Lindas translate Spanish
2,166 parallel translation
Güzel kanatlar.
Qué lindas alas.
Güzel göğüsler, kızım.
Lindas tetas, niña.
- Güzel hediyeler aldın mı? - Evet.
¿ Recibiste cosas lindas?
Piddles çok şirin bir palyaçodur. Şirin çiçeklerle süslü şirin bir kutusu vardır.
Piddles es un payaso muy lindo... que tiene una cajita linda cubierta con flores lindas.
Kulakların süpermiş baba.
Lindas orejas, papá.
Güzel kızlar, umarım seni hastanede ziyaret ederler.
Lindas chicas, espero que te visiten en el hospital.
neden güzel kızların hep büyük ağabeyleri olur?
¿ Por qué las chicas lindas siempre tienen hermanos mayores?
ve gidip kendine iğneler sokuyorsun. Şunlara bir bak.
porque no te ocupas de tu esposa y de tus hijas míralas que lindas
Güzel memeler!
¡ Lindas tetas!
Benim adamlardan birine gidip hoş kalçalarla ölebilirdin.
Si vas a uno de mis clientes, puedes terminar muerto. - Con lindas piernas.
Sonsuza kadar genç ve güzeller.
Jóvenes y lindas para siempre.
Güzellerdi.
Eran lindas.
- Çok güzellerdi.
Eran unas botas muy lindas.
Tatlı kızlar.
Oh, que niñas más lindas.
Neden bu iki harika bayana bir Pahohoes daha getirmiyorsun?
¿ Por qué no les traes a estas dos lindas chicas otra ronda de pahohoes?
Onlar da sizin gibi. Bu sabah pek güzel değiller.
Están como tú, no muy lindas esta mañana.
- Bu bebek resimleri çok tatlıymış.
Son lindas fotos de bebés.
Güzel kız Asya masajı yaparak büyük para kazanırsın!
Ven a dar masajes asiáticos. ¡ Las chicas lindas ganan mucha plata!
Güzel değil mi?
Lindas ¿ No?
- Ben çocuklara güzel şeyler yapmayı öğretiyorum.
Le enseño a los niños a dibujar cosas lindas.
Bacak istesem, Obama'nın karısını seçerdim, asıl bacak onda var.
¡ Para piernas, la esposa de Obama! ¡ Las suyas son lindas!
Pekala kızlardan hangisinin RJ'in kız arkadaşı olduğunu öğreneceğiz.
- Bueno descubramos quién de estas lindas chicas era la novia de R.J.
- Tamam, ikiniz de güzelsiniz.
- Esta bien, ambas son lindas.
En güzel omuzlar, en güzel saç, en güzel kulaklar.
Los hombros más lindos, el cabello más lindo las orejas mas lindas.
Fıstık gibiler.
Lindas.
Bu yerin baştan aşağı pembe yanaklı fıstıklarla dolu olduğuna bahse girerim. İngiliz köylü bakireleri piyango gibidir, ama daha ucuzdurlar.
Te garantizo que este lugar será grandioso para encontrar, lindas jóvenes inglesas del campo, con todo el amor pero incluso más pervertidas...
Kremalı süt havuzuna bir dalışla başlıyor, sonra da güzel kadınların beraber özel zamanlarını geçirdikleri buluta doğru yol alıyoruz.
Primero nos zambullimos en la piscina de malteada, y luego empezamos a buscar la nube donde las mujeres lindas pasan ratos agradables.
Bu çok iyi bir şey.
Qué costumbres tan lindas.
- Güzeller mi?
- ¿ Son lindas?
Güzeller mi?
¿ "Son lindas"?
Çünkü benim tek hatırladığım, ikinizin birlikte kuş izlemeye gittiğinizi söylediğin küçük tatlı hikayelerdi.
Porque lo único que recuerdo son esas lindas historias de ustedes dos viendo a las aves en el vecindario.
Yine aynı şey olmuş, güzel şeyler bitmiş ya da... kasabamızı terk etmişti.
De nuevo, veía que se destruían las cosas lindas o dejaban nuestro pueblo.
Yani böylece herkesi memnun ediyoruz.
¡ Y así, contentamos a todos! ¡ Tantas cosas lindas!
Güzel çiçekler.
Lindas flores, hombre.
Şehirdeki bütün insanlar benim hakkımda güzel şeyler söylüyor.
La gente de la ciudad dice cosas lindas de mí.
İnsanları içeriye davet edecek pembe şemsiyeler koymalısınız.
Necesita poner unas sombrillas lindas... -... para atraer a la gente. - Sr. Lewis, mire.
Onun diri küçük göğüsleri dokunuşlarımla daha da ufalmış, bu yüzden erotik eksperinin malafatı, onun nemli ellerinin ve ılık-kayıtsız ağzının içinde yoğrulmaktan alıkoyulmuştu.
Tal como sus lindas tetitas parecían encogerse al tocarlas la verga de este conocedor tampoco logró erguirse ante el toque sudoroso de su mano y el beso tibio y flojo de su boca.
Hayattaki bazı güzel şeyleri arkadaşıma göstermek istedim sadece.
Sólo quería mostrarle a mi amigo algunas de las cosas más lindas de la vida.
İlla burada kalacağım diyorsanız, daha güzel perdeler almalısınız bence.
Bueno, si se va a quedar aquí debería poner cortinas más lindas.
Gördüğüm en tatlı minik topçuklara sahipsin.
Tienes las pelotas más lindas que he visto.
Tüm odalarda küçük sirin antika radyolar var o kadar.
Tienen estas lindas y antiguas radios pequeñas en todas las habitaciones.
Toby'nin çok güzel resimleri var. Ama bir resim görmek asla Jack bir çocuk gibi.
Tienen tantas fotos lindas de Toby, pero no he visto una foto de Jack de cuando era niño.
- Çok tatlılarmış.
- Qué lindas.
Kapsamlı dediğin kocaman ve bol fotoğraflı mı oluyor?
Exhaustivo, lo que significa, Grande con muchas fotos lindas, ¿ no?
Oğluna ne güzel şeyler söyledin.
Qué lindas cosas le dices a tu hijo.
Çok güzeller.
Son tan lindas...
Güzel taşlar buldunuz mu?
¿ Trajiste rocas lindas?
Her zaman yanında sevimli bebeklerle geziyorsun.
¿ Cómo haces para estar siempre acompañado de tan lindas muñecas?
Hoş bir fotoğraf çekersin.
¿ Sacó lindas fotos?
- Mağaralar güzeldir.
- Las cuevas son lindas.
- Güzellerdi.
- Estaban lindas.