si seremos un grupo... ¿ quién estará al frente?
Onlara bir lider lazım.
Necesitan un líder.
Ve Yüce Lider'e sağlıklı ve uzun bir yaşam diliyoruz.
Y le deseamos buena salud y larga vida al Líder Supremo.
Ahmadinejad kendisini Yüce Lider'e adamış.
Ahmadinejad es leal al Líder Supremo.
Biz Yüce Lider'in emirlerine itaat ederiz ve tüm bunlara da Yüce Lider karar verir.
Obedecemos los mandatos del Líder Supremo y el Líder Supremo lo determina todo.
O Yüce Lider için bir afiş çocuğu.
Es la viva imagen del Líder Supremo.
Yüce lider'in kendi gizli oy sayımını yaptığını söyleyen bir kaynakla konuşuyordum.
Hablé con una fuente que me dijo que el Líder Supremo hizo su propio sondeo.
İran halkından, ailemden ve Yüce Lider'den bu davranışlarımdan ve günahlarımdan dolayı özür diliyorum.
Le pido disculpas al pueblo iraní y a mi familia. Ya nuestro Líder Supremo por mis actos y mis fechorías.
Kuvvetli oldukları için reklamı yapılan iki lider deodorant markasının kokusu,... stres altında kendini gösteren kronik bir koku problemini gösteriyor.
Rastros de dos marcas de desodorante, ambas anunciadas como muy fuertes lo que indica un problema crónico de olor corporal que se manifiesta con el estrés.
Genç, nükleer ihtirası olan denenmemiş bir lider.
Un joven, líder probado con ambición nuclear.
O bu gezegendeki en münzevi lider.
Él es el más líder solitario en el planeta.
Yüce Lider'in ziyafet odasına gelmeniz gerekmektedir.
Se requiere su asistencia en la sala de banquetes del Líder Eterno.
Uh, Bay Yüce Lider.
Uh, señor Supremo Líder.
Uh, resmi olarak hiç tanışma fırsatımız olmadı, Sayın Lider.
Uh, nunca tuvimos la oportunidad de conocer formalmente, señor Gran Líder.
- Hadi gidelim, Yüce Lider.
- Vamos, el líder supremo.
O korkunç bir lider.
Él es un líder terrible.
Yüce Lider Kim,... muazzam sayılarda nükleer silaha sahip, Amerika, sizin gibi ülkelerin hiç elinde olmadığına dair direttiğinde, bu size iki yüzlülük gibi geliyor mu?
El líder supremo Kim, cuando... los Estados Unidos, que tiene un enorme arsenal de armas nucleares, insiste en que países como el suyo no tienen ninguno,
Zirvedeki bu 3 kişiyle birlikte Gora lider olmaya en yakın kişi.
Con el TOP 3 ahora con él, Gora está cerca de gobernar el gallinero.
John lider olarak doğmuş biriydi.
John es un líder natural.
Liderinize bir mesajım var :
Tengo un mensaje para vuestro lider.
İki gün önce bir gardiyan tarafından öldürülen Atrian lider ve aktivist olan Nox'un intikamını almak istedikleri düşünülüyor.
Los agentes creen que buscaban venganza por la muerte del líder atriano y activista, Nox, que fue asesinado hace dos días por un guardia.
Baban seni lider olmanı isterdi ama hayatını tehlikeye sokacağını bilse, o da istemezdi.
Tu padre quería que fueras el líder, pero no si eso significaba arriesgar tu vida.
Ama lider olmak için çok gençsin.
Pero eres demasiado joven para mandar.
Hele de kendilerine lider olarak Heller ve Davies gibi katil ve işbirlikçileri seçmişlerken!
No cuando eligen a asesinos y colaboradores como - Heller y Davies como sus líderes.
Alak iyi bir lider olduğunu kanıtladı.
Alak ha probado ser un digno líder.
Maori savaşçılarının soyundan geliyor. Lider avcılarımızdan biri.
Desciende de los guerreros maori, uno de nuestros principales cazadores.
Bu bey Kaha Ruma. Lider avcılarımızdan.
Él es Kaha Ruma, nuestro cazador líder.
Papaya karsi gelen her lider Papa'nin istegiyle kanunen düsürülebilir hatta öldürülebilir.
Cualquier líder que lo desafiase podría ser legalmente derrocado y hasta condenado a muerte, con la bendición del pontífice.