English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mercado

Mercado translate Spanish

10,402 parallel translation
Kapitalist bir ekonomide para kazanmak pek kötü bir şey sayılmaz.
Que alguien robe en la economía de mercado no justifica tu disgusto.
Bunları almak için markete gitmek zorunda kaldım.
Hola, tuve que ir al mercado para conseguírtelo.
Piyasadaki en iyi yarı otomatik silah.
La semi de mejor valor en el mercado.
Serbest kalmadan önce sözleşmesini yenilemesini sağla.
Antes de salir del mercado FI, consigue su firma para renovar el contrato.
Bu şartımı yerine getirmezseniz ajansı bırakacağım. Anla -
Si no escucha mis condiciones, saldré al Mercado FA, así que haga lo que quiera.
İş geliştirme bölümüne göre bu alanın piyasası 5 dolardan işlem görüyor.
- Ese no es nuestro problema. De acuerdo con el Departamento de Negocios, La tasa de mercado actual son $ 5
İsyan piyasa oranıyla başa çıkamıyorsa belki de oyuna dahil olmamalı.
If Mutiny no puede cumplir con la tarifa actual del mercado,
Açık markette insan ölümsüzlüğünün kapısına bir adım atmak mı?
¿ Un pie en la puerta a la inmortalidad humana en el mercado abierto?
Bu sabah koyun pazarına geldi.
Vino al mercado de ovejas esta mañana.
Onu pazarda gördüm.
La vi, en el mercado.
İhraç pazarına giriş yapmak istiyorum ve adınızın bir değeri var.
Me refiero a explorar el mercado de exportación y su nombre tiene un valor. Salud.
Borsa eriyip gitti.
El mercado se fue en humo.
Hisse değerini kontrol ettim. Şu anki pazar değeri 15,075 avro.
Hemos chequeado las acciones y su valor actual en el mercado es de 15.075 euros.
Bugün pazar günü.
Hoy es día de mercado.
Latin asıllıların pazarının ülkede en hızlı büyüyen el atılmamış alan olduğunun farkında mısın?
Eres consciente de que el mercado latino angloparlante es el mercado de mayor crecimiento, numeroso y sin explotar en el país, ¿ verdad?
İddianız, filminiz In Brain'in pazarlamasının, indirilmesi yüzünden,
Su opinión es que el mercado de su película In Brain fue estrangulado
Onun sokaklarda yeri yok.
No hay mercado en las calles para eso.
Sizin evlerinizin alım-satım fiyatlarının düşmesi ile aynı şey.
Es como si el mercado de tu vivienda se hundiera.
Bedel, sadece değer düşmesinden meydana geldi çünkü piyasa tutuklanıp işimi yapamayacağımdan korktu.
El precio está cayendo solo porque el mercado tiene miedo. Me arrestarán y no podré hacer mi trabajo.
Ama evlerin piyasa değerine göre ödeme yapmaları gerekir.
Pero tienen que pagar justos valor de mercado de las casas.
Luciano, ABD'deki çok geniş suç ağı sayesinde zaten milyonlarca müşterisi olduğunu biliyordu.
Luciano sabe que con su inmensa red criminal en los Estados Unidos ya tiene un mercado de millones de clientes.
- Bir vejetaryen çift markete giriyor. Siz de onlara sebze satmayı reddediyorsunuz.
- Una pareja vegetariana entra en un mercado y te niegas a venderles verduras.
Bir taraftan, insanların dini görüşlerine göre doğruları var. Bu yüzden satış yapmaları yasaklanamaz ve yasaklanmamalıdır da.
Por un lado, la gente tiene derecho a tener sus puntos de vista religiosos, y no pueden y no deben ser rechazados del mercado a causa de ellos.
Borsaya yaklaşamam bile.
No puedo acercarme al mercado.
Dünyanın öbür ucunda bir borsa kapanır para değerleri düşer, bir hükümet çöker dünyanın her yerinden haberler ışık hızında engelleri aşar.
Un mercado cierra en el otro lado del mundo... cae la moneda, se derriba un régimen... las noticias cruzan el mundo a la velocidad de la luz.
# Gönül pazarında değeri bu kadar mı?
.. tienen tan bajo precio en tu mercado?
- Bu ilaç niyetine piyasaya sürülürse, kim bilir kimler mağdur olur!
Si las drogas salen al mercado.. .. no podemos decir cuántas victimas caerán por esto.
Bu bir numaralı hırsız.
Este chico es un ladrón del mercado negro.
Sonraları Amerika ordusundan gelen yasadışı yardımları alıp kara borsada sattığını öğrendik.
Y entonces descubrimos que está desviando provisiones ilegales del ejército americano para vender en el mercado negro.
1929 yılının ekiminde Amerikan borsası iflas etti. Sadece bir günde milyon dolarlar kaybetti.
El 28 de octubre de 1929, el mercado de valores se hunde, perdiendo miles de millones de dólares en solo un día.
Şimdiyse Dev piyasadaki en hafif makine olacak.
y ahora el Giant será la máquina más ligera del mercado.
Bu rekabet ortamında hayatta kalmak istiyorsak ilgi çekmek zorundayız.
Pero si queremos sobrevivir en este mercado tan competitivo, tenemos que hacer algo impresionante.
60 saniyeyi satış taktiğimi tartışmakla harcadın.
Has malgastado 60 segundo discutiendo mi estrategia de mercado.
- Pazara gitti.
- En el mercado.
Sen eşek I apos bahis oynayabilirsiniz m olacak pazara götürün.
Puedes apostar tu culo Voy a llevarlo al mercado.
Pazarın yanındayız hemen, ve bir sürü muhteşem şey var.
Estamos a un lado del mercado, y hay un montón de cosas geniales.
Pazardan başlayacağız, ve sonra Ermeni bölgesine gideceğiz, sonra Yahudi bölgesine gideceğiz, ve harika...
Empezaremos en el mercado, Y despues iremos al barrio Armenio, y después al Barrio Judío Y finalmente iremos al gran- -
- Ciddi şeyler ortaya çıkabilir.
Algo que puede que esté derrumbando el mercado.
Eve bakmaya müşteri gelmeyecek yani anne, piyasalar allak bullak ya hani.
Quiero decir que nadie va a venir a una muestra, mamá. El mercado ha cambiado un poco.
Koleksiyoncu piyasasında 100.000 Yen ediyor.
Tiene un valor de 100,000 yenes en el mercado de coleccionistas.
Frank, Trudy'i gördüm.
- Estaba en el mercado, y la vi. Frank, vi a Trudy. - ¿ Qué?
Böbrekler karaborsada on bin dolardan fazla ediyor.
Los riñones van por más de diez mil dólares en el mercado negro.
Evet, pazarda ortaya çıktı.
Sí. Se apareció en el mercado.
Sierra On-Line'ın, kartuş oyun piyasasının nabzını yoklayalım. Bağımsız şirketlerle irtibata geçerim.
Tantea a los de Sierra On-Line, el mercado de los cartuchos, yo voy a hablar con los independientes.
McGee karaborsa silah alıcısı rolünde.
¿ McGee en el papel de comprador en el mercado negro de armas?
Tamam, model kılığına girdiğim ve babanın beni sanat dolandırıcılığı için karaborsa satış yapan yere götürdüğünü hatırlıyor musun?
Bueno. ¿ Recuerdas cuando trabajé haciéndome pasar por modelo... y tu padre me introdujo en el mercado negro del mundo del arte?
Birleşik Devletlerdeki Çağrı üyeleri karaborsada S-mayın aramaya başlamış.
Por lo visto... varios fieles de "El Llamamiento" que se encuentran en los EEUU... están buscando minas de fragmentación S-Mine en el mercado negro.
Süper ürkütücü, her işte parmağı olan kara borsayla ilgilenen arkadaşlar.
Un amigo súper espeluznante que está al acecho y al día... - de lo que se mueve en el mercado negro. - ¿ Por qué tomarse la molestia?
Karaborsada Alman S-mayını arayanlar var.
Están buscando minas alemanas S-Mines en el mercado negro.
Karaborsa silahlar senin kaptan köşkün sayılır.
Armas en el mercado negro... eso es lo tuyo.
Birleşik Devletlerdeki Çağrı üyeleri karaborsada S-mayın aramaya başlamış.
Varios fieles a "El Llamamiento" están buscando minas de fragmentación S-Mine en el mercado negro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]