Margaritas translate Spanish
773 parallel translation
Kalanlar ya pansuman odasındalar ya da geberdiler.
Los demás están en los hospitales o alimentando margaritas.
Savaşmak için onca yolu tepip Fransa'ya geliyoruz. Ama yanımızda bir avuç köylü var.
¿ Vine hasta Francia para chocar con chicos del campo de margaritas.
Artı k seninle konuşuyorum. Holder, sizin oralarda gece hayatı nasıldır?
Oye Yoder, ¿ cómo es la vida en Campo de Margaritas?
# Bana papatyalar, güller ve... #... orkideler verir, pahalılığına aldırmadan.
Me regala margaritas y rosas y orquídeas Sin importar el precio
Çiçek yetiştirmek için, herhalde?
Es para plantar margaritas, ¿ verdad?
- Nasıl da kükrüyor, değil mi?
- Margaritas a los cerdos, ¿ eh?
Kendisi ölmemiş miydi?
¿ No está recogiendo margaritas?
Şirin bozulmamış bir çocuk olduğumu kalbi düğün çiçeği ve papatya dolu olan birisi olduğumu varsayıyorum.
Finjo que soy una chica agradable y tímida... con el corazón lleno de margaritas y mariposas.
Papatyalar ve düğün çiçeği, değil miydi?
Margaritas y mariposas, ¿ no?
Ophelia oraya düğün çiçeklerinden, ısırganlardan, papatyalardan ve o uzun mor çiçeklerden yapılma garip çelenklerle gelmiş.
Allí llegó ella con fantásticas guirnaldas de ranúnculos, ortigas, margaritas y grandes flores púrpura.
Saçlarıma da çiçekler taktım.
Y llevo margaritas en el pelo.
Papatyaları severdi.
Le encantaban las margaritas.
Sanki gökyüzündeki papatyalar
Como margaritas en el cielo
Her çayır örter şapkasını Çıkarır bahar papatyalarını
Cada campo se engalana De margaritas tempranas
Güzel memeler.
Vaya par de margaritas...
Papatyaları ne yaptı biliyor musunuz?
¿ Sabes qué ha hecho con esas margaritas?
Papatya mı arıyorsun?
¡ Oye, Bruna! ¿ Vas a coger margaritas?
Sana iş bulmalıydım.
Es bastante bueno para mí. Dos margaritas, por favor.
Uzun zamandır tavuklu enchilada yemedim.
Dos margaritas. ¿ ¿ Y usted?
Papatyalar ve mısır çiçekleriyle kendimizi meşgul etmiştik ve kendimi sinirli hissediyordum.
Y allí estábamos, colocando margaritas, o lo que fueran Yo estaba muy nerviosa.
Seni buraya sürüklemem tam bir hataydı!
Los he estado observando mientras hablabas, y me decía... Esto es echar margaritas a puercos.
Hadi gidin, yolda gördüğünüz adamları toplayın!
- Está bien, doctor. - Vaya... ¡ Y no se detengan a recoger margaritas por el camino!
- Jeff bunlarda ne var?
- ¿ Que le pones a estos margaritas? - Es un secreto de los Tracy.
Şimdi bak sana bir şişe şampanya, bir paket Sultana sigarası ve iki margarita aldım. - Ne zaman birlikte olacağız?
Mira, te compré una botella de champaña un paquete de cigarrillos Sultana y dos margaritas.
Bununla ne yapacaksın?
¿ Para que quieres esto? Las llamamos margaritas.
İki margarita?
Dos margaritas.
İstediğim şu : Sevgilimle büyük bir tarlada oturmak ve dört yanımızda papatyaların büyümesi.
Quiero... sentarme con mi amada en un campo... y que estemos rodeados de margaritas.
Kır çiçeklerini sever misiniz?
¿ Te gustan las margaritas?
Git Gregoryen bir beyinsiz gibi papatyaların arasında kendini tatmin et!
¡ Ve a masturbarte entre las margaritas como un pepinillo gregoriano!
Deney faresini havyarla beslemek olmaz.
No se les dan margaritas a los cerdos.
Pırasalar ve papatyalar.
Puerros y margaritas...
O da bana "Üzerinde papatya ve küçük tomurcuklar olanı seçerdim çünkü papatya sempatik bir çiçektir, tomurcuklarsa öyle neşelidir ki bir an önce açmayı beklerler." demişti.
Ella contestó : "El de las margaritas y los capullos de rosa porque las margaritas son unas flores muy hogareñas y los capullos son alegres. Parece que esperan florecer".
Ufak tefek sohbetler yapıp margarita içmeye mi çalışmak diyorsun?
¿ Hablar de trivialidades y beber margaritas te parece un trabajo?
Guacamole yeyip margarita içeceğiz kırmızı biberli fasulye...
Habrá guacamole y margaritas y chiles rellenos...
Her neyse dostum, günü birkaç margarita ile kapatsak, ne dersin?
¿ Qué te parece si terminamos el día con un par de margaritas?
Chata Ortega'da margaritaya ne dersiniz?
¿ Qué tal si nos tomamos unas margaritas en Chata Ortega?
- Papatyaları kontrol ediyordum,
- Estaba admirando unas margaritas.
Bununla ne yapabilirsinki? Daha fazla büyüsün diye ekersin. Tıpkı kendin gibi.
¿ Ibas a plantarlo para que crecieran margaritas como tú?
Gökkuşaklarını, unutmabenileri... sisli çayırları ve güneş benekli havuzları.
En un arco iris, en margaritas... en prados con brumas y estanques dorados.
Benim dünyadaki en iyi margaritaları yaptığımı söyledi.
Ya veo. Dijo que hice las mejores margaritas en el mundo.
Margaritayı neyin içinden içtiniz, madam?
¿ Y en dodne bebió las margaritas, señora?
Bay Evans ilk margaritasını içer.
El señor Evans bebidas su primera margarita.
Sonra ikinci margaritasını.
Después bebió su segunda margarita.
Onun iki margarita içtiğini biliyoruz.
Y sabemos tenía dos margaritas.
Ama babam öldüğünde durmadan margarita içerek kendini ölümün eşiğine getirdin.
Pero luego, cuando murió papá, las margaritas acabaron contigo.
Tommy bu mekânı yolunmuş kaza döndürüyor.
Dejar que Tommy lo controle es como echar margaritas a los cerdos.
Çeşit çeşit çelenkler yapmş kızcağız kendine... Düğün çiçeği, Isırgan otu, papatya ve uzun mor çiçeklerden.
Llegó allí con fantásticas guirnaldas... de collejas, ortigas, margaritas y purpúreas orquídeas.
O papatyalar 3 puan sayılır.
Esas margaritas valen tres puntos.
Şu papatyalara bakın.
Mire las margaritas.
Sen sadece kızları ve içkileri düşün. Onlar seni tekrar iyileştirecektir.
Piensa en todas esas señoritas y margaritas que te ayudarán a ponerte bien, ¿ sí?
- İki margaritas.
Dos margaritas.