Melez translate Spanish
1,153 parallel translation
Sumadinac, yaşIı melez... Sen ne eşsiz bir yağcısın dostum.
Sumadinac, viejo perro... me cago en tu madre, 100 veces me cago en tu madre.
Bu çiçek bir melez.
Esta flor es un híbrido poco corriente.
Melez tür anomalilerine dair herhangi bir şey yok.
No presenta anomalías.
Şu melez köpekleri tam istediğim yere getirmiştim.
Tenía a esos callejeros justo donde los quería.
Seni melez!
¡ Cerdo!
İnsan bedenlerinde yabancı organları kullanarak ittifakın amaçlarına uygun melez bir ırk yaratmayı amaçlayan deneyimize devam edeceğiz.
Ahora continuaremos con el uso de órganos extraterrestres en humanos... en in intento de crear una mezcla genética... que satisfaga las necesidades de la Alianza.
-... bu melez hücreyi sınıflandırmak zorundayım.
Una célula híbrida.
Yani melez hücrelerle, matriksin içindeki "chimera" lar.
células híbridas, quimeras dentro de la matriz.
Çünkü bitki mi hayvan mı olduğunu tanımlayamadık sadece bir çeşit çift dokulu melez.
Porque no podíamos clasificarlo como vegetal o animal sólo como una especie de híbrido quimera.
Oyunu hazırlamak için bilimsel mühendislikle yaratılmış olan bu çift dokulu sınıflandırılamaz melez biyolojik ürün Ajan Mulder'ı uzun süre meşgul edecek yalan inançlar yaratmak için mi üretilmişti?
¿ La creación científicamente estructurada de una quimera un producto biológico no clasificado diseñado para montar un engaño manufacturado para crear un ambiente falso de creencias que han conducido al Agente Mulder?
-... çift dokulu melez hücredeki DNA'dan olmalı.
-... en su propio cuerpo.
Ateşli melez Pearl Chavez gibi olmayı hayal ediyorum.
Sueño con ser como Perla Chávez, la mestiza fogosa.
Bence mutasyona uğramış bir yaratık. Adalardaki serpintiden dolayı oluşan bir melez.
Yo creo que el animal es una mutación aberrante un híbrido causado por la radioactividad.
Böylelikle genetik bir melez olarak hayatta kalabileceğinden...
Para que ella sobreviviera, como un híbrido genético.
Hatta o çevrebilimci melez Kynes bile imparatora olumlu raporlar gönderiyor.
Hasta ese mezquino ecologista Kynes le envía informes favorables al emperador.
Bana onun yarı Kızılderili olduğunu söylediler. Melez o.
También me dijeron que es parte indio "cri".
Disk, Diligent'ta ki yarı melez bir Pilgrime... emanet edilmiş olarak geldi.
El disco vino en "El Diligente", confiado a un piloto mitad Peregrino.
Evet. Bir melez.
Si, un medio corcel.
Benim oğullarım melez olabilirler ama en azından senin kızların gibi yaratık kırması değiller!
Serán mestizos, pero por lo menos no son unos monstruos como sus hijas.
Yarı melez türlerinin en aşağılığı seninki.
Tú eres el peor de todos los mestizajes.
Yarı melez biri diğer yarı melezi öldürür.
Un mestizo que mata a otros mestizos.
Çok kötü. Onlar melez üretirler sonsuza dek, değerli iblis kanımızı zayıf, aptalca sırıtan insanlıklarıyla azaltıyorlar.
Siguen cruzándose, diluyendo eternamente nuestra preciosa sangre de demonio con su estúpida y débil humanidad.
Bize yalan söyledin, yarı melez.
Nos has engañado, mestizo.
Yarı melez bir iblise neden yardım ediyorsun?
¿ Cómo es que ayudas a un medio-demonio?
20 yıldır New York'ta birileriyle çıkıp da ayakta kalabilmek için Samantha güçlü bir melez olmuştu.
Para sobrevivir a dos décadas de citas en Nueva York Samantha se había convertido en un híbrido poderoso :
Bu melez çocukla mı konuşuyorsun?
¿ Esta es la niña mestiza de la que hablabas? Sí.
Melez çocuk döndü.
La niña mestizo ha regresado.
Melez programı.
Un programa de hibridación.
Melez programı, uzaylılarla ortak yürütülüyordu ama iş birlikçilerin programı sonuçlandırmaya niyeti yoktu.
Trabajaban en las hibridaciones con los alienígenas, pero la intención de los conspiradores nunca fue tener éxito ni acabar el trabajo.
O ilk melez, değil mi?
Es la primera, ¿ verdad?
Sömürgeciler tarafından alınacaklar hepsine melez genler aşılanacak.
Se los llevarán los colonos y los prepararán para recibir los genes híbridos.
Hatta o çevrebilimci melez Kynes bile imparatora olumlu raporlar gönderiyor.
Incluso ese bastardo ecologista le está enviando reportes favorables al Emperador.
Tsai, seni pis melez!
Tsai, ¡ maldito cerdo!
Ooo demek bu o. Melez avcı.
Así que este es el famoso cazador damphir.
Siz gençler biraz rahatlamalısınız. Altı üstü ünlü Melez'e birazcık yardım ettik.
Relájense chicos ; solo le hicimos un favorcito a nuestro famoso amigo dhampir, nada más.
Bunu yapmanı tavsiye etmem Melez.
No te lo recomendaría, dhampir.
Kendi isteği ile burda Melez,
Ella esta aquí por decisión propia, dhampir.
Böyle düşündün değil mi Melez?
Eso es lo que piensas, ¿ verdad, dhampir?
Melez avcı?
¿ El cazador dhampir?
Bir çok melez gördüm ama daha önce hiç senin gibisini görmemiştim.
He visto a muchos que son dhampir, pero jamás a uno como tú.
Oh tamam. Sanırım kasabadaki şu yeni melez avcı ile çok meşgul olmalısın.
Oh ok, solo iba a decir que debe estar muy ocupado ahora que llegó ese cazador dhampir a la ciudad.
Ne melez avcısı?
¿ Cuál cazador dhampir?
Beni anladın mı Melez?
¿ Me entiendes, dhampir?
Onun bir melez olduğunu, yani vampir de olduğunu söyleyip onu cezalandırdılar.
Dijeron que un dhampir es un vampiro en su interior, y por eso lo castigaron.
O halde senin hakkında söyledikleri doğru değil mi Melez?
Así que es verdad lo que dicen de ustedes : los dhampir no envejecen.
Melez avcıya ne olduğunu biliyor musun?
Leyla, ¿ sabes como va el cazador dhampir?
Bir Melez Avcı olarak onlardan daha da nadir rastlanılan birisin.
Hasta para ser un cazador dhampir, eres aun más raro de lo que son.
Çünkü ben bir Melez'im.
Porque soy un dhampir.
Yanlızdık Melez. Anladın mı?
Estamos a mano, dhampir, ¿ entiendes?
Ama neyin senin hoşuna gideceğini iyi biliyorum Melez.
Pero yo sé lo que realmente te gusta a ti como dhampir, ¿ eh?
Bir melez. Senin gibi.
- Como tú.