Malo translate Spanish
49,185 parallel translation
İşin kötüsü, kutuyu tersten açtım.
Lo malo fue que la abrí del revés.
- Bu çok kötü.
- Esto es malo.
Bu gerçekten çok kötü.
Es muy muy malo.
Beyler, durum ne kadar kötü farkında mısınız?
Chicos, ¿ os dais cuenta de lo malo que podría llegar a ser?
Rittenhouse'un gerçekten ne kadar kötü olduğunu kendin gör.
Mira por ti misma cómo de malo es Rittenhouse de verdad.
Ama şunu söylemeliyim ki bu kötü bir şey değil.
Pero he venido a decirles que eso no es malo.
Arkadaşlar, bu çok kötü, bir sayı bile söyleyemedi.
Chicos, esto es malo, ni siquiera ha dicho un número.
Altı saatlik vardiyalara böldüm. Her yarım saatte bir telefonu diğer kulağınıza alırsanız o kadar da kötü olmaz.
Lo he dividido en turnos de seis horas, así que, si cambiáis de oreja cada media hora, no es tan malo en realidad.
Paylaşmada kötü olmak benim suçum değil.
No es mi culpa que sea malo compartiendo ;
Birkaç yıl önce, Başka bir muhbir, işe aldım, kötü adam.
Hace un par de años, recluté a otro informante, un tipo malo.
Bu nasıl bir yanlış?
¿ Cómo puede ser algo malo?
Sözde suçumu itiraf ettim ve bunun için cezalandırıldım, oysa senin yanlış bir şey yapmana rağmen bunu itiraf edecek cesaretin yoktu.
He confesado mi supuesto delito y he sido castigada por ello, mientras que tú ni siquiera tienes el valor de admitir que has hecho algo malo.
Yemek yedikten sonra iç çamaşırını değiştir.
Es malo acostarse después de comer.
Doktor kötü bir şey mi söyledi?
¿ El médico dijo algo malo?
O kadar kötü olamaz.
No puede ser tan malo.
İri olmak kötü bir şey değil tabii.
¡ Pero ser grandote no es malo!
Bu hiç iyi değil.
Esto es malo.
Bu kadar kaba olmana gerek yok.
Pero no seas malo.
Kötü Trol Avcısı seni korkuttu mu?
¿ El cazatroles malo te asustó?
Çok kötü bir bebeksin!
¡ Eres un bebé muy malo!
Bu iyi değil.
- Esto es malo.
- Kötü bebek!
- ¡ Bebé malo!
Yeni bir rekor! Gördünüz mü? O kadar kötü müydü?
Un nuevo récord. ¿ Fue tan malo?
Asla bilemezsin, geçmiş olabilirsin.
Quizás no fue tan malo.
Neler oldu, hiç bilmiyorum. Bu iyi bir şey mi?
¿ Eso es bueno o malo?
Bu iyi bir sey olamaz, degil mi?
Es malo, ¿ verdad?
Bunda yanlış ne var peki?
¿ Y que tiene de malo eso?
Diğer çocuklar gibi oynayamamak da ne problem var?
¿ Qué hay de malo en no jugar como los otros chicos lo hacen?
- Ginga'da ne sorun var anlamıyorum?
No veo qué tiene de malo el ginga.
Yoldan dönen kötü bir kod görüyorsun, beni çekin.
Si ves código malo acercándose, sácame.
- Bunun için kötüsün.
- Eres malo para esto.
Iyi, kötü, aşırı... Ve deli adamı bağlayacak.
El bueno, el malo, el extremo... y el loco de atar.
Ben kötü adam değilim.
Yo no soy el malo.
İkimiz de onun kötü adam olmadığını biliyoruz.
Ambos sabemos que él no es el malo.
Biraz kötü olmak iyi.
Está bien ser un poco malo.
Ne kadar kötü?
¿ Qué tan malo?
Burası çok kötü.
Esto es muy malo.
İçeri girip evinizdeki kötü adamı yakalayacağım.
Me voy a deshacer del hombre malo que está en tu casa.
İçimden bir his orada bir haltlar dönüyor diyor.
Mi instinto me dice que pasa algo malo,
Ve sen çok yaramaz bir çocuğa benziyorsun.
Y tú pareces un chico malo.
Kötü bir şey.
- ¿ Por qué? Es... - Es algo malo.
Senin bir sorunun yok.
No hay nada malo en ti.
Birincisi, yanlış bir şey yapmıyorum.
Uno de ellos, yo no estoy haciendo nada malo.
Kötü değilse, neden ona bir erime demişler?
Bueno, si no es malo, ¿ por qué lo llaman una crisis?
- Neden bu kadar vahimsın?
- ¿ Por qué eres tan malo?
Normal hissetmeye başlıyorum, kötü bir şey oluyor.
No me gusta que cada vez que empiezo a sentirme normal de nuevo, algo malo sucede.
Yani, bu gerçekten de gerçekten kötü bir insanın davranışıdır.
Es decir, ese es el comportamiento de un ser humano realmente, realmente malo.
- O kadar da kötü değil aslında.
En realidad no es tan malo.
O zaman sorun ne?
¿ Qué tiene eso de malo?
Birinize bir şey olmasına asla izin vermem.
Jamás permitiría que les pasara algo malo.
Dedikleri kadar kötü mü?
¿ Fue tan malo como dicen?