English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mümkündür

Mümkündür translate Spanish

796 parallel translation
Kurtuluş ancak ve ancak masum bir kızın vampire kendi kanını sunması ve böylelikle onun, horozun ilk ötüşünü fark etmesini önlemesiyle mümkündür.
No existe otra salvación más que una mujer libre de pecado haga olvidar al vampiro el primer canto del gallo. Y le diera voluntariamente su sangre.
Bu mümkündür peder, ama bu konuda hızlandırılmış dersler alıyorum.
Puede ser, Padre, pero estoy estudiando tan rápido como puedo.
Tamamiyle katılıyorum, ama bunu nezaketle yapmak da mümkündür.
Estoy de acuerdo, pero haganlo con cortesia.
Gelecekte bir gün, bu filmde gösterilen tarzda bir devirle tekrar yüz yüze gelmemiz son derece mümkündür.
Podría suceder que, en un futuro remoto nos enfrentemos a otro período similar al que se desarrolla en este película.
Henriette, bir kadın ve erkek arasında birçok türden aşk mümkündür.
Henriette, hay muchos tipos de amor entre un hombre y una mujer.
- Mümkündür.
- Es posible.
Aksi kanıtlanana dek her şey mümkündür. Şimdi düşünelim, Konsey'de kimler var?
Todo es posible, si no se demuestra lo contrario.
Göreviniz için biraz alçaktan uçmanız gerektiği takdirde en alçak irtifada uçmanız mümkündür.
La misión que les será confiada necesita de vuelo a baja altura, entonces para este vuelo, podrán hacerlo en vuelo rasante.
Mümkündür.
Tal vez.
İkizlerin, özellikle de tek yumurta ikizlerinin aşırı kıskançlık sancıları çekmeleri mümkündür.
En cuanto a las gemelas, especialmente las idénticas bueno tú debes saber a qué extremo de celos puede llegarse.
Mümkündür Muriel Chess'ten nefret ederdi.
Es posible. Odiaba a Muriel Ches.
Bu sadece Soğuk Savaş bahanesiyle mümkündür... ve Amerikan halkının medeni hakları askıya alınır!
¿ Es posible que con el pretexto la Guerra Fría... se les quitan los derechos civiles al pueblo estadounidense?
- Mümkündür.
Es posible.
"Temsil, toplantı ancak Washington'da yapılırsa mümkündür."
"Sólo podríamos enviar representantes si la reunión se celebrase en Washington".
"Bu tip bir sapma ancak ek bir ters kuvvet olduğunda mümkündür..." "Çelik yada demir olarak 20 bin ton..." - 20 bin ton mu?
" Esto se origina cuando una fuerza de 20 mil toneladas de acero...
Teorilere inanırım doktor. Ancak siz başka bir gezegene uçmak mümkündür dediğiniz zaman teori alanından çıkıp hayal aleminde gezmeye başlarsınız.
Yo creo en las teorías, pero cuando dice que es posible volar a otro planeta, se sale del terreno teórico y sueña con lo imposible.
Öyle olacağımızı söylemiyorum. Ama mümkündür.
No lo sé, pero es posible.
Birden fazla beyinleri olması da mümkündür.
Es posible que tengan más de un cerebro.
Mümkündür.
Fácilmente.
Her şey mümkündür.
Cualquier cosa es posible.
Çok fazla benzemiyordu ama sakala istediğiniz şekli vermek mümkündür.
Quizás no nos parezcamos tanto sin ella... pero, se puede cambiar la barba de cualquier manera.
Mümkündür.
Es muy posible.
Benimle her şey mümkündür.
Conmigo, todo es posible.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, bir kadının "Disraeli'nin Hayatı" kitabını kendinden daha genç bir erkekle evlenmeyi düşünmeden de okuması mümkündür.
Miembros del jurado es posible que una mujer lea La Vida de Disraeli sin estar pensando en casarse con un hombre más joven que ella.
İşte, hanımefendi, bir makinede her türlü resmi bulmak mümkündür.
Siempre hay varias fotos en una cámara.
Bazı şeylere müdahale ederek bir şeyleri değiştirmek mümkündür.
Hay formas de alterar las cosas, de manipularlas para beneficio propio.
Acısız ameliyat mümkündür bunu sizlere kanıtlayana dek durmayacağım.
La cirugía sin dolor es posible... y no descansaré hasta demostrarlo. A todos.
Böyle hataları düzeltmek mümkündür.
Esos errores se pueden corregir.
Bu Alacakaranlık Kuşağı'nda mümkündür.
Puede suceder... en la Dimensión Desconocida.
Eğer dilerse, her şey mümkündür.
Si ella lo desea, entonces todo es posible.
Senin için her şey mümkündür, Anne.
Todo es posible para tí, madre.
- Her şey mümkündür.
- Todo es posible.
Bir kayıt? Mümkündür.
¿ Una grabación suya?
İdeal olan her zaman mümkündür. Adamlar emirlere uyarsa.
El ideal siempre es posible, si los hombres cooperan.
ama ikinci bir aklama kararı çıkarmak mümkündür.
Por supuesto es posible conseguir otra absolución aparente.
Bir İngiliz kadınının ata binmek dururken kitap okuması olağandışı olabilir, ama mümkündür.
Debo decir que es insólito para una mujer inglesa preferir la lectura. Cuando ella podría estar montando a caballo, pero esto es posible.
"Çeşitli parçalardan oluşan bir kimyasal maddeyi..." "... parçalamak her zaman mümkündür... ... parçalamak, mümkün... "
" Un producto químico con infinidad de partículas puede dividirse siempre...
Hiç okula gitmemiş bir adamın bir şeyler bilmesi mümkündür tıpkı okula gidip de hiçbir şey bilmeyen adamların olması gibi.
Es tan fácil para un hombre sin educación saber algo... Bien dicho, joven voluntario.
" Bunu önlemenin tek bir yolu var ki o da kanun nezdinde ölene dek eşiniz olmamı bana bahşetmenizle mümkündür.
"Hay una sola manera de protegerla... "... que me otorgue el derecho legal de ser mía para siempre. "Thomas Jones."
Mucizeler ancak inançla mümkündür.
¡ Fe en los milagros!
Bu mümkündür. Komik olan şey, neredeyse ceza alacaktınız.
- Casi le ponen una multa.
Her şey mümkündür.
Todo es posible.
Mümkündür.
Quizá.
İngilizlerin belirtilerini görmek mümkündür. Londra Bankası kentin kapısı aslan büstü fakirlere yardım sağlayan ordu, biraz da düşük kalite viski.
A veces las huellas son en Inglés... el banco de Londres los arcos de triunfo el signo del león el ejercito de salvación, y quizá una calidad inferior de whisky.
Kurtuluş ancak imanla, ve umut ancak sevgiyle mümkündür.
Sólo la fe engendra salvación y sólo el amor engendra esperanzas.
- Mümkündür. Gelin.
Es posible.
Mümkündür.
Es posible.
- Seni daha önce gördüm. - Mümkündür.
Me parece haberte visto ya a ti.
- Ama mümkündür.
Pero se podría hacer!
Mümkündür.
- ¿ Y si le cree?
Mümkündür.
Puede, pero nosotros somos simios con un millón de años de evolución.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]