English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ L ] / Lütfu

Lütfu translate Spanish

375 parallel translation
Bu hayırlı oğullar Oh Deuri'ye Allah'ın bir lütfu.
Oh Deuri fue bendecida con buenos hijos, ¿ verdad?
Tanrı lütfu bir sesi tekrardan dinletmek bir ayrıcalık değil midir?
¿ Me concedería el privilegio de oír de nuevo su voz magnífica?
Kısa sürede, hem ikimizin güvenilir bir dostu hem de... ev halkının bir lütfu haline geldi.
Pronto se convirtió en una amiga de confianza. Y en una bendición para la casa.
Onu tanrının bir lütfu olarak görüyorum.
- Digamos que el Señor me lo dio.
Tanrı'nın lütfu bu.
- Es la Gracia del Señor.
"Tanrının lütfu, İsa Mesih, Tanrının sevgisi ve Kutsal Ruh, ebediyen bizimle ol."
"La gracia de Jesucristo, el amor del padre y el Espíritu Santo esté con nosotros para siempre".
Allah'ın bir lütfu olarak kaçabilmiş.
Gracias a Dios escapó.
Ne lütfu!
¡ Qué dices!
Bu lütfu kabul etmekten şeref duyacağım.
Reclamaré esa promesa de manos de vuestra gracia.
Lütfu sevindirdi.
Su favor me complace.
Onun lütfu sizinle olsun.
Que su bendición vaya con usted.
- Tanrı'nın bir lütfu olur.
- Sería una bendición del Señor.
Bana gelen paketleri görüyorsunuz. Bence avcılık bana tanrının bir lütfu.
- Tengo 300 trampas y con este tiempo, estarán llenas.
Çok yaşa Süleyman,... tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomón, rey de Israel por la gracia de Dios.
Çok yaşa Süleyman, tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomón, rey de Israel por la gracia de Dios.
Bu sana Tanrı'nın bir lütfu, evlat.
Fue bendecido, hijo.
Tanrı'nın lütfu.
La belleza de Dios.
Çünkü Tanrı'nın lütfu satılık değildir.
Porque lo que da el Señor, no puede venderse.
Tanrı'nın lütfu...
Lo que da el Señor...
Tanrı'nın lütfu satılık olmayabilir ama Şeytan'ınki öyle, eğer bedelini ödeyebiliyorsan.
Lo que da el Señor, no se vende pero lo que da el diablo, sí. Si es que puedes pagarlo.
Belki de tanrı bu şekilde istiyordur. Tanrının lütfu olmadan hiçbir şey yapamam.
No sé si es la voluntad de Dios, sólo sé que sin Su gracia, no podría hacer nada.
Tanrı'nın bir lütfu musun?
¿ Usted cree en la gracia de Dios?
Görüyorum ki,..... sevgili babama öteden beri gösterdiğiniz lütfu, benden de esirgemiyorsunuz.
Puedo ver la bondad que me concede la misma que siempre mostró hacia mi querido padre...
Tanrının bir lütfu diye görün.
Si eso es todo, consideraos afortunado, Sire.
Tesadüfen burada bulunmam, kaderin bir lütfu olmalı.
Debe ser una señal que haya pasado estando yo aquí.
İnsanın yozlaşmış tabiatı, iç lütfu kaçınılmaz kılar.
En estado de naturaleza corrompida, nadie jamás resiste la gracia interior.
Tanrı'nın lütfu iyiyi seçmene yardımcı olur.
Dios te da la Gracia para ayudarte a elegir el bien.
Sonrasında, biraz sıkıntı çektikten sonra Cumhurbaşkanı Bay Laval'in bir lütfu olarak Châteldon'da iade edilme ayrıcalığına kavuştum.
¿ En qué año regresó? Regresé el 17 de Octubre de 1941. Fue ciertamente un gran favor ya que algunos tuvieron que permanecer hasta el 45 o más.
Ebediyette yeniden doğmanın, emin ve belirgin umudu içinde İsa Peygamberimiz aracılığıyla. İsa Peygamberimizin lütfu, ve Tanrı aşkı ve Kutsal Ruh'un komünyonu bizimle olsun.
En esperanza segura y cierta... de la resurrección a la vida eterna, mediante nuestro Señor Jesucristo... la gracia de nuestro Señor Jesucristo... y el amor de Dios... y la Comunión del Espíritu Santo... este con todos nosotros.
Burada olmamız Tanrı'nın bir lütfu.
Tenemos mucha suerte de estar aquí.
Tanrı'nın bu lütfu seni sevindirmedi mi, ha?
¿ NO estás contenta con esta bendición, eh?
- Bu Tanrı'nın bir lütfu.
­ Qué bendición
Bu Tanrı'nın lütfu
Una bendición en nuestra casa
O Tanrı'nın bir lütfu.
Es un hombre de Dios.
Sezar Kralı, Tanrı'nın lütfu, Meryem Anamız ile Roma Klisesi, II.
"A Su Majestad Imperial, por la gracia de Dios..." "... y de la Iglesia Romana...
Bu onun bize bir lütfu.
Ésta es Su dádiva.
Babamız Tanrı'nın ve Efendimiz İsa Mesih'in lütfu ve barışı sizinle olsun. Efendimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına şükürler olsun ; O merhamet dolu Babadır, her tesellinin kaynağı olan Tanrı'dır.
Dios todopoderoso, Padre misericordioso y dador de todo consuelo, atiende con clemencia, te suplicamos, a todos los dolientes, para que confiando sus pesares a ti, reciban el consuelo de tu amor, por Jesucristo nuestro señor.
- Tanrının bir lütfu.
- Una bendiciön del Señor.
Bu kara kıtanın bir lütfu.
Es un legado del continente negro.
Bu onun için de çocuk için de Tanrı'nın bir lütfu.
Será una bendición para ella y para el niño.
Kraliçem, Allahın lütfu üzerinize olsun.
Oh, Reina, que Alá te bendiga.
İsa tüm günahlarımızı bağışla bilmeden işlediklerimizi ve bilerek işlediklerimizi ve senin beş yaranın aşkı için Bakire Meryem'in acısı için ve tüm azizlerin ruhları için bana bu lütfu ihsan eyle, Efendimiz!
Jesús mío, perdona a todos nuestros pecados, también los que... hemos cometido sin saber los cometíamos. Y por el amor... de tus cinco llagas, por los dolores de tu Santa Madre Maria, por todos los santos del paraíso y por todas las buenas almas, concédeme esta Gracia, Señor, no puedes negármela.
- Şu Logan kızı tanrı lütfu.
- Esta chica es un regalo de Dios.
Ayartıcısı... Onun lütfu, Klarens ve Avondale dükü...
o como quieran llamarlo aquel que la sedujo fue su alteza real, el duque de Clarence y Avondale...
Eğer Gertie, Harry Beecham'la evlenirse, bu Tanrının lütfu olur.
Sería una bendición que Gertie se casara con Harry Beecham.
Tanrının lütfu üzerinize olsun.
Que dios los bendiga.
Tanrının lütfu olan bu kadar harika bir gecede görülmeye değer olduğunu düşünmüyor musun?
¿ No crees que merece ser visto en una noche gloriosa como ésta?
Görünen ve görünmeyen manevi ve ruhani bir lütfu sembolize eden alyans bu adamla bu kadının kutsal birlikteliğinin tamamıyla birleşimini simgeliyor.
La alianza es un signo externo y visible de una gracia interior y espiritual... la unión de este hombre y esta mujer en santo matrimonio.
Öyle görünüyor ki teröristi ancak Başkan'ın lütfu ölüm cezasından kurtarabilir.
parece que sólo la gracia del Presidente puede salvar al terrorista Josselin Beaumont de la pena capital.
Brad, kendini Tanrının lütfu sanıyor.
Brad se cree la maravilla del mundo.
Ülkemde dilediğiniz kadar kalabilirsiniz barış içinde yaşayacaksınız, Allah lütfu üzerinizden eksik olmasın.
y que Dios los bendiga cuando regresen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]