English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mentiroso

Mentiroso translate Spanish

7,249 parallel translation
Çünkü Barry her şeyin senin fikrin olduğunu söyleyecek.
Porque, Barry va a decir que fue tu idea. ¡ Es un mentiroso!
Yalancı!
¡ Mentiroso!
Yalancı pokeri mi?
póquer de mentiroso?
Sanırım bu seni diğer herkes gibi bir yalancı yapıyor.
Supongo que eso te convierte en un mentiroso como todos los demás.
Senin gibi bir palavracıya!
¡ Un mentiroso como tú!
Kötü bir yalancısın Vincent.
Eres un mentiroso horrible, Vincent.
"Yalancıya inanan olmaz, doğruyu söylediğinde dahi."
"Al mentiroso no se le creerá aún diga la verdad."
Seni buraya sahte bir kimlikle aldatıcı bir aptal olmadığımı kanıtlamak için getirdim.
Te he hecho un catfish para probarte ¿ que no soy un idiota mentiroso?
Alev alev yanan pantalonunun içinde kızartabileceğimiz... marşmelov var mı, yalancı.!
Así que, tienes algunos malvaviscos que podamos asar en sus pantalones que están en llamas, mentiroso!
Yalancı.
Mentiroso.
Ama gerçekten berbat bir yalancıydı.
Pero es un terrible mentiroso.
Bir yalancı ve parazittir.
Es un mentiroso y un parásito.
Yalancısın sen!
¡ Eres un mentiroso!
- Şimdi siz bana yalancı diyorsunuz.
Ahora usted me está llamando mentiroso.
Bu tam da bir hilekarlıktan bekleyeceğim arkaplan düşüncesi. Tam da uyuşturucu taciri bir voodoo rahibinden...
Ese es exactamente el tipo de pensamiento anticuado que esperaría de un mentiroso, traficante de drogas sacerdote vudú como...
- İyi bir yalancı değilsin.
Usted no es un buen mentiroso.
Herkesin hain olduğun kadar aptal da olduğunu bilmesini sağlayacağım.
Me aseguraré de que todo el mundo sepa que eres igual de mentiroso que de estúpido.
Yalancıların işi bu.
Es trabajo de un mentiroso.
O bir yalancıdır ve pis şeylerle uğraşır.
Es un mentiroso y está metido en cosas muy desagradables.
Bir sürü hatam oldu bugüne kadar, ama yalancı değilim.
Tengo muchos defectos, pero no soy mentiroso.
Sen yalancı bir pisliksin Vince...
Eres un hijo de puta mentiroso, Vince...
Ama yalancı pislik olmaktan daha beter bir şey varsa o da kötü yalancı pislik olmaktır ve sen Vincent çok kötü bir yalancı pisliksin.
Pero hay una cosa peor que ser un hijo de puta mentiroso y es ser un hijo de puta mentiroso malo, y tú, Vincent, amigo mío, eres un hijo de puta mentiroso muy malo.
Doğru, müzmin yalancısın sen ya.
¿ Qué? Es verdad, eres un mentiroso empedernido.
Bana ne kadar büyük bir yalancı ve rezil olduğunu gösterip beni düğünde sizin değersiz elinizi tutma derdinden kurtardığınız için çok teşekkürler.
Mentiroso y calla que eres. Y por salvarme del problema de considerar coger tu despreciable mano en matrimonio.
Yalan söylüyorsunuz Bay Sionis.
Es un mentiroso, Sr. Sionis.
Çok pis bir yalancısın.
Mentiroso asqueroso.
Yalancısın!
¡ Eres un mentiroso!
- Yalancı!
- ¡ Mentiroso!
Bir yalancı, bir sahtekar, zehir, çünkü sen busun Liv...
Un mentiroso, tramposo, venenoso, porque eso es lo que eres, Liv...
Bu moruk yalancı ve hırsız olmasının yanı sıra esrarkeştir de. - Anladım zaten.
Este viejo loco no es solo un mentiroso y un ladrón, también un drogadicto.
Her birimize ihanet ettin seni kandırılmış orospu çocuğu.
Tú nos traicionaste a todos nosotros, mentiroso hijo de puta.
Onun her eşyasını alan bir babası vardı zaten. Bu da onun bıkmışlığından öte, yalancı ve hileci olduğunu gösteriyor.
Ella tenía un papá de azúcar la compra de todo su inventario, que ella un mentiroso y un tramposo que hace, además de ser un enorme agujero
Earl Chambers bana ihanet edip asla af dilemeyen bir yalancı ve kalleş.
Earl Chambers es un mentiroso y un traicionero... que me traicionó y nunca se disculpó.
Kardeşimin ne kadar kötü bir yalancı olduğunu unutmuşum.
Había olvidado lo mal mentiroso que es mi hermano.
Bana ulusal kanalda yalancı dedin.
Me llamaste mentiroso en la televisión nacional.
Becca.
¡ Eres un mentiroso!
Küçük inek yalan söylüyorsun.
Friki mentiroso.
Ne yalancı ama.
Qué mentiroso.
Tom'un yalancı olduğunu söylemiştin.
Pense que dijiste que Tom era un mentiroso. O...
Nefretli görüşlere sahip olmak insanı yalancı yapmak zorunda değilmiş demek.
Parece que tener miradas de odio... no necesariamente te convierten en un mentiroso.
O bir komplocu, yalancı ve en önemlisi çok tehlikeli.
Es conspirador, un mentiroso, y es peligroso.
O Okie şerefsizini en son nişan partisinde gördüğümü daha önce de söylemiştim.
Ya les he contado que la fiesta de compromiso... fue la última vez que vi a ese mentiroso hijo de perra de Oklahoma.
- Konuşacağım.
- Hablaré con Evie. - Mentiroso.
- Yalancı! - Anneni aradım.
Mentiroso, él llamó a tu madre.
- Pis yalancı!
- ¡ Cochino mentiroso!
Ne, bana yalancı mı diyorsun?
¿ Qué, me estás llamando mentiroso?
Belki de şaşırmamalıyım, çünkü bu sensin, gerçek sen çocuk gibi, tamamen kendini düşünen.
Pero quizás no debiera estarlo, esto es como realmente eres, como niño, completamente mentiroso.
Buradaki tek yalancı sensin.
El único mentiroso eres tú.
İşi yalan söylemek.
Es un mentiroso.
- Kesinti sırasında da mı?
- Seré ladrón pero no mentiroso... y puedo probarlo. - Durante el apagón.
Yalancı!
- ¡ Mentiroso!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]