Monte translate Spanish
4,059 parallel translation
Sonraki kamerayı şuraya monte edin.
Monta el próximo nodo justo ahí.
Hotel Monte bilmemne, adı her ne sikimse, diye bir yerde bir hafta kalacağız.
Estamos una semana en el Hotel Monte-como-mierda-se llame.
Bir gün Kilimanjaro Dağı'na tırmanacağım.
algun dia escalare el monte Kilimanjaro.
Şimdi asil leydi kukumu elle.
Ahora frota mi real monte de venus.
Betty ile Henry'ye kayak tatilini bir taraflarına monte etmelerini söyledim.
- No. Les dije a Betty y a Henry que tomaran sus vacaciones de esquí y que se fueran.
Jerry söyledi... Monte Carlo'daki Frosio'da hit olmuşsun.
Jerry me dijo que eres un éxito en Frosio's en Monte Carlo...
Monte Carlo'daki bir diskoda manken tokatlamakla suçlanmış...
Acusado de abofetear a una modelo en una discoteca de Montecarlo.
Araba hoparlörü monte eden Todd adında biri olmasındansa Aidan gibi birinin olması daha iyidir diyorum.
Solo digo que al menos alguien como Aidan en lugar de un tipo llamado Todd que instala altavoces en coches.
Biz de kanalımız Toby'e geri dönemeyiz.
- Después puede que se monte el lío. - Y Toby será nuestro único canal.
- Bu sistemden bir sürü monte ettiğin için...
- Como ha instalado tantas- - - Perdón, debo preguntar.
Bir seferinde de ben Everest Dağı'na gayri-kahramanca... tırmanırken bulundum.
Fui parte de una expedición a la cima del Monte Everest, una de las que tuvo el honor de caer sin heroicidad.
Kameraların monte edildiği tarihi okur musunuz?
¿ Puede leer la fecha del día en que puso las cámaras?
Ona dedim ki oğlunuz düğününde geleneksel bir ata binmesin 560 beygirlik bir şey sürsün.
Yo estaba confundida y le dije... En lugar de montar en un caballo tradicional... Que monte en 560 caballos.
- Ah, onu tanımıyorum, bu yüzden. - d I'm going home d well it won't be long d I didn't do you wrong d so you waiting d gonna weep and moan - Peki, kim tatmak için bir parça Monte Cristos sipariş etmek ister?
No la conozco, así que.
Belo Monte Barajı'nı duydunuz mu?
¿ Has oído hablar alguna vez de la presa Belo Monte?
Ben de sana göstereyim. Belo Monte Barajı Brezilya'da, Peru'da değil.
Y puedo enseñártelo.
Verimsiz taş toprakta, yiyecek fazla bir şey olamaz.
No puede haber tanto alimento en un monte estéril.
Via di Monte de küçük bir yer biliyorum.
Conozco este pequeño sitio en Via di Monte.
Aurora'nın Tabu Dağı eteğinde bir çiftliği vardı.
Aurora tenía una granja en África, en la ladera del monte Tabú.
Çift Tabu Dağı'nın kuzey yamacına bir ev inşa etti.
La pareja se instaló en la ladera occidental del monte Tabú.
Efsanevi tepe herkese çok cömertti.
Los desfiladeros del mítico monte eran generosos con todos.
Tabu Dağı'na yapılan trajik bir keşif, pek çok genç insanın ölümüyle sonuçlandı. Aurora'nın kocasının müdahalesi arkadaşımın hayatını kurtardı.
En una trágica expedición al monte Tabú en la que murieron varios jóvenes, la intervención del marido de Aurora le salvó la vida a mi amigo.
Tabu Dağı'nın korkutucu doruklarında ikinci bir meydan okuma sonucunda kafesindeki canavarla beraber bir zafer içinde iniş yaptı.
Desafiando por segunda vez la terrorífica cumbre del monte Tabú, hizo un descenso triunfal con la bestia enjaulada.
Hayır, hayır, hayır, hayır Bu kadar para harcayamayız, çünkü kovboy şapkası için paramız kalmaz, ve eğer ki kovboy şapkamız olmazsa, ben nasıl at üstünden kovboykız kurtaracağım?
No, no, no, no, no. No podemos gastar tanto dinero, porque entonces no lo haremos tener suficiente dinero los sombreros de vaquero, y si no tenemos sombreros de vaquero, ¿ Cómo voy a ahorre un caballo, monte a una vaquera?
Monte Real Oteli'nde kalıyor.
Vive en el Hotel Monte Real.
Kalkanındaki vibranium bu madenlerden geliyor.
El vibranium de tu escudo procede de ese monte.
O mayını Sutro Dağı'na yerleştirdim. Tırmanmak için herkesin geçtiği patikaya.
Yo planté esa mina en el monte Sutro, bien en la senda que todos tomaban para llegar a la cumbre.
İkametgâh, Milan, numara 6, Monte Pelice Caddesi.
Vivo en Milán, en el 6 de la calle Monte Pelice.
O yüzden 8 dakikalık şarkılar besteledik. 7 dakikalık şarkıya 2 dakikalık solo monte ettik.
Por eso sacamos canciones de 8 minutos, tocando solos de 2 minutos en canciones de 7 minutos.
Genç bir sihirbaz olduğunda, büyük mekanlarda çalışmayı hayal edersin. Vegas ya da Monte Carlo'daki. Üçüncü sınıf bir kumarhanede yemekten önce servisteki şovda değil.
Cuando eres un mago joven, tu sueño de actuar en grandes escenarios, en Las Vegas o Montecarlo, no en shows con descuento por entrada anticipada en un cuarto de un casino de tercera categoría.
Ayrıca annemle Mt. Sinai'den aldığımız ikili mezar yerleri var. Hemen yanımızda Three's Company'de oynayan Bay Roper var.
Y con mamá tenemos una parcela doble en el cementerio del Monte Sinaí justo al lado del tipo que hizo del Sr. Roper en'Tres Son Compañía'.
.. öne monte edilmiş, ikiz.30 kalibre makineli tüfekler..
Dos ametralladoras del calibre 30 montadas al frente.
Tapınak tepesinde ki tapınakta hak iddia etmeye başladılar.
Monte del Templo, el cual es sagrado para el Islam.
Kalkanlarımızı geçmeyi başardılar ve tepeleri kuvvetlerimize karşı siper olarak kullanıyorlar onları yok etmek zaman alacak.
Han logrado penetrar nuestros escudos y están usando las dificultades del monte contra nuestras fuerzas. Derrotarlos tomará tiempo.
Hayır. Ama zamanımızın çoğu çalılıklarda, tuzaklarımızı toplayarak geçiyor.
No, pero la mayor parte del tiempo estuvimos en el monte juntando nuestras trampas.
Sana garanti edebilirim ki eğer torpido gözüne monte edilmiş ve arabayı çalmaya çalışanları, otomatik olarak vuran bir silahın olsaydı, araba hala sende olurdu.
Puedo asegurarte, que si tuvieras una pistola instalada en el salpicadero, que automáticamente disparara a la gente que intentase entrar, aún tendrías tu coche. ¿ Sabes?
St. Helen dağında kayak yaptın, Michelle Bachmann'la göz teması kurdun, bir kayanın altında 128 saat kısılı kaldın.
Has esquiado Monte Santa Helena, has hecho contacto visual con Michelle Bachmann, has estado atrapado debajo de una roca durante 128 horas.
Evet. Eğer bir daha beni öyle tehdit ederse ona twerk dansı yapmayacağım, ki ben iyi bir twerk dansçısıyımdır.
Yo no seré el que la monte, si me trata así, soy bueno montando.
Bütün servetinizi Monte Carlo'da bir rulet masasında bıraktığınız doğru mu?
¿ Es verdad que perdió todo su dinero... en la ruleta, en Montecarlo?
Şimdi anlat bakalım, Cemeruša'da yaşı geçmiş bir kaç kızla takıldığını duydum.
Dime, he oído que andas con una moza del otro lado del monte, en Cemeruša.
Ben sahneyi senin için hazırladım ve sende açık açık buna düştün.
Solo monté el escenario y tú viniste fanfarroneando, con verrugas y todo.
Bisiklet sürdüm de.
Monté una bicicleta aquí.
Bazı eşyalarımı topladım ve otobüse atladım.
Solo hice algunas maletas y me monté en un autobús.
Siz telefonu kapatır kapatmaz uçağa bindim.
En cuanto colgó, me monté en un avión.
Gizli olduğunu söylemiştin. Ben de burayı ayarladım.
Me dijiste que fuese discreta, así que lo monté aquí.
20 yıl önce, ailemin evinin bodrumunda ilk telefonumu yaptım.
Hace veinte años, monté mi primer móvil en el sótano de la casa de mis padres.
Böylece aracıma atladım ve sonra buraya geldim.
Así que me monté en mi aerodeslizador y vine hasta aquí.
Biliyorsun Walt, sayısız kez işe geç gelmeni, hasta olduğunu söylemeni veya sadece orada oturup kitap okumanı problem yapmadım ; ki biz bu sırada senin yapman gerekenleri yaptık.
Sabes, yo no te monté un número ni recalqué tus ausencias, bajas de enfermedad, o el sentarse a a leer un libro mientras el resto te cubríamos.
Sörf yapıyorum, kitap okuyorum.
Escalé, monté en bicicleta, hice surf, leí. Es una vida bonita.
Ama 22 yaşımda Grayson Global'ı sıfırdan kurdum.
Pero monté Grayson Global desde la nada a los veintidós.
Yaşı bu şirketi kurduğum zamanki yaşımdan büyük!
¡ Es mayor de lo que lo era yo cuando monté la empresa!