Lindo translate Spanish
20,694 parallel translation
- Seni görmek güzeldi.
- Fue lindo verte.
Oh! Çok tatlı!
- ¡ Es muy lindo!
Atın çok güzelmiş.
Ese es un caballo muy lindo.
Gerçekten çok güzeldi.
Fue... fue realmente lindo.
Scotty amcana, saçının ne kadar güzel olabileceğini göstereceğiz.
Vamos a enseñarle al tío Scotty cuán lindo puede ser tu pelo.
MUTLU YILLAR HANK!
Lindo, oscuro y cálido... Hank...
Güzel bir puro salonu ve öğlen bir şeyler içmek için toplantı salonları var.
También hay un salón muy lindo para fumadores. Hay salones de negocios muy grandes para tomar algunos tragos a la noche.
- Bakıyorum epey zahmete girmişsin.
¡ Es lindo!
Anna : Dün gece tanıştığım hoş çocukla görüşeceğim, beni bekleme.
Me veré con el tipo lindo de anoche...
Geliyorum!
- ¡ Voy! - ¡ Está lindo aquí!
Bana asılan itfaiyeci hoştu.
Pero era lindo, el bomberito.
Şimdi iyi hissediyoruz.
Qué lindo es esto.
Bu hayatımda gördüğüm en sevimli kedi.
Es el gato más lindo que he visto en mi vida.
Sevimli kedi.
Lindo gatito.
Keanu çok şirin.
Keanu es lindo.
Yeni bir köpek almış olman harika bir şey, pek de şirin!
Creo que es realmente genial que tengas un nuevo perro, ¡ y es tan lindo!
Şimdi o kadar da tatlı değilsin, değil mi tatlı çocuk?
No estás tan lindo ahora, ¿ verdad chico lindo?
Elbise güzel değil mi?
¿ No es lindo este vestido?
Akşamları evden çıkmak için gidecek
Sería lindo que tuvieras un lugar a donde ir
Sen de çok tatlısın.
Eres muy lindo.
- bana tatlı olduğumu söyledi.
- acaba de decirme que me veía lindo.
Seninle tanışmak güzeldi.
Fue muy lindo conocerte.
Seni öylece toprağa koyuyorlar... park veya benzeri bir yerde.
Solo te ponen en la tierra... en un lindo parque o algo así.
Her zaman bu küçük tatlı çocuktan bahsederim.
Hablo de este lindo niño todo el tiempo.
Dünyadaki en tatlı çocuk, gümüş dişlerle dolu bir surat.
Es el niño más lindo del mundo, una cabeza llena de dientes plateados.
- Mahalle gerçekten güzel, tabii altı sokak ileri giderseniz.
- El vecindario es muy lindo. Si caminan seis manzanas en esa dirección, hay un buen lugar para comer pizza.
Güzel seksi, parlak yatak örtüsü.
Qué lindo cubrecama sensual y brilloso.
Aslında güzeldi, evet.
Fue lindo, sí.
Bu gerçekten çok hoş.
Eso es muy lindo.
Bu çok hoş.
Eso es lindo.
Dışarısı çok güzel.
Está muy lindo aquí afuera.
Buraya gelmen çok hoş.
Fue muy lindo que vinieras.
Mekana bayıldım.
Lindo lugar.
Mama Mabel'dan daha iyi iş çıkarmışsın.
Aún más lindo que cuando lo dirigía Mama Mabel.
Yakışıklıydı.
Él era lindo.
Çok hoş.
Muy lindo.
Scarfe'ın çocukken bu kadar şirin olmasını beklemezdim.
Nunca habría imaginado que Scarfe era lindo de niño.
- Yapmayın iltifat ediyorsunuz.
- Qué lindo. Me halagas.
- Ailene, karına bir şey söyle.
- Di algo lindo a tu esposa, tu familia.
Gayet güzeldi.
Muy lindo.
Senin için oldukça güzel olmalı.
Debe ser lindo ser tu.
Hoştu ama pek zeki değildi.
Lindo, pero no demasiado brillante.
Bütün o güzel, eski set mi?
Perdí las mías. ¿ Ese lindo y viejo equipo de herramientas?
- Demek artık onlar için çalışıyorsun? - Kapat.
- Lindo lugar. ¿ Trabajas para ellos ahora?
Travesti arkadaşın kızları saklar ve rakibinin üzerine bahis oynar.
Un plan lindo. Apostaste a que perdías, escondiste a las chicas con el trava.
Fotoğrafındaki kadar sevimliymişsin.
Casi tan lindo como su foto.
Sessizlik lütfen, saçmalama hadi.
- Lindo. Por favor, ¿ estás bromeando?
Bunu duymak hoşuma gitti.
Eso lindo oírlo.
Babam evde olmayacak.
Él no quiere, será lindo :
- Ne hoş.
- ¡ Qué lindo!
Ne güzel bir kaplan. Rengi neden mavi?
Qué lindo tigre.