English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Misyoner

Misyoner translate Spanish

393 parallel translation
Merak etmeyin Çin'deki hiçbir misyoner doktor Strike'ın düğününü kaçırmayacaktır.
Y no es de extrañar. Ningún misionero en China se perdería la boda del Dr. Strike.
Gerçek bir misyoner ruhuna sahipsiniz.
Posee usted el auténtico espíritu misionero.
Babamın başı, atalarımın kemikleri üzerine ve misyoner okulundaki kutsal kitap üzerine yemin ederim.
Le juro por mi padre y por los huesos de mis antepasados, y por el libro sagrado de la escuela misionera.
İç şunu, evlat da... bütün Thuggeeler gözüne birer misyoner gibi görünsün.
Bebe, compañero... y todos los thugs de India te parecerán unos pobres misioneros.
Tabi, hatırlıyor musun onu, Albert? - Uçan misyoner. - Hatırlıyorum.
Seguro que lo recuerdas, el "Misionero Aviador".
- Misyoner olan Livingston'dı Bay Candy.
Livingston era misionero, Sr. Candy.
Bu ülkenin sıkıntısı da, her ikinci adam misyoner olarak doğduğunu düşünürken her üçüncü adamın da aklını bir şeylerle bozmuş olması.
El problema de este país es que cualquiera cree que ha nacido para ser misionero, y todos tienen el culo inquieto.
Ben de bir misyoner gibi din değiştirecek kişileri ormanda aramaya gerek kalmadığını çünkü o vahşilerin ayağına geleceğini düşündüm.
Me sentí como un misionero cuando descubre que no tiene que irse a la selva para buscar conversos, porque los salvajes acuden a él.
Ama görevi için çabalamayan misyoner kötü bir misyonerdir.
Pero el misionero que no cumple con su deber es un mal misionero.
Sınavları geçemezsem, gönüllü misyoner olacağım.
Si no apruebo los exámenes, me ofreceré como misionero.
Yani biz şimdi bir misyoner hakkında mı yoksa bir fanatik hakkında mı konuşuyoruz?
Pero en nuestro caso, ¿ nos encontramos frente a una exaltada o una misionera?
- Misyoner.
- ¿ Quién es ella? .
Sen yine misyoner olurdun.
Aún podría ser misionera.
Misyoner bir kadın.
Una chica misionera.
Dedim ya, misyoner kızı Havana'ya götürmeye çalışan adam o.
- Como les dije... es el joven que intentaba llevar a la chica de la misión a La Habana.
Ama sen kazanırsan hepimiz misyoner kızın kabaresine gideceğiz.
Pero si ganas, todos tenemos que ir al cabaré de la chica de la misión.
- Politikacı veya misyoner değilim. - Aslında, söylemem gerek...
- No soy política ni misionera.
Misyoner.
Misionero.
İngilizceyi bir misyoner öğretti.
Un misionero le enseñó inglés.
Şu anda Fransız Ekvator Afrika'sında..... misyoner olan tatlı bir genç.
Punto dos : Un chico muy dulce que ahora es misionero en la Africa Ecuatorial francesa.
Orada yaptıklarınızla ilgili koloni aileleri ve... misyoner babalardan bir çok mektup var.
Tantas cartas magníficas de familias coloniales y de los padres misioneros sobre su buen trabajo.
Sen misyoner gibi değilsin.
No eres como el misionero.
Belki Misyoner de sizin gibi Eskimo görmemişti.
Quizá el misionero nunca estuvo con un esquimal.
UYANIŞ ÇADIRI Misyoner, yamyam ve revü kızını duymuş muydun?
¿ Has oído el del misionero, el caníbal y la corista?
Şu misyoner, yamyam ve revü kızı nedir, anlatsana?
Bueno, ¿ y el del misionero, el caníbal y la corista?
Misyoner yerinden geldi.
Vino en los barriles para la misión.
Misyoner Yeri?
- ¿ Barriles para la misión?
Bayan Templeton, misyoner olan amcam şöyle derdi :
Srta. Templeton, mi tío el misionero solía decir :
Misyoner, filantrop, filozof ve de bir doktor.
Un misionero, un filántropo, un filósofo, un doctor.
Bir Alman misyoner ve iyi bir aileden gelen Çinli bir kızın istenmeyen çocuklarıydım.
Fui el hijo no deseado de un misionero alemán y de una china de buena familia.
O süslü şapkalι Fransιzlarιn yanιnda Apaçiler misyoner gibi kalιyor.
Los apaches son misioneros al lado de esos chicos con bonitos sombreros.
Birkaç kâşif, misyoner, fildişi avcısı ve köle tacirinden başka, bu kıtanın kan emici patikalarında hayatlarını riske eden kimse yoktu.
Sólo unos pocos exploradores y misioneros los buscadores de marfil y los infames traficantes de esclavos arriesgaban la vida por unos caminos empapados de sangre.
- Hey, Misyoner!
Oye, el misionero.
Şimdi ne olacak Misyoner?
Tan qué voluntad usted hace ahora, ¿ El misionero?
100 yıldır ailemde hiç misyoner olmadı.
Aw, venga adelante, Danny, No ha habido Un misionero en mi familia Para cien años. Usted sabe eso.
Tahmin etmişsinizdir, Bay Jameson ve Bayan Eckert misyoner.
Como habrá adivinado, el Sr. Jameson y la señorita son misioneros.
Ben misyoner değilim, öğretmenim.
No soy misionera, sino profesora.
Benim de misyoner olmamı istiyorlardı.
Querían que fuera misionera.
Bir çeşit mühendis misyoner olarak gelebilirsin.
Tú podrías ser el jefe de máquinas de la misión.
Ama yakınlarda yaşayan Amerikalı bir misyoner vardı, kendisi sivil hayatında yetenekli bir estetik cerrahıydı...
Por suerte vivía por allí un misionero estadounidense que antes de ingresar en la orden había sido cirujano plástico...
Ama yakınlarda yaşayan Amerikalı bir misyoner vardı, kendisi sivil hayatında yetenekli bir estetik cerrahıydı...
Por suerte, vivía por allí un misionero estadounidense que antes de ingresar en la orden había sido cirujano plástico... Bueno.
Misyoner Paul'ü ise şurada ayakta durmuş halde görebilirsin.
Puedo ver al al apóstol Paul aún lado.
Size şunu sorabilir miyim Bay Baker? Lütfen şunu bilin ki sadece İncil satıcısıyım ; teolog ya da misyoner değilim.
Puedo preguntarle, Sr. Baker, yo sólo soy un vendedor no soy teólogo o misionero pero le agradaría si ella se convirtiese.
Ben, Tanrı'nın hizmetçisi, misyoner.
Yo, siervo de dios, misionero.
- Misyoner
- Misionero
Metodist bir misyoner.
Parece que es un misionero metodista.
Rıhtımda bir misyoner vardı. Bize hemşirelik öğretti.
Había un misionero que nos enseñó enfermería.
Bu yüzden, Afrika'da benim gibi geç gelişmiş çocukları eğitmek üzere misyoner olarak çalışmaya başladım.
Es por eso que yo trabajo en África como misionera enseñándoles a niños oscuros más humildes que yo.
Bu yüzden, Afrika'da benim gibi geç gelişmiş çocukları eğitmek üzere misyoner olarak çalışmaya başladım.
Por eso trabajo en África como misionera enseñándoles a niños oscuros más humildes que yo.
Rahip Amerikalı, onu buraya getirttim. Misyoner mi?
¿ Un misionero?
- Bir misyoner mi?
- ¿ Es una misionera?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]