English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Madem

Madem translate Spanish

11,644 parallel translation
Madem bugün hafta sonu salı, eve gidemez miyiz?
Ya que es Martes Dominguero... ¿ podemos irnos a casa?
Madem arkadaşız, bundan sonra ne zaman istersek takılabiliriz, öyle değil mi?
Oye, a partir de ahora, ya que somos amigos, deberíamos, en fin, quedar cuando nos apetezca, ¿ no te parece?
O uzun bacaklarını arabama kadar gelmek için kullan madem.
Necesitas usar tus largas piernas para llevarte hasta mi coche.
Madem düşüncel bir soru, o zaman konuşmama gerek yok.
Bueno, si son retóricas, para qué voy a hablar yo.
Madem kimsenin bahsedeceği yok ; bari ben söyleyeyim dedim.
Como nadie de señalarlo, pensé que lo haría.
En son ne zaman Lacy'yi gördüğünüzle başlayın madem.
¿ Por qué no empiezas por la última vez que visteis a Lacy?
Madem biri bu kilidi taktı, o zaman birisi de çıkartabilir.
Alguien instalado este bloqueo, entonces alguien puede desinstalarlo.
- Madem ki bu bir para davası.
- Ahora es un caso facturable...
Madem buralardayım ben de Ha Ri abladan yemek ısmarlamasını isterim.
De acuerdo entonces. Ya que estoy en el vecindario... iré con Ha Ri unni y le pediré que me invite a comer.
Peki madem Hye Jin, sen git.
Muy bien Hye Jin, tú irás.
Madem gidiyorsun sana bir armağan vermek istedim.
Quería darte un presente porque dijiste que te ibas.
Madem hediye vermeyi seviyorsun.
Ya que te gusta hacer regalos.
Polis Hanım madem buradasınız, davadan bir haber var mı?
Oiga, agente, ya que está aquí, ¿ Tiene algo nuevo sobre el caso?
Alicia da öyleydi. Ama madem şimdi kendi şirketini yürütüyor, yeni birilerine mentorlük edebilirim.
Pero ahora que ha abierto su propio bufete, quisiera ser mentora de alguien nuevo.
Madem son durumlardan haberdarız, Alicia'yı konuşmak istiyorum.
Bueno, ahora que hemos avanzado, me gustaría hablar sobre Alicia.
Madem öyle muhteşem bir amcan var niye kendine güvenmiyorsun?
Con un tío así, ¿ por qué te paras sin confianza?
Madem öyle düşünüyorsunuz Yeo Jin'e ben okuyayım mı?
Si de verdad se siente así, ¿ se lo leo a Yeo Jin?
- Madem bu kadar iyi biliyorsun...
Lo sabes bien...
Tamam. Madem kızlara Young Ae diyorlar. Erkeklere ne diyorlar?
Bien, si para la hija es "Young Ae", ¿ entonces cuál es el termino para el hijo?
- Madem bu kadar iyi biliyorsunuz ilk ameliyatın refakatçi izni olmadan yapılabileceğini de biliyorsunuzdur.
- Ya que lo sabe tan bien... también sabe que esa cirugía inicial puede hacerse sin consentimiento de un guardián.
Nate'i seviyor musun? - Ne desem bilemiyorum. - Evet de madem.
¿ Le quieres? No sé cómo responder a eso.
- İstifa et madem.
- Pues renuncia.
Madem gerçekleri istiyorsun.
¿ De verdad quieres saber la verdad?
Madem o kadar büyük bir lidersin ne istediğini şehre söyle, şişko!
Si usted es un gran lider como, a continuacion, solo decir la ciudad lo que quiere, culo gordo!
- Madem karşılaştık fotoğraf çekilebilir miyiz?
Ya que nos hemos encontrado, ¿ puedo tomarte una fotografía?
Değişmemi istemiyordum madem, ölmeme izin verecektin.
Si no querías que cambiara, deberías haberme dejado morir.
Madem evimi beğendiniz, hem de buradasınız istediğiniz kadar kalsanıza?
Escucha, te gusta el apartamento, ya está aquí, por qué no quedarse por el tiempo que te gusta?
Peki madem. Öyleyse şimdi göreceğin şey gerçek güç- -
Muy bien, entonces te mostraré de lo que el Beast King es capaz...
İyi madem.
Bueno.
İyi madem. Açın kulaklarınızı.
escuchen bien.
Sırını bize söylemek istemiyorsan öyle olsun madem.
¿ Sabes qué? No me importa si no quieres decirnos tu secreto.
- Madem engelleyemiyoruz o zaman tek seçeneğimiz tedavisini bulmak.
Si no podemos contenerlo, entonces encontrar una cura es la única opción.
Madem biliyordun, neden matemli duldan sürekli telefon alıyorum?
Si lo sabes, ¿ por qué recibo llamadas de viudas en duelo?
Sizi uyarmaya çalıştım ama madem bunu istediniz, hakkını verin bari.
Se los advertí, si quieren bailar, deben pagarle a la banda.
Madem ben kiralık polis olmak ve Sylvester pestilini çıkarttırmak zorunda kaldık... - Ne?
Si tengo que ser un alquiler de policía y Sylvester tiene que conseguir la mierda golpeó fuera de él...
- Madem "mikro", neden sorun oluyor ki?
Bueno, si se trata de "micro", ¿ por qué es un problema?
Madem fidye virüsünü gönderen bu, paramparça edelim de bitsin bu iş.
Si eso es lo que envió el ransomware, vamos a romperla y terminar esto.
Tamam, madem öyle.
Claro, si tu lo dices.
Haklısın. Madem entübasyon ona acı veriyor. ... o zaman artık bitti.
Si la intubación le causa dolor, entonces, uh... es over- - no más.
Madem bu kadar çok bilgilisin en sevdiğim Spice Girl?
Bien, ¿ crees saber mucho? - ¿ Mi Spice Girl favorita?
Ve madem Şükran Günü'ndeyiz fazladan bir porsiyon vereyim?
Como es Día de Acción de Gracias un poco más de esto.
Madem eskide kaldı, neden sana yarı çıplak fotoğraflar gönderiyor?
Si en verdad se acabó, ¿ por qué te envía fotos suyas semidesnuda?
Kendiliğinden yazan oluyor. - Madem öyle, o da yok.
Entonces no.
Peki madem.
Está bien.
- Peki madem.
De acuerdo, entonces.
Madem telefonunuzu kaybettiniz yeni bir telefon mu alacaksınız? Harika.
Oh, ¿ así que va a conseguir un nuevo teléfono ya que perdió el suyo?
Madem ikonik aile Noel fotoğrafı çekilecek bana ihtiyacınız olmadığını varsayıyorum.
Bueno, como es una foto familiar de Navidad icónica, supongo que no necesitan que aparezca yo en ella.
Madem işi bu denli batıracaktın, ne diye burnunu soktun? Diğer kahramanlar daha iyi iş çıkarırdı!
¡ Tal vez si no te hubieras metido algún otro héroe hubiera hecho un mejor trabajo!
Niye paralel evrenlerle ilgili onca şu tam saçmalıkları yazıyorsun madem?
Te lo dije. ¿ Y por qué me has estado contando... toda esa serie de boludeces sobre mundos paralelos?
Madem o işi yapmış, sen kendini kurtarmaya bak.
Él lo hizo. Haz lo que tengas que hacer.
Eh, madem uyduruyoruz... Leeprikanların Jedi Prensesi olabilirim.
Bueno, ya que estamos inventando cosas, seré la Princesa Jedi de Leprechaun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]