Mucho translate Spanish
276,951 parallel translation
Evet, ama daha önceden tanışıyoruz.
Sí, nos conocemos hace mucho.
Böyle söylüyorsun, çünkü kardeşin var.
Y eso es ya mucho porque tú ya tienes un hermano.
Fikrin daha önceden daha büyük anlam ifade ederdi.
Tu opinión solía significar mucho para mí.
Bu uzun zaman önceydi, Mitch'le tanışmadan önceydi ve biz sadece, yi...
Fue hace mucho, antes de conocer a Mitch.
Sana bayağı kötü davranıyorum, ama bazen, Arabada giderken senin söylediğin şeyleri düşünüp gülüyorum.
Sé que te jodo mucho, pero algunas veces cuando conduzco, pienso en las cosas que dices y me rio.
Katty'nin kokteyl peçete koleksiyonu bir işaretse burada çok zaman geçirmiş olmalı.
Si la colección de servilletas de cóctel de Katty indica algo es que pasó mucho tiempo aquí.
Acilen saymamız gereken bir sürü malzeme var.
Tenemos mucho inventario que calcular inmediatamente. Alto.
Senin işinde senden daha iyi.
Hace tu trabajo mucho mejor que tú.
Çok fazla.
Mucho.
Bazı yönlerden Ezra'dan daha fazla fakat o yapamıyor kendi içinde dengeyi bulamıyor.
En ciertos sentidos, mucho más que Ezra, pero no puede... o no quiere encontrar el balance en su interior.
Uzun sürmeyecek. Gidelim Rufus.
No por mucho tiempo.
Özür dilerim.
Lo siento mucho.
Gerçekten çok özür dilerim.
De veras que lo siento mucho.
Uzun süredir hastayım, Sarah.
Llevo mucho tiempo enferma, Sarah.
- Uzun zamandır saklanıyordum, Sarah.
Me he escondido por mucho tiempo, Sarah.
- Öyle mi, onunla çok konuşuyor musun?
- ¿ Hablas mucho con él?
Çok daha iyi!
¡ Mucho más!
Siktir, bu da fena kanıyor.
Mierda, estoy sangrando mucho por esta también.
1989'da, Caitlin baştayken burada çalışıyordum.
Trabajaba aquí en 1989, cuando Catlin tenía mucho poder.
Sen de ne çektiğine dikkat et.
Ten mucho cuidado con lo que estás filmando.
Çok daha zorlanıyorum.
Es mucho más difícil.
Malzemelerin konusunda dikkatli ol.
Tengan mucho cuidado con el material.
- Çok üzüldüm.
- Lo siento mucho.
Kendince protokolleri vardı ve büyük başarı elde etti.
Tiene sus propios protocolos y tuvo realmente mucho éxito.
Buna çok para döktüm.
Puse mucho dinero en esto.
Bana çok saygı duyuyorlardı.
Me respetaban mucho.
Çok dikkatli olmalıyız.
Deberíamos tener mucho cuidado.
Kusura bakmayın.
Lo siento mucho.
Güvenilmez bir şahsa benziyor ve iddiaların büyük bir kısmı Rodçenkov'un ifadesine dayanıyor.
Parece ser un personaje en el cual no se puede confiar, y mucho de todo esto se basa en Rodchenkov.
! - Canım yandı, çok canım yandı!
- Eso me ha dolido, ¡ me ha dolido mucho!
- Şu an daha iyi sayılmayız.
- Esto no es mucho mejor.
Benim de öyle biri olmamı bekliyorsan burada daha çok uzun bir süre kalacağım demektir.
Si esperas que llegue a ser todo eso... Voy a estar aquí durante mucho tiempo.
"Şunu düşünerek çok vakit harcarım..." Kolay.
"Paso mucho tiempo pensando en...".
Yeni bir şey öğrenirken, mesela oyunlarda sonsuz can kazanmak ya da kızlarla çıkmak gibi, çok araştırma yaparım.
Cuando aprendo algo nuevo, como conseguir vidas infinitas en un videojuego o salir con chicas, investigo mucho.
Evet, zor.
Sí. Y mucho.
Sanırım eğer çok üşürsek, Antarktika'daki gibi mesela, soğukluk bir ses gibi olurdu.
Creo que si hiciera mucho, mucho frío, como en la Antártida, el frío se sentiría como un sonido.
Oda arkadaşım çok fazla Japon eriştesi yapar.
Mi compañera hace mucho ramen.
Çok konuştuk.
Hablamos mucho.
Çok özür dilerim.
Lo siento mucho.
Çok şey atlattık.
Todos hemos pasado por mucho.
En iyi ihtimalle ayak işi yapan biri. Ama bilgiye ihtiyacım var ve çocuk konuşmuyor.
Es un chico de los recados, como mucho, pero necesito información, y no quiere hablar.
Yeni görünüşünü beğendiğimi söylemiş miydin?
¿ Ya he mencionado lo mucho que me gusta tu nuevo look?
Karanlıkta anılar çok daha elem dolu.
Los recuerdos son mucho peores en la oscuridad.
O kitabı okumak için uzun bir yoldan geldim.
¡ Viajé mucho para leer ese libro!
Çok ama çok üzgünüm.
Realmente lo siento mucho.
Pek inançlı değilimdir.
No creo en mucho.
Fakat meğer gemide sandığından çok daha uzun süre uyumuş.
Pero al parecer estuvo dormido en esa nave mucho más de lo que esperaba.
Epey konuda bir şey biliyor gibisiniz.
Parece que sabes mucho sobre casi todo.
En kısa sürede bir yardım filosu göndermekten mutluluk duyarız.
Con mucho gusto enviaremos una flota en su ayuda inmediatamente.
Çok üzgünüm ama gelmelerinin sebebi sensin.
Lo siento mucho. Pero eres la razón por la que están viniendo.
- Bu uzun sürecek mi?
¿ Esto va a tardar mucho?