English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Matmazel

Matmazel translate Spanish

2,099 parallel translation
Hastings, bu öğlen Matmazel Dean'in hangi renk ruj sürdüğünü hatırlıyor musun?
Hastings, no sé si recordará de qué color era el pintalabios que llevaba Mademoiselle Deane esta tarde.
Matmazel Dean, sizinle değil mi?
- Bonjour. ¿ Mademoiselle Deane no ha venido con Ud.?
Matmazel Dean iyi mi?
¿ Mademoiselle Deane, se encuentra bien? Sí.
Matmazel Dean'in arabasının frenleri,... neden Mösyö John Harrison onları kontrol ettikten birkaç saat sonra bozuldu?
Los frenos de Mademoiselle Deane. ¿ Por qué le han fallado, unas pocas horas después de que los revisara Monsieur Harrison?
Sence Mösyö Langton, bahçe partisinde Matmazel Dean'in dikkatini çekmeyi neden o kadar çok istiyordu?
¿ No, Hastings? ¿ Y por qué cree que Monsieur Langton acosó con sus atenciones a Mademoiselle Deane con tanta pasión en la fiesta del jardín?
Palyaçonun parlak kırmızı dudak boyası, Matmazel Dean'in dudaklarındaydı.
¡ El maquillaje rojo brillante del payaso que ella llevaba en los labios!
Matmazel Molly Dean.
Mademoiselle Molly Deane.
Affedersiniz. Matmazel Molly Dean'i arıyoruz.
S'il vous plaît, estamos buscando a Mademoiselle Molly Deane.
- Matmazel, bu elbise...
Mademoiselle, este vestido
Bu öğlen Matmazel Dean sizinle birlikte değil mi?
Mademoiselle Molly Deane no está con Ud. Esta tarde?
Matmazel Dean ve Mösyö Langton gittiler, öyle değil mi?
Mademoiselle Deane y Monsieur Claude Langton ya se han ido, ¿ verdad?
Aynı sizin, dediklerinin aksine Matmazel Dean ile Mösyö Langton arasındaki aşkın bitmediğini bildiğiniz gibi.
Yo sé, igual que Ud., que el idilio amoroso entre Mademoiselle Deane y Monsieur Langton no ha terminado, ni mucho menos, como dicen,
Hayır. Matmazel Dean, tamamen kasıtlı olarak arabayı ağaca doğru sürdü.
No, fue algo deliberado ;
Fotoğrafın eski olduğunu ve Matmazel Dean'in artık onu sevmediğini söyledi.
A mí me dijo que la fotografía era antigua, que ella ya no le quiere.
Hasta gizliliğine uymadı tabi. Defilede Matmazel Dean'i bulup ona trajik haberi vermenin sizin yararınıza olduğunu düşündü.
Claro que ha violado la confianza de su cliente, pero ha decidido, por su propio bien, ir a ver a Mademoiselle Deane al desfile y darle la trágica noticia.
Affedersiniz matmazel, sigara alır mısınız?
Perdone, señorita. ¿ Fuma?
O kıtadakiler kriktetten ne anlar? Saygıdeğer Matmazel Miles
¿ Qué diablos sabe ese continente sobre cricket?
( SÜVARİ ALBAY ÖLÜ BULUNDU ) Onun sayın Matmazel Miles'la olan nişanı dün bozulmuştu.
Su compromiso con la honorable señorita Miles se rompió ayer.
Sence Saygıdeğer Matmazel Miles'ı ziyaret etmek daha doğru olmaz mı? Ne de olsa Dorking sana not yazdı.
¿ No cree que valdría más la pena que visitara a la honorable señorita Miles puesto que Dorking le escribió?
Saygıdeğer Matmazel Miles ile Albay Dorking arasındaki nişanın aniden son buluşu.
El repentino final del compromiso entre la honorable señorita Miles y el coronel Dorking.
Matmazel Barton?
¿ La señorita Barton?
Bu sabah Bay Morley'in hangi hastaları kabul ettiğini söyler misiniz, Matmazel?
Dígame mademoiselle, ¿ a qué pacientes debía atender el doctor?
Matmazel.
Mademoiselle. Madame.
Bu arkadaşınızla tanışmak isterim, Matmazel.
Me interesaría conocer a ese amigo suyo, mademoiselle. Sólo tiene libre los domingos.
Matmazel Nevill'e gönderilen telgrafın yerini tespit edebildiniz mi?
¿ Ha podido localizar el telegrama que fue enviado a mademoiselle Gladys?
Peki Matmazel Sainsbury Seale?
¿ Y mademoiselle Sainsbury-Seale?
- Söyleyin lütfen kardeşiniz size hiç özellikle Matmazel Sainsbury Seale veya Madam Chapman'dan bahsetti mi?
Deseo hacerle una pregunta. ¿ Mencionó alguna vez su hermano a una tal mademoiselle Sainsbury-Seale o madame Chapman? No.
- Öyle. Matmazel Sainsbury Seale'i öldürdükten sonra daha uzağa kaçmamaları garip değil mi?
Es extraño que habiéndose dado a la fuga tras al asesinato de Sainsbury-Seale no hayan ido más lejos.
- Günaydın, Matmazel.
- Buenos días, mademoiselle.
Kendinizi üzmeyin, Matmazel Nevill.
Intente tranquilizarse, mademoiselle Neville.
Matmazel Nevill, hizmetçi Agnes nasıl biri?
Mademoiselle Neville, ¿ qué opinaba usted de la camarera Agnes?
- Matmazel Nevill.
Es un placer, mademoiselle Neville.
Zavallı Mösyö Morley, zavallı Mösyö Amberiotis ve zavallı Matmazel Sainsbury Seale.
El pobre doctor Morley, el pobre señor Amberiotis y la pobre señorita Sainsbury-Seale.
Matmazel Sainsbury Seale, soruşturma başlamadan önce ölmüştü.
Mademoiselle Sainsbury-Seale estaba muerta incluso antes de que las investigaciones de este caso se iniciaran.
Lichtfield Court'un kapıcısının dediğine göre Matmazel Sainsbury Seale Madam Chapman'ı ziyarete gitmiş.
El portero de Leftfielf Court nos dijo que mademoiselle Sainsbury-Seale había ido a visitar a madame Chapman.
Polis, Matmazel Chapman'ın dairesine girene kadar Matmazel Sainsbury Seale'i gören olmadı.
Mademoiselle Sainsbury-Seale nunca más fue vista hasta que la policía entró en el cuarto trastero de madame Chapman.
Öyleydi, Matmazel Nevill.
Exactamente querida mademoiselle Neville.
Matmazel Sainsbury Seale, taksiden indiğinde ayakkabısının tokasına takıldı ve toka düştü.
Cuando mademoiselle Sainsbury-Seale salió del taxi la hebilla de su zapato se enganchó y se soltó.
Ancak Matmazel Sainsbury Seale, daireyi Mösyö Morley'in öldüğü günün akşamı ziyaret etmişti.
Sin embargo, mademoiselle Sainsbury-Seale visitó el apartamento la misma tarde del asesinato de Monsieur Morley.
Peki, Matmazel. Poirot, açıklayamadığı şeylerden hoşlanmaz.
Verá mademoiselle, a Poirot no le gustan las cosas que no tienen explicación.
Matmazel Sainsbury Seale'in giydiği ipek çorabı görmüştüm. En aşağı 39.5 numara ayakkabı giyiyor olması gerek.
Sabía que mademoiselle Sainsbury-Seale era bastante alta, por lo que debía calzar como mínimo, un 37.
Şöyle düşünmüştüm : Yüzün parçalanmasının sebebi,... Matmazel Sainsbury Seale'in kılığına sokulmuş Madam Chapman'ın kimliğinin ortaya çıkmasını istememeleriydi.
Mi idea fue que habían desfigurado la cara para esconder el hecho de que se trataba del cuerpo de madame Chapman, vestido con la ropa de mademoiselle Sainsbury-Seale.
Yani ceset, Matmazel Sainsbury Seale'e ait gibi görünüyordu.
Por lo que debía tratarse del cuerpo de mademoiselle Sainsbury-Seale.
Şans eseri, Matmazel Sainsbury Seale'in diş hekimiyle Madam Chapman'ın diş hekimi aynı kişiydi :
Por casualidad, el dentista de mademoiselle Sainsbury-Seale era también el dentista de madame Chapman.
Böylece Mösyö Morley'in halefi, Matmazel Sainsbury Seale'in cesedini teşhis edebilirdi.
Y su sucesor podía identificar perfectamente que el cuerpo pertenecía a mademoiselle Sainsbury-Seale.
Peki ceset Madam Chapman idiyse neden Matmazel Sainsbury Seale'in kılığına bürünmüştü?
Pero si se trataba del cuerpo de madame Chapman, ¿ por qué iba vestida con la ropa de mademoiselle Sainsbury-Seale?
Ben de anılarıma geri döndüm. Benim ve Başmüfettiş Japp'in tanıştığı Matmazel Sainsbury Seale'i hatırlamaya çalıştım.
Así que intenté recordar a la mademoiselle Sainsbury-Seale que había conocido y su encuentro con el inspector Japp.
Matmazel Nevill, ne güzel sürpriz!
Mademoiselle Neville, que grata sorpresa.
Matmazel.
- Por favor.
Hayır, Matmazel.
No. No. No.
Hayır, hayır, Matmazel Montressor.
No. No. No.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]