Micro translate Spanish
1,382 parallel translation
Mikro-G'den çıkıyorum.
Saliendo de micro G.
Sadece mikro-G'den geçiş süreci.
Solo es la transición de los micro G.
Mikro tekillik oluşurken yok olmuş olmalı.
El planeta probablemente fue destruido en la formación de la micro singularidad.
Evet, ya kemik uruna dair emareler var ya da şu omur parçasında parlama var.
Sí, y hay indicios de micro-fracturas osteofíticas o desgaste en esta vértebra
Mikro Tomografi kullanıldığını görüyorum.
Veo que virtualizaste todo con el Micro-CT.
GüçIü bir mikro şarjlı radyo alıcısı gibi görünüyor.
Parece que le colocaron un receptor de radio para detonar una micro carga.
Buna mikro baskı deniyor.
Se llama micro impresión.
Mikro baskı yok.
No hay micro impresión.
Dinleme cihazı takıyormuş.
Llevaba un micro.
Dinleme cihazını buldum.
Encontré tu micro.
Aptal küçük dinleme cihazını buldum.
Encontré tu estúpido y diminuto micro.
Beyin zarındaki mikro tümörler, aniden boğulup ölmene yol açabilir.
Unos pocos micro tumores en las meninges y de repente te ahogas hasta morir.
Micro SD hafıza kartı.
Y ésta es una tarjeta de memoria MicroSD.
Lekeli halım eski yerine konmadıkça şu andan itibaren ofisimde çalışmayacağım.
No volveré a mi oficina hasta que cada "micro fibra durable patentada" haya regresado a su lugar correcto.
Oldukça küçük bir tümör.
Es un micro tumor.
- Peki. - Gerçi ufak bir sorun var.
Sólo un micro-mini-chiquitin contratiempo.
Buna mikroburst deniyor.
Se llama micro-ráfaga.
Yeni modellerde, çıktılara mikro kodlar koyuyorlar. Böylece sahte para ve evrak basılan cihazlar tespit edilebiliyor. Doğru tahmin ettin.
Los nuevos modelos imprimen micro códigos que identifican el hardware en la falsificación de dinero y documentos.
Arthroscopic mikro cerrahlik
Micro-cirugia Antroposcopica
Bu çarpıcı dört karatlık kübik zirkon içine yerleştirilmiş mikrofon sayesinde,... yakın çevredeki engellere takılmadan seni mükemmel bir şekilde duyabileceğiz,
Podemos oírte perfectamente, sin interferencias ambientales por el micro insertado en esta zirconita de cuatro quilates.
Girecek olan kişi silah ya da dinleyici taşıyamaz.
Sabes, quien entre no puede llevar un arma o un micro.
Vücut dili ve küçük ifadeleri gözlemliyorum, ama bu kadar insan varken, sadece gözlemleyebilirim.
Estoy buscando lenguaje corporal y micro expresiones pero con toda esta gente es solamente pescar.
Teknene GPS bağlantısı kurarak.
Un micro GPS en tu bote.
Para, Zambiya ekonomisini canlandırmak için alınmış bağışlardan oluşuyordu.
El dinero era destinado a micro créditos para revitalizar la economía de Zambia.
Mikrokredinin verimliliği kâğıt havlunun sıvıyı emmesine benzer.
Sabe, la eficiencia de los micro créditos es parecida a la acción capilar de una toalla de papel absorbiendo líquido.
Poğaçalarımın içine mikrobotlar koymuştum.
Le pusé unos micro-robos a mis galletas.
Bu gördüğün RK7 mini mikrofondur.
Es un mini-micro RK-7 de largo alcance.
- Başka mikrofon olmadığı için sizin sesinizi tam alamıyoruz ve her şey birbirine giriyor.
- Al no haber micro, no se oye. Queda todo hecho un lío.
Stouffer markaydı, ama pişirme işini ben yaptım.
Era de Stouffer's, pero yo la puse en el Micro Ondas.
Ancak saklama işleminden önce numuneleri sol taraftaki bir dizi mikro-pompadan geçirip yerleşik mikroskoba getiriyor.
Pero antes de eso propulsará una serie de micro bombas aquí a la izquierda y llevará eso a un microscopio.
Beyni mikroişlemci, bedeni de anakart olarak düşünün.
Piensa en el cerebro como el micro - procesador y el cuerpo la placa madre.
Koruyucu giysileri asronomları, uzay boşluğuna karşı koruyabilir ; ama havasızlık, uç noktadaki sıcaklık farkları, ve güneşin yaydığı ölümcül radyasyon dalgaları, koruyucu giysilerin önleyemeyeceği türden tehlikelerdir. Ve bir de, yüksek hızlı mikro göktaşları var!
Pero aunque un traje espacial podría proteger a un turista del vacío del espacio la falta de oxígeno, las temperaturas extremas y las letales radiaciones solares un potencial peligro contra el cual el traje no serviría son los micro meteoritos de alta velocidad.
Burası bir saatten az bir sürede oldu, ama ayın bu günkü yüzeyi göktaşları ve mikro göktaşları tarafından dört milyar yıldan daha uzun süren bir bombardımanla şekillendi.
Aquí se hace en menos de una hora pero en la Luna, es el resultado de más de 4 mil millones de años de bombardeos de meteoritos y micro meteoritos que llueven sobre la superficie y rompen la roca.
Lav Okyanusları... Ayın pudramsı yüzeyini var eden mikro-göktaşları... Ve dev darbeler...
Para nosotros hablar de océanos de lava micro meteoritos que forman Regolito e impactos gigantescos nunca disminuirán la fascinación y el romance de nuestro misterioso mundo vecino :
O benim küçük molekülleri anlatan hipotezimdi. Mikro RNAS diye bilinir. Moleküler düzenleyici etkisi yapar.
Mi hipótesis era que la aparición... de, uh, pequeñas moléculas... conocidas como micro-ARNs... actuaban como reguladores moleculares.
Bu kanıtlar, halkalarda ne kadar erozyonun gerçekleşiyor olduğunda yatar, çünkü ; mikro göktaşı fırtınaları nedeniyle, küçük... küçücük tanecikler, muazzam hızlarla halkaları yontarlar ve bu yolla aşınmalar ortaya çıkar.
Esas razones se basan en intentar estimar cuánta erosión tiene lugar en los anillos, debido a la lluvia de micro meteoritos, pequeños, finos cuerpos... partículas que vienen a una velocidad tremenda y arrancan trozos de los anillos y los erosionan.
"Wilkinson Microwave Anisotropy Probe" ya da WMAP görevinin plânı Penzias ve Wilson'un saptamış olduğu Büyük Patlama'dan kalan fosil ısının fotoğrafını çekmekti.
La misión de la sonda anisotrópica de micro ondas Wilkinson o WMAP planeaba fotografiar el calor remanente fosilizado del Big Bang que Penzias y Wilson habían encontrado.
- Bir dinleme cihazı o zaman.
- ¿ Y un micro?
- Üzerine bir dinleme cihazı yerleştirmiş olabilir mi?
- Ella podía llevar un micro. - Ana no tiene nada que ver.
- Üzerinde dinleme cihazı var mı?
- ¿ Llevas un micro? - No.
Dinleme cihazı taşıyamaz.
Ni siquiera podría llevar un micro.
D.T.M'deki erimiş çeliğin Elektron Mikroskobu analizleri ve enkazda bulunan demir zengini bileşenler doğrultusunda, Dr. Jones sadece "Termit" in değil, onun yıkım endüstrisinde kullanılan yüksek sülfürlü ve patentli bileşiği "Termat" ın da izine rastladı.
"A través del Análisis Microscópico de Electrones del acero fundido del WTC y de las micro esferas del hierro en el polvo el Dr. Jones halló, no sólo rastros exactos del componente explosivo" Termita ", sino que, debido al alto contenido de sulfuro, "Thermate",
Haydi, kaldır şu mikrofonu, Freddy.
Venga, coge el micro, Freddy.
ya da mikro dalgada pişirilmiş burritolar ya da kızarmış tavuklar?
O burritos de micro ondas. O pollo frito.
O GSM destekli bir mikrokamera, yedek olarak.
Es una micro-cámara de un móvil. Es una garantía.
Bu mikro yenilenmenin esaslarından birisi.
y este es uno de los pedestales de la micro-restauración.
Kimse onu oraya kimin koyduğunu bilmiyor, çoğu insan kendilerine GlA diyen feminist grubu suçluyor.
Aunque nadie sabe quien puso la estatua ahí, la mayoría achaca la culpa a un micro-grupo feminista que se hace llamar GIA.
Dinleme cihazı mı arıyorsun?
Has verificado si tengo un micro?
Mikro ne?
¿ Micro qué?
Mikrokrediden bahsediyorsun.
Está hablando de micro créditos.
Mikro teknoloji.
Micro tecnología.