English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ L ] / Lıyım

Lıyım translate Spanish

49,954 parallel translation
Uyuşturucu bağımlısıyım, alkoliğim, aşk ve seks bağımlısıyım ve sanırım bu konuları çözmek için bir yıl filan kendi başıma kalmalıyım ama senden özür dilemek istiyorum çünkü sen çok iyi biriydin ve seninle gerçekten çok iyi vakit geçirdim ama belki bir yıl sonra
Soy adicta a las drogas y soy alcohólica, y soy adicta al sexo y al amor y... Creo que necesito estar sola durante un año para intentar resolver esto, pero quería pedirte perdón a ti porque fuiste un gran tipo y lo pasé muy bien contigo.
Seninle nasıl uğraşmalıyım?
¿ No? ¿ Cómo quieres que juegue contigo? ¿ Así?
Hayır, hayır, hayır, eğer işe gidersem oraya herkesten önce gitmiş olurum projeyi bitirir ve işyerinden erken ayrılırım.
- No, no, no, no. Si voy a trabajar, estaré ahí antes que los demás, entonces terminaré ese proyecto, y podré irme temprano.
Hayır, hanımefendi, benim bütün yıl avlanmak için bir lisansım var.
Tengo... tengo licencia para cazar por todo el año.
Sörf yapmaya bayılırım, ve geçmişte, uyanıp, dalgalar için sörf dükkanını aramak zorunda kalırdım. Kısa bir süre sonra, sörf dükkanı cevap vermeyi bıraktı.
Me encanta surfear y en el pasado, hubiera despertado y llamado a la tienda de surf local... para preguntar sobre como estaban las olas, y muy pronto, la tienda local de surf dejó de contestar su teléfono.
" Evet, çıkartmalara ve tek boynuzlu atlara bayılırım.
"Sí, me encantan las calcomanías y... los unicornios".
Aslında biz buradan profini ve aktivitlerini katılım integrali şeklinde görebiliyoruz.
En realidad, vemos tu perfil y la actividad en él... como parte integral de tu participación aquí.
Şimdi, bugünkü toplantının asıl konusuna gelelim. Bu, bizim kongre üyesi Santos ve diğerleriyle üzerinde tartıştığımız birşey -
Así que ahora llegamos a la carne de la sesión de hoy, algo que hemos discutido con la Congresista Santos y otros.
Ve bu teselli sayılır mı bilmiyorum ama bir sonraki hayal cumamız...
Y no sé si esto sea un consuelo, pero, en nuestro próximo Sueño de Viernes...
- Bunların son kullanım tarihinin 20 yıl önce bittiğini biliyorsun, değil mi?
- Sabes que tienen más de dos décadas, ¿ verdad?
16 yıl ona baktım yavaş yavaş kendisini öldürecek kadar içti.
He observado durante 16 años... como ella se moría lentamente...
Aman tanrım, benden 5 yıl daha yaşlı.
Dios mío, él sería cinco años mayor que yo.
Yani bir yıl sevişmemen onların bir kuralı mı yoksa...
¿ Es una de sus reglas que no puedas tener sexo durante un año, o...?
20 yıl mı?
¿ 20 años?
Gerektiğinde durumu biraz yumuşatırım. Siz de takılın burada.
Yo seguiré endulzando la situación cuando sea necesario, y vosotros también podéis quedaros por aquí.
Romantik ilişki nasıl yürüyecek....... bakalım biraz.
- No quiero que haya un cambio de género. Esperemos un poco y veamos adónde nos lleva - la senda romántica.
Ben de onu birkaç sıkıntılı şey söylerken yakaladım.
Y lo pillé diciéndome cosas bastante problemáticas.
Tek kuralım, hepinizin birbirinize saygılı ve medenice davranması.
La única norma que pongo es que os tenéis que tratar mutuamente con respeto y cortesía.
Onların babasıyım ben. Nasıl senin baban olacağım?
Soy el padre de ellas. ¿ Cómo voy a ser también el tuyo?
Ona Sevgililer Günü kartı hazırladım, bana karşılığında hiçbir bok vermedi.
Le hice una postal de San Valentín y él aún no me ha hecho una mierda a cambio.
Hazır buradayken biraz meleğin tozunu attırayım bari.
Y mientras estoy aquí, quizá también le dé un poco al P-O-L-V-O.
O bardaki haddini bilmez, aşağılık, denyo arkadaşlarınla mı?
¿ Con tus amigos gilipollas y arrogantes del bar?
Kızları getirin ve yardım alın. - Peki bunu nasıl yapacağız, ha?
¿ Y cómo se supone que haremos eso?
Ama ben onunla 20 yıl evli kaldım.
Pero sólo me he casado con él por 20 años.
Kılımı kıpırdatmamayı denemiştim zaten.
Y ya intenté no hacer nada.
Efendim, gazın yerini ve Ludendorff'un gazı nasıl salacağını öğrenmek için son şansımız bu.
Señor, es nuestra última oportunidad nuestra oportunidad final para hallar el gas y averiguar cómo va a usarlo Ludendorff.
Bu plana yedi yılımı verdim.
Trabajé durante 7 años en este plan.
Makalelerimden, gerçeklere sadık ve saygılı olmaya çalıştığımı anlayacaksınız.
En mis artículos que estoy tratando de ser realista... y respetuosa con los hechos.
Hem başarılı olabilecek bir akademisyen hem de yükselen bir getto yıldızıyım.
Soy el estudiante que podría llegar lejos y también soy la incipiente superestrella del gueto.
"Platinum Boogie" çok başarılıydı. Bu yüzden kaynaklarımızı kullanıp masraftan kaçınmayarak Marrakesh Star Plakçılık'ta Mylene'in ilk albümünü yapmak istiyoruz.
Fue un éxito con Platinum Boogie así que queremos invertir recursos y no reparar en gastos para que Mylene grabe su primer álbum completo en Marrakesh Star Records.
Önce kundakçılık haberi çıktı Francisco. Şimdi de Ezekiel'ı senin tavsiyenle belediye başkanıyla sahneye çıkardım ve dostuyla, Ed'in büyük destekçilerinden birinin oğluna silah çekmiş.
Primero el artículo del incendio y ahora, tras poner a Ezekiel junto al alcalde por tu recomendación ¿ él y su amigo le apuntan al hijo de un donante de la campaña de Ed?
Onlara bakıyordum ve... Sen baba olsan nasıl olur diye düşünmekten kendimi alamadım.
Estaba viéndolos y no pude evitar imaginar cómo serías tú de papá.
Eğer onu yaparsak yedi yıl ile karşılacağım.
Si lo hacemos, podrían darme 7 años.
On yedi yılımı hapiste geçirdim.
Pasé 17 años dentro.
Sabahleyin de kardeşlerinle nasıl başa çıkacağımıza bakarız.
Y luego por la mañana podemos averiguar la mejor manera de tratar con tus hermanos.
Zamanlama da süper çünkü açlıktan ölüyorum ve makarna salatasına bayılırım.
Y realmente me encanta la ensalada con pasta.
On bir yaşındayken, bitap düşmüş babası ve yeni hanımı oğlanı Woolwich'teki Doğu Hindistan Şirketi'ne ait yatılı askerî okula 1798'de talebe olarak yerleştirmiş.
Por tanto, a la edad de once años, su extenuado padre y su nueva esposa colocaron a su hijo como cadete en la compañía militar de la Indias Orientales en el año de nuestro Señor de 1798.
Bana 12 adam yollarsan, ben de sana bir çanta içinde 12 takım haya yollarım. Sonra da ben ayaklarını kesip kaynatmadan küçük orospularının onları nasıl yediğini izleriz.
Si me envías doce hombres, te devolveré doce pares de testículos en una bolsa y podremos observar juntos como tus putitas los devoran, antes de que te corte las pezuñas y las ponga a hervir.
Karım ve ben kısa zaman önce toprağa verdiğin o deli ihtiyarın tehditlerine maruz kaldık ve senden tek kuruş almadan 10 yıl boyunca o çocuğa baktık.
Mi esposa y yo hemos cuidado de ese chico durante diez años sin un penique tuyo y nada más que amenazas de ese viejo cabrón loco que acabas de enterrar.
Öyleyse kanyak ve yaşlılığı suçlayalım mı?
Oh, bueno, échele la culpa al brandy y a la edad, ¿ eh?
- Peki karşılığında Anlaşma'yı alacak mıyım?
¿ Y yo consigo el tratado a cambio? No.
Peki karşılığında Doğu Hindistan'ı satacak mısın?
¿ Y van a vender a la East India a cambio?
Londra'daki Lloyd's aracılığıyla Delaney Ticaret Şirketi'ni kayıt ettirdim. Gemimi hazırlayacağım ki doğru zaman gelip de Şirket dağıldığında gidebilelim.
Ya he registrado en Lloyd's la Delaney Trading Company y prepararé mi barco para que cuando llegue el momento y la compañía se hunda, nos vayamos.
Ajan Preston George Washington Lisesi'nde onur listesine girdiğin günden beri radarımızdasın. MIT'te başarılı öğrenciler listesine girmenden ve Quantico'da sınıf birincisi olmandan hiç bahsetmiyorum.
El Agente Preston ha estado en nuestro radar desde que llegaste a la lista de honor en la Secundaria Washington, sin mencionar la lista del decano en MIT y la mejor de tu clase en Quántico.
Gecenin bu saatinde bunları bırakıp nasıl seninle çıkayım?
¿ Cómo puedo dejarlo y salir a estas horas de la noche?
- Eşyalarını kaçırsak nasıl olur bayım?
¿ Y por qué no nos llevamos sus cosas suyas? ¡ Bien!
Skye 10 yıl sonra büyüyüp, kendisini Aile Planlama'ya götürmemi isterse bir nezaket gösterip önce seni ararım.
Y si Skye me viniera dentro de 10 años pidiéndome que le acerque a planificación familiar, te llamaré primero por cortesía.
Aradan 30 yıl filan geçti ama hâlâ aklımdan çıkmıyor. Niye o zorba çocuğun ağzını yüzünü dağıtmadım ki?
Unos 30 años después, sigue pesándome que no mollera a palos a este crío.
600 kelimelik Alamo yıl dönümü yazısı saat beşe kadar lazım.
Necesito esas 600 palabras sobre el Álamo para las 5 : 00.
30 yıl yedim ama yarısını yatıp çıktım.
Me condenaron a 30 años, pero cumplí solo la mitad.
Vicdan azabı gözyaşlarımla ayaklarını yıkamak için cenazeye katılmaktan başka günahlarımı nasıl affettirebilirim?
Aparte de unirme a él donde esté... Lavar tus pies con mis lágrimas de remordimiento... ¿ De qué otra manera puedo arrepentirme?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]