Midemi bulandırıyor translate Spanish
513 parallel translation
Midemi bulandırıyor!
¡ Es terrible!
- Yanından kaçardım. Midemi bulandırıyor.
- Volvería a escaparme.
Boyanın kokusu midemi bulandırıyor, ressamlar da.
La pintura y los pintores me ponen enfermo.
Midemi bulandırıyor.
Se me revuelve el estomago.
Bu midemi bulandırıyor. Dünyanın en iyi aile reisi havasında buraya gelmeye ve sanki hiçbir şey yapmamış gibi kontrolü ele almaya hakkı yok.
¿ Qué derecho tiene a volver con esa actitud de jefe de familia...
Şiddet midemi bulandırıyor.
A mí me pone enfermo.
Midemi bulandırıyor.
Podría cambiar un poco.
Tüm hayatım midemi bulandırıyor gibi hissettim ve sadece kusmak zorundaydım.
Y sentía que toda mi vida se revolvía en mi estómago... y que tenía que vomitarla.
Gidelim Jacqueline. Bu herif midemi bulandırıyor.
Vámonos, Jacqueline.
- Midemi bulandırıyor.
- Él hace que me revuelva el estómago.
midemi bulandırıyor.
Estoy harta.
Seninle aynı havayı solumak bile midemi bulandırıyor.
Me enferma respirar el mismo aire.
- Midemi bulandırıyorsun! Aklınla oyun oynaman ve bu çıIgınlığı yapman midemi bulandırıyor.
Me repugna verte jugar con tu alma.
Midemi bulandırıyor.
Me provoca náuseas.
Bu saf ve masum kıza oynadığın iğrenç numaralar midemi bulandırıyor.
Tengo el estómago revuelto, tus trucos sucios con esa muchacha inocente y pura.
İşinizi kolaylaştırıyor, değil mi? Midemi bulandırıyor.
No es un trabajo muy cansado pero me dan ganas de vomitar.
Bu tip Özel tasarlanmış alarmlar midemi bulandırıyor.
Una alarma contra robos diseñada para darme acidez.
Midemi bulandırıyor. Böyle sürdürmek. Kafayı yiyecek gibi oluyorum.
Me parece de mal gusto la manera en que se presenta.
Midemi bulandırıyor.
Me da náuseas.
Yerinde olabilirdim şimdi. Senin ve akademi üyelerinin görünüşü midemi bulandırıyor.
Pude haber ocupado su lugar, ahora mismo pero su presencia y la de sus académicos me enferma.
Sana söylemiştim, Janet. Aç karnına arabaya binmek midemi bulandırıyor.
Me mareo en el coche si tengo el estómago vacío.
Bu yozluk midemi bulandırıyor.
La decadencia aquí me da náuseas.
Midemi bulandırıyor.
Me da ganas de vomitar.
"Buraya bak. Başkan olabilirsin, ama kahrolası ödlekliğin midemi bulandırıyor!" Böyle bir şey mi?
Puede que sea el presidente, pero su comportamiento me da arcadas.
Tanrım! Balık kafalarından çıkan sesler hala midemi bulandırıyor.
Sólo con recordar aquellas cabezas de pescado se me agudiza el tartamudeo.
Mark Holm'un buralarda olması midemi bulandırıyor.
¡ Es para vomitar! Desde hoy tenemos a Mark Holm con nosotros.
Yemekler midemi bulandırıyor.
La comida me da náuseas.
Midemi bulandırıyor
Me da asco mirarle.
İki yüzlü bir şekilde oratalıkta dolanıp herkesi mutlu etmeye çalışmamız midemi bulandırıyor. " demiş.
Me da asco ver cómo dáis rodeos, hipócritas ".
Biliyorum, o kadar iğrenç ki, midemi bulandırıyor.
Ya sé, es tan horriblemente feo que me pone enfermo.
- Bu durum midemi bulandırıyor.
- Me enferma. - Sí.
Söyle, midemi bulandırıyor!
¡ Dile que me dan ganas de vomitar!
Onlar midemi bulandırıyor.
Me hacen enfermar del estomago.
Yürü gidelim. Burası midemi bulandırıyor.
Vamos, vamos, Este lugar apesta, Vamos,
Konuşman midemi bulandırıyor Morris.
Me das asco cuando hablas, Morris.
bir de sevecenliği yok mu, midemi bulandırıyor.
Y allí está su ternura, que es peor que un golpe.
Sana bakmak midemi bulandırıyor. Ey insanlar görün bu adamı!
Da asco mirarte. ¡ Eh, buena gente, mírenlo!
Düşündüğünün aksine midemi bulandırıyor.
Al contrario... me enferma.
Midemi bulandırıyor.
Me pone enfermo.
Yalanlar midemi bulandırıyor.
Me produce nauseas tener que mentir.
Kapa o leş ağzını, geri zekalı. Senin gibiler midemi bulandırıyor.
Cierre su sucia boca, usted apesta!
Babama yaptıkların midemi bulandırıyor.
Me pone enferma, lo que le haces a papá.
Quentin tarafından becerildiğinin düşüncesi bile midemi bulandırıyor.
Solo pensar que te acuestas con él, se me revuelve el estómago.
Bu, benim midemi bulandırıyor.
¿ Sabes qué? Menudo asco.
Şahsen, bu benim midemi bulandırıyor.
me pone enfermo.
Bence, sebzeli pate bile et tadı veriyor ve yiyemiyorum. Midemi bulandırıyor. "Pate" sözcüğünden dolayı.
Además, hasta el paté vegetal, como sabe a paté, ya no me lo puedo comer, aunque sea vegetal.
- Midemi bulandırıyor.
- Se me revuelve el estómago.
Midemi bulandırıyor, Faye.
Faye lo sabe.
Bu midemi bulandırıyor.
Me pone enferma.
Zarif eşin ve annene böylesine çektirmen midemi bulandırıp, tuvalete gitme hissi uyandırıyor.
Qué manera de hacer sufrir a su preciosa esposa y su madre. ¡ Me dan terribles ganas de ir a defecar!
Midemi bulandırırlar, anlıyor musun?
Me hacen vomitar, ¿ comprende?