Ménage translate Spanish
129 parallel translation
Eğer bu deney için üçlemeniz gerekirse ben içeride olacağım.
Oye, si necesitan un trois para el ménage, estoy en el bar.
Bir üçlü ilişkinin parçası olmak istediğimi sanmıyorum.
No me quiero sentir como parte de un ménage à trois.
Bir yabancıyı beklemiyordum.
No esperaba un ménage à trois.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama üçlü ilişki diyebiliriz.
Bueno no sé cómo se pronuncia pero creo que es ménage a trois.
Ara sıra ev havası yaratmayı seviyorum.
A veces me apetece un ménage à trois.
Bu, "Manage a trois" işi. Bu Fransızcaydı değil mi?
Ménage a trois, ¿ es francés?
Bu tamamen erkeklikle ilgili. Üçlü aile.'Harem fetişi gibi.
Es algo masculino, ménage à trois, un harén.
- "Üçlü seks."
- "Ménage a trois."
Söyle, 3'lü tehlike durumunda ne yapılır?
¿ Qué tal un ménage à trois?
Daima üç kişiyiz. Güzel olanından değil.
Siempre fue un ménage a trois, y no de los buenos.
- Ve biraz Phillies ve- - Buraya partinizi mahvetmeye gelmedik.
- Y algunos "Phillies" y... no vinimos a joderles su pequeño "ménage à trois".
Unutma. "ménage à trois" ( Üçlü İlişki ) lafını Fransızlar çıkarmış.
Un francés acuñó el término ménage a trois.
Edepsiz konuşmalar, üçlü yapmak, oyuncaklar.
Decir groserías, accesorios, un ménage á trois.
Üçlü ilişki mi? Evet.
¿ Un pequeño ménage á trois?
En büyük fantezinin her zaman için ménage à trois olduğunu biliyorum. Her zaman kulüpteki Blanche hoşuna giderdi.
Sé que tu mayor fantasía siempre ha sido un ménage à trois y siempre te ha gustado Blanche, del club...
Bekleyin kızlar!
¡ Ménage!
Yarım saat sonra şeyle grup seks yapıyordum...
Media hora después... -... tenía un ménage con... - Miranda, pie.
Grup seks mi yaptınız?
¿ Tuviste un ménage a trois?
Aman allahım. Bir "ménage à trois" in ortasında sıkıştım!
Oh mi Dios. ¡ Estoy atrapado en el medio de un trío!
İki evli erkekle üçlü yaptı.
Ella hizo un ménage á trois con dos hombres casados.
Taksideki tuhâf olay beni rahatsız ediyordu.
Un extraño "ménage-à-taxi" me acechaba.
Savaş tanrısına tacını geri vermesini istiyorsun. Böylece sen, Zeyna ve Ares halkın kanını dökmeye devam edeceksiniz!
¡ Quieres ver al Dios de la Guerra de nuevo en su trono así tú, Xena y Ares pueden continuar con su sangriento ménage-a-trois!
İyi, onları ara! İstersen grup yaparsınız.
- Llámalos haz un ménage à trois si deseas.
Matt'in küçük toplu gösterisine gösterdiğin tepkiden sonra olmaz.
No después de cómo reaccionaste al pequeño ménage de Matt.
Grup ilişkisini mi kastediyorsun?
- ¿ Lo dices por los ménage a trois? - Sí.
Tanımadığımız biriyle seks yaptık. Ne?
Tuvimos un ménage a trois con un desconocido.
Bu bire üç gibi olacak gibi gözüküyor, Bir ménage à trois.
Parece que va a ser un dos contra uno, un ménage à trois de dolor.
Belki bir ara sana katılırım da güzel bir üçleme yaparız.
A ver cuándo me invitas a mí también y hacemos un "ménage a trois".
En azından okul toplantısından sonra Mark'la üçlü yapmadım.
Al menos no tuve un ménage-à-trois con Mark luego de la reunión escolar.
Sabırsız ev sahiplerimizin yataklarımızı toplamaya gelmesine karşı oturma odasının kapısını zinciriyle kilitledim. İçeri girip otel çalışanlarından biriyle üçlü grup seks yaparken yakalanmak istemezdik.
Cerré la puerta de la sala para asegurarnos de que el ama de llaves no entrara mientras teníamos el "ménage à trois" con una empleada y terminara siendo un titular del diario.
Bir ortaklık var, üçlü, tamam mı?
Ahora somos un equipo. Un ménage à trois.
Bir de "üçlü ilişki" var.
Ménage à trois.
Eminim iki kişilik bir ilişkiye 3. kişinin dahil olması yeterince zordur.
Apuesto que es duro convertir una folie a deux en un "ménage a trois". ¿ Verdad?
Öyleyse üç yollu bir çeşit "Yaz Aşıkları" filmini idare etmeye hazırlar mı?
Y si es así, ¿ está dispuesta a una especie de ménage a trois, como en la película "Summer Lovers"?
- Pardon ben mi?
- ¿ Harán un ménage à trois?
Aşk üçgeni.
Un ménage à trois.
- Menage için mektup var mı?
- ¿ Algo en lista de correos para los Menage?
Zaten bu pek bir sorun oluşturmayacak, San Diego'ya Zach ile birlikte gittiğin için, yani onun sevgilisiyle.
Mientras no sea un "menage a trois" ya que van a ir a San Diego con Zach, su novio.
Dün gece aramızda neredeyse bir bağ kurulmuştu.
Bueno, casi tuvimos un menage a trois con el anoche.
Anlaşılan birkaç defa bunlar çıkarken adam yatağa başkalarını getirmiş.
Parece que algunas veces, cuando estaban saliendo, el trajo algunas personas a la cama con ellos. Menage a trois, creo que se llama.
- Selam. Belki de bu gece üçlü bir ilişki yaşamak istersiniz?
¿ Tal vez les gustaría a los dos tener un pequeño "menage a trois" esta noche?
"Menage a trois" yapmaya hazır mısın?
¿ Estas listo para una Menage a trois?
- Üçlü seks.
Menage a trois. ¿ Has estado en uno?
Ya da yemeği geçip doğrudan "montage à trois" a mı gidelim?
O podemos saltarnos la cena y pasar al "menage a trois".
Böyle değil. Chris bunu söyleme tarzın üçlü yapmak şstiyormuşsun gibiydi.
La forma en que lo dices parece que intentas convencerla para un menage a trois.
Sana bunu nasıl bildiğimi söyleyemem ama üçlü sekse de karşı değil.
No te diré cómo lo sé, pero no está en contra de los menage á trois.
Dostum asla ménage-à-trois'yı deneme.
No pruebes un trío.
Üçlü yaptın.
Tuviste un menage a trois.
Üçlü... İki kız.
Fue un menage a trois con dos chicas.
Daha önce hiç üçlü yapmamıştım... Ya da grup seks gibi şeyler.
Nunca antes tuve un menage a trois ni nada de esas cosas.
Üçlü?
¿ El menage a trois?