Loco translate Spanish
52,605 parallel translation
- Hayır olmaz, delirdin mi?
- No, no, ¿ estás loco?
Deli misin?
¿ Estás loco?
- Kim değil?
¿ Quién no está loco?
Khan, nasıl biliyorsun Biri delirmiş veya normal mi? Ne?
Doctor Khan, ¿ cómo sabe si alguien está loco o es normal?
Birçoğunuz ben delirdiğimi düşünebilir.
Muchos de ustedes pueden pensar que estoy un poco loco.
Demek ben deliyim?
Entonces, ¿ estoy loco?
Aslında, deli çok korkunç bir kelimedir!
En realidad "loco", es una palabra muy aterradora.
anne ve babamla 10 dakika konuşalım mı? O deli mi!
"Habla con mamá y papá por 10 minutos", ¿ él está loco?
Çıldırtıcı bir kişi, Aynı şeyi defalarca tekrarla ve her defasında farklı sonuçlar beklemektedir.
.. "un loco es aquel que hace el mismo trabajo todos los días.. .. y aun así espera que el resultado sea distinto".
Kafayı mı yedim yoksa, bu kaçırılan kadın mı?
"¿ Estoy loco o esta es la mujer secuestrada?".
Kafayı yememişim, bu kesinlikle Beth Stone.
No está loco. Definitivamente es Beth Stone.
Polisler, haberciler, haberlerde röportajınızı izleyen herkes... Hepsinin bu olayın çılgın birisi tarafından yapıldığını düşünmesine izin verdiniz.
- Policías... periodistas, todos están mirando sus entrevistas en las noticias, dejó que todos pensaran que fue obra de un loco.
Sen delisin.
Estás loco.
Bu gezegen Yahudi ( Jew ) - piter.
Dios mío, se ha vuelto loco.
Bazen biraz deli gibi görünse de, işleri mümkün olduğunca güvenli tutmaya çalışacağına inanıyorum.
A veces parece que está un poco loco, pero creo que intentará hacer esto de la manera más segura posible.
- Oh, rahatsızlık yaratıyor.
Dando patadas como un loco.
Çıldırdın mı?
¿ Estás loco?
Koltuk başlığı ateşe dayanıklı süngerden yapılmış,... yani asla alev almaz, ama inanılmaz tüter.
El cabezal está hecho de espuma resistente a las llamas, así que nunca arderá, pero desprenderá humo a lo loco.
Evet, dışarıya çıkmaktan bahsetmişken burada kafayı yiyorum.
Sí, hablando de salir allá afuera... Empiezo a volverme algo loco aquí dentro.
Hastasın sen Rudy.
Estás loco, Rudy.
Hastasın sen, Rudy.
Estás loco, Rudy.
Silahlı bir kaçık kendi suçunu bize atıyor diye nokta falan koymuyoruz.
No vamos a hacer eso solo porque un loco armado quiera utilizarnos como pantalla de humo.
Kafayı mı yedin?
¿ Estás loco?
- Sen çıldırdın mı?
- ¿ Está loco?
Eğer bu sualtı tabutunda mecbur olduğumdan bir dakika daha fazla kalacağımı düşünüyorsan delirmişsin.
Estás loco si crees que me quedaré más de lo necesario... en este... ataúd sumergible.
Düşündüğümden de deliymişsin.
Estás más loco de lo que creí.
Bebek beni delirtecek.
Esa muñeca me está volviendo loco.
Laurel'e hepsini anlatıyor. Tek deli sen değilsen, daha yolunda işler.
* Se lo contó todo a Laurel... * * quien se siente mejor porque él se sienta loco también *
Bir çatlak adam.
Un tipo, un loco.
Deli mi bu?
¿ Está loco?
Yani, psikolojik olarak konuşursam.. adam.. adam deli, değil mi?
Quiero decir, psicológicamente hablando, está... está loco, ¿ cierto?
Deli miymişsin, Riggs?
¿ Estás loco, Riggs?
Şimdi bir de bebek var, her şeyi en baştan yapmak delice.
Y, ya sabes, ahora tenemos a la bebé, lo cual es loco, porque estamos comenzando de nuevo.
Bir çuval kediden daha da deli.
Está más loco que un saco de gatos.
Sen az önce bir çuval kediden daha mı deli dedin?
¿ Dijiste que estoy más loco que un saco de gatos?
Delirdiğini mi?
¿ Qué él está loco?
Bu benden de deli.
Ésta mas loco que yo.
Bunu her gün yüzlerce kere yaparsın ama yine de kafanda bir yerde içinden bir ses sana bunun delilik olduğunu söyler.
Entonces lo haces cien veces, es solo otro día en el rancho. Pero todavía, se queda en tu mente, esa cosa que te dicen, sabes, es loco.
Biraz önce sen bana çılgınca şeyler yaptığında bunun farkında olduğunu mu itiaf ettin?
¿ Acabas de admitir que sabes cuando estás haciendo algo loco?
Biliyorum sen benim çatışma gölgesi seven kankamsın ama bu öldürme bölgesinde biraz dikkatli olmalıyız.
Sé que eres el Sr. Loco Bajo Fuego, pero necesito aviso de zonas mortales.
Bu da demektir ki Jackson tamamen delirmemiş.
Lo que significa que Jackson no está completamente loco.
Bu senin için ne kadar çılgıncaydı?
¿ Cómo es eso de loco?
Kim Vegasın yakınında nükleer bir bomba patlatacak kadar çılgın olabilir?
¿ Quién está tan loco como para probar una bomba nuclear en las afueras de Las Vegas?
Ve Flynn bunu deneyecek kadar çılgın.
Y Flynn está lo bastante loco como para intentarlo.
Delirdin mi?
¿ Estás loco?
Halbuki, çılgın olanlar...
Mientras que, loco de la mente...
Delisin sen.
Estas loco.
Delirdiğimi sanma
- ¿ Crees que estoy loco?
Yani, hoş bir kadının oyun sırasında taşaklarını kamışla dövdüğündeki gibi.
En un programa de concurso loco mientras una mujer hermosa te golpea el escroto con una rama.
Kimisi Kral Lear'ın orada delirdiğini söyler.
Algunos dicen que es donde el Rey Lear se volvió loco.
Ateş bastı ve dereye düştüm.
Disparé a lo loco y caí en un arroyo.