Liste translate Spanish
3,671 parallel translation
Senin bütün boşluklarını dolduracak bir liste dolusu adamım var.
Tengo una lista de hombres que podrían comprar todas las casas que tengas.
ama liste yanılmadı.
Pero la lista no.
Eğer bu albüm liste başı olmazsa, benim sonum olur adamım.
Si este álbum no es el número 1, yo también tendré problemas.
Sana bir liste yapıcam şu şey yayımcı vardı yada şu köşe yazarı vardı.
Te daré una lista con su conservador o el que escribió su monografía en el MAMO.
Sanırım bu liste Walter'a hayatına mal olmuş olabilir.
Creo que esta lista puede haberle costado a Walter su vida.
Bize bir liste çıkaracaklarını söylediler.
Dijeron que podrían compilar una lista para nosotros.
Size bir liste hazırlayacağım.
Por favor, déjeme ver a mi hija.
Lütfen beni kızıma götürün. Liste mi var?
¿ Hay una lista?
Eğer söylediğin şey doğru da ve bu liste kötü insanlarla doluysa ve Walter da bunu araştırıp şimdi...
Si lo que dices es cierto y esta lista está llena de gente mala y Walter la estaba investigando, y ahora él...
Gerçek bir acil durumda bu uçakta yer alacak 191 kişinin isminin yer aldığı bir liste var.
Existe una lista de 191 personas que estarían en este avión en una emergencia real.
Irak'ta iskambil kartları vardı, 55 kişilik liste.
En Iraq había un mazo de cartas... Una lista con 55 nombres, pero no bastaba.
Ama şimdi liste kendi başına değişiyordu.
Pero ahora la propia lista misma estaba cambiando.
Lockhart liste başı ve Evan'ın yanında kaç kişi götüreceğini umursadığını sanmam.
Lockhart es el primero de esa lista, y dudo que a Evan le importe cuanta gente se lleve con el.
Liste epey uzun. En son ortağı da buna dahil.
- Esa lista es larga, incluyéndonos.
Drew Thompson'nın dul eşi veya eski dul eşi her neyse, kayıtlardaki resimlere baktı ve merhum eşinin 30 yıl sonraki hali olabileceklerden bir liste hazırladı.
La viuda de Drew Thompson... o antigua viuda, lo que sea... ha estado mirando las fotos de fichados, señalando... los tipos que podían ser su difunto marido, con 30 años más.
Bir liste yaptım.
He hecho una lista.
Yeni yemek tariflerini denerken bir liste hazırlamış.
Tenía un calendario de cuándo iba a probar a hacer nuevas recetas.
Ve Diana'nın da dediği gibi bu pek de uzun bir liste değil.
Y como ha dicho Diana, no es una lista larga.
Sizden 30 gün içinde tam liste çözüm önerilerinin olduğu ayrıntılı bir analiz raporu istiyorum.
Espero un análisis detallado y recomendaciones específicas dentro de 30 días. - Por favor.
"Cinayete çok yakınlar" diye bir liste var ve senle Müdür Vance o listede yer alan yegane isimlersiniz.
Hay una lista de "personas muy ligadas al crimen", y... Tú y el director Vance sois los dos únicos nombres de esa lista, así que...
Anlamsız ve gerçek dışı isteklerin için bir liste var mı?
¿ Y hay una lista de demandas incoherentes y exageradas?
David, bu liste hiç seksi değil.
David, esa lista no suena nada sexy.
Burada işler sarpa sararsa diye kimin işini bitireceğime dair cebimde liste var.
Tengo una lista en mi bolsillo... de a quién eliminar si las cosas se descarrilan mucho por aquí.
Hedef müşterilerimizin isimlerini liste yapmalıyız.
Tenemos que hacer una lista de nuestros clientes objetivo.
Önümde liste var.
Tengo la lista aquí.
Her ne kadar, etkileyici bir liste olduğunu kabul etsem bile.
Aunque debo admitir que es una lista impactante.
Bakın, siz bana bir liste verin, ben Tanrı'ya götüreyim, seçsin birini.
Mira, si no me llevas, estoy seguro de que la Liga de Teatro de Nueva York me enviará un coche.
- Liste bu mu?
¿ Está la lista aquí?
- Ne diyeceğim koşu yapmaya hazırlanıyorum, bir liste hazırlamak istersen alabileceklerimi maddele ve sonra...
Bien, ¿ sabes? Me estoy preparando para salir a correr, así que si quieres... hacer una lista, de cosas que podría traer...
Uzun bir liste.
Esa es una larga lista.
Elliston çiftliği de birçok kişiyi liste dışında bırakacak.
Y la granja Elliston excluirá a un montón de nombres.
Bir liste oluştu, güzel fikirler de çıktı.
Tenemos una buena lista, algunas buenas ideas.
Tam bir liste.
Lista larga.
Bunlar Hank'in bana geçen gece incelemem için verdiği dosyalar. 41 Trust kuruluşlarıyla ilgili bir liste istemişti ama biz hiç bir şey bulamamıştık.
Son los archivos que Hank me mandó revisar, una lista de las sucursales de Fondo 41, pero no encontramos nada.
"Wrong Song" seni tekrardan liste başı yapmak için harika. Ama ihtiyacın olan son şey bir gecede meşhur olmuş ve aynı hızda sönebilecek yoğrulmamış bir First Lady ile düet söylemeye mecbur bırakılman.
"Wrong song" es genial para llevarte a lo alto de los ranking otra vez... pero lo último que necesitas en estar presionada... haciendo duetos con alguna prima Donna prefabricada... que apareció súbitamente y... puede desaparecer igual de rápido.
Yine liste başı, yine kasabada.
De vuelta en la cima, de vuelta en la ciudad.
Liste varsa parti de vardır.
Un Evite significa que habrá fiesta.
Partneriniz hakkında bildiğinizi düşündüğünüz şeyler hakkında bir liste yapmanızı istiyorum.
Quiero que hagáis una lista de todas las cosas que creéis que sabéis de vuestro compañero.
- Morgan, bu liste ne kadar eski?
Morgan, ¿ qué tan vieja es esta lista?
Kızıl Ekip olduğuna inandığım insanlardan oluşan bir liste çıkardım.
He elaborado una lista de nombres, gente que estoy convencido de que estaban en el Equipo Rojo.
Liste komuta zincirinde üstte olanların eline geçmiş olabilir.
La lista podría haber ido subiendo por la cadena de mando.
Elinde masal kahramanları ve onların kim olduğu yazılı bir liste var.
Tiene una lista de los personajes y quiénes son...
- Liste, amatör müzisyenlere karşı.
La carpeta desaconseja a los músicos amateurs.
- Evde kalıp, bacaklarımı dizlerime kadar tıraş etmek yerine haftada bir kez yaptığım eğlenceye dikkatini verme konusunda daha esnek olsun o zaman o liste.
Tal vez la carpeta sería más tolerante si viniera a alguna de mis actuaciones semanales en lugar de quedarse en casa afeitándose las piernas solo por encima de las rodillas.
Little, ölmeden hemen önce, kıtalar arası petrol işi yapan gizli Amerikan çalışanlarının isimlerini içeren bir liste çaldı.
Justo antes de su muerte, Poco se robó una lista que contiene los nombres de todos los operativa encubierta americana trabajando en el extranjero en la industria del petróleo.
Liste çok şeyi değiştirebilir.
La lista de las cosas cambia.
Bu liste oldukça değerli.
Esta lista es valioso.
Liste ile ilgileniyor olmalılar.
Se debe tener sido después de la lista.
Garip, değil mi? İşte liste.
Extraño, ¿ verdad?
Bu liste nasıl böyle kabardı?
Exum : ¿ Cómo fue creciendo?
Pek uzun bir liste değil.
No es una lista larga.