Mazda translate Spanish
79 parallel translation
Kollarımı yana açmış, senden bu yardımı diliyorum, Ahura Mazda.
Te ruego que me ayudes y extiendo los brazos, Ahura Mazda.
Zafer diyorum, islerin senin için nasil gorunduğunu bilmiyorum. Her neyse, fabrikamizdan 500 km uzaktaki Mazda'da, Givelaud ve Alasef'te durum daha farkli.
Digo que es una victoria porque, no sé cómo os ha ido allí, pero aquí... ni siquiera a 500 m, en Mazda, en Gevelot en la S.V., ya no era lo mismo.
Bu, Mazda için çok önemli bir şey olacaktır!
Siempre saldrá de Peugeot y de la Philips.
Hawthorne Bulvarı 190 numaradaki Torrance Mazda galerisi önünde yolu kapatın.
bloqueo establecido delante de la empresa Mazda en Torrance. número 190 de Hawthorne Boulevard.
Hepimizin Mazda alacak kadar parası yok. Bazılarımız yaşamak için çalışmak zorunda.
Algunos tenemos que ganarnos la vida trabajando.
Ofisinin arkasında bekliyorum, oraya gel.
Estoy en el estacionamiento de tu oficina. Busca un Mazda RX-7 rojo.
- Bu yeni Mazda mı?
Es el nuevo Mazda?
Sezon biletleri, stereo, Mazda GL6?
Pues, ¿ qué he dicho? Un pase de temporada, un estéreo, un Mazda GL6.
İslam-öncesi tanrısının heykeli
Ua estatua del dios preislámico Ahura Mazda.
Ahura Mazda. İslam kuralları içinde bu heykeller yasaklanmışlardı.
Estos dioses fueron prohibidos por la ley islámica.
Ahura Mazda gibi.
Una copia de Ahura Mazda.
Ahura Mazda'ya ayrılmış olan yere bakınız.
¿ Ve aquello? Era el espacio reservado para Ahura Mazda.
Tam olarak Ahura Mazda kimdir?
¿ Quién exactamente es Ahura Mazda?
Adı Ahura Mazda olan heykel, eski bir Pers tanrısına aitti.
Llamada Ahura Mazda, representa una antigua deidad persa del mismo nombre.
Ahura Mazda, İslamiyet öncesi İran'da ışık tanrısı.
Ahura Mazda. La desidad de la luz en la Persia Prehispanica,
Ahura Mazda aynı zamanda gizli Ateş Taşı'nın koruyucusu olarak da bilinirdi.
Ahura Mazda era tambien conocido como el guardian de la piedra del fuego secreto.
Cin tekrar kaçıp kıyamet getirmesin diye Tanrı Ahura Mazda Taşı koruması altına aldı.
No escaparas. Para que el Djinn no volviera a escaparse y provocarse el apocalisis, se encargo al Dios, Ahuara Mazda, que vigilara la piedra.
Ve onu bu Tanrı koruyor, Ahura Mazda.
Y que esta vigilada por ese dios, Ahura Mazda.
Tamam, buldum Ahura Mazda Heykelinin içindeki taş elimde kırılan taş.
Y yo encontre la joya dentro de una estatua de Ahura Mazda. La joya se rompio sobre mi cuerpo.
Yeşil bir Mazda.
Es un Mazda.
Da Pao, hedef araç koyu yeşil bir Mazda MPV
Da Pao, el objetivo es un vehiculo Mazda MPV.
Mazda satışından Mercedes gibi keyif alırım.
Con gusto a Mercedes con un sueldo de Mazda.
- Mazda'nın frenlerini yapacağım.
Bueno, voy a arreglar los frenos del Mazda. Muy bien.
Toyota'lar, Mazda'lar, Honda'lar.
Toyotas, Mazdas, Hondas.
Da Pao, araç koyu yeşil Mazda MPV.
El objetivo es un Mazda MPV verde oscuro.
Elveda Mazda Miata, hoş geldin minivan.
Adios, miata, hola, furgoneta.
Saygılarınızı sunmak için bizimle gelmek ister misiniz?
Así que si os queréis venir... y presentar vuestros respetos. Tengo el Mazda ahí enfrente.
Beelzebub ve Ahura Mazda adına...
Por Belcebú y Ahura Mazda...
Ahura Mazda'yı çağırıyorum, Yıldırım Tanrısını!
¡ Llamo a Ahura Mazda, Dios de la tormenta!
Mazda'nın yolu tıkalı olduğuna göre kabak arabayı alacağım.
Supongo me llevaré el auto calabaza ya que mi Mazda está bloqueado.
Orta yaş sendromlarına ne iyi gelir biliyormusun? Bir küpe yada Mazda Miata
Sabes, lo que iría bien con esa crisis de mitad de vida es un arete o quizá un Mazda Miata.
Bay Fred Daly, Mazda 626 Model.
Señor Fred Daly Mazda 66
Ve'02 Mazda Prot'arabama parlak jantlar taktım.
Y acabo de poner unos aros bastante bonitos a mi Mazda Prot del 2002.
... Mazda RX8.
Un Mazda RX8.
Ama sanırım bir Mazda almaya gücünüz yeterdi, Evet.
- Pero tienes el dinero para comprarte uno ¿ no? ¿ Un Mazda? - Sí.
Ortaya çıkışı İ.Ö altıncı yüzyıldan öncesine dayanır ve en büyük tanrı, yaratıcı da olan, Ahura Mazda'dır.
Encontrada a veces antes del siglo VI A.C., su dios principal es el creador, Ahura Mazda.
Ahura Mazda, insanlığı dünya çapındaki bir çevre felaketinden kurtarır... Daha çok Nuh'un Yahudi versiyonundakine benzer bir şekilde.
Ahura Mazda salva a la humanidad de un desastre ambiental mundial, muy parecido a la historia de Noe en el antiguo testamento Hebreo.
Peygamber Yima'ya, Tanrı Ahura Mazda tarafından Derinkuyu'dakine benzer bir çeşit yeraltı barınağı inşa etmesi buyrulmuştu.
Al gran profeta Yima se le instruyó para que construyese una especie de refugio subterráneo similar a Derinkuyu, por parte del dios celestial, Ahura Mazda.
Ancak eğer Derinkuyu gerçekten de Ahura Mazda'nın bahsettiği yer altı şehri ise, inananlarının inşa ettiği, efsanenin ardında şaşırtıcı bir gerçek olabilir mi?
Pero si en realidad Derinkuyu es la ciudad bajo tierra que Ahura Mazda ordenó a sus seguidores a construir, ¿ Podría haber una impactante verdad detrás de la leyenda?
Eğer öyleyse, tanrı Ahura Mazda neydi veya kimdi?
Si así fuera, ¿ Quién o qué fue el Dios Ahura Mazda?
Ahura Mazda görünüşe göre dünyada olan her şeyin yönetiminden, idaresinden sorumludur.
Athura Mazda parece ser responsable del control de lo todo lo que ocurría en la Tierra.
Gökyüzü tanrısı Ahura Mazda gerçekte başka dünyadan gelişmiş bir varlık olabilir mi?
¿ Pudo el dios del cielo Ahura Mazda haber sido un ser avanzado de otro mundo?
Ahura Mazda gökyüzünden süzülerek, kutsal arabasıyla geldi ve ebedi düşmanı olan
Athura Mazda remontó al cielo en un carruaje divino, le declaró la guerra a su eterno enemigo,
Şimdi, trafik cezası alınacak en az uygun arabalar Mazda Tribute, KIA Spectra'dır... - Elbette. - Evet.
Los coches en los que es menos probable que te pongan una multa son el Mazda Tribute, el Kia Spectra... Eso por supuesto.
Dört kapı, Mazda, Nissan, Cadillac var.
De cuatro puertas, hay un Mazda, un Nissan, un Cadillac.
Bu bir Mazda-3.
Este es un Mazda-3. Es un buen auto.
- Mazda'ya ne oldu?
- ¿ Qué pasó con el Mazda?
Güzel kızlarla dans eder ve onlarla arabanın müzik sisteminin sesini sonuna kadar açıp gezintiye çıkardık.
Bailábamos con las tías y les dábamos una vuelta con la música del coche a tope. Tenía un Mazda.
Kahretsin güzel arabaydı. Mazda.
Qué buen coche era... un Mazda.
Mazda Miata'dan birazcık daha büyük.
Simplemente una pequeña cantidad más grande Que una Mazda Miata.
Mazda-süt kamyonu kazası.
Un Mazda contra un camión de leche.