English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mırıldanma

Mırıldanma translate Spanish

56 parallel translation
- Mırıldanma ile de bitti.
- Que acabó tarareando.
Orada oturup huysuz bir güvercin gibi mırıldanma.
No te quedes ahí gimiendo como una paloma enferma.
Sevgilim, mırıldanma.
Cariño... No tararees.
Lütfen o melodiyi bir daha mırıldanma.
No lo hagas, por favor.
Lütfen o melodiyi mırıldanma.
¡ No tararees esa melodía!
Mırıldanma.
No musites. iHabla!
- Bir mırıldanma duyduğumu sandım.
Me pareció oír un murmullo.
Tüm salonu bir mırıldanma aldı.
Pero no lo hizó. Y me sentenciaron a 15 años.
Mırıldanma zamanıydı, müfettiş.
No es momento de cantar.
Geceleri gitar ve sabahları mırıldanma mı?
¿ Guitarras por la noche, canturreos por la mañana?
Fikrin var mı? [Mırıldanma]
¿ Se te ocurre algo?
[Vaklama ] [ Tiz ses ] Seni sıkıyor muyum, Williams? [ Mırıldanma]
¿ Te molesto, Williams?
[Mırıldanma]
- Déjame...
- Yani genel bir mırıldanma mı? - Evet.
- ¿ Es una especie de murmullo general?
Mırıldanma.
- Sí, murmullo.
Bu mırıldanma beni hep çıldırtırdı.
- ¿ Qué? De mascullar. Eso siempre me ha enloquecido.
- Bana da olur, ama.. ... yararlı bir teknik buldum, kendi kendime mırıldanma tekniği.
- También me pasa a mí, pero... una técnica que yo encuentro útil... tararearme a mí mismo.
- Kendi kendine mırıldanma mı?
- ¿ Tararearte a ti mismo?
- Evet mırıldanma. - Sahi mi?
- Sip, tararear. - ¿ Realmente?
Mırıldanma da.
Y de canturrear.
Mırıldanma ve sırıtma olmazsa, sıçramak zorunda kalabilirim.
Sin la sonrisa y el canturreo, puedo verme obligada a saltar.
- Üzgünüm usta ama sonraki sayfa tamamen mırıldanma, gıdıklama ve kucağa oturmalarla dolu. Oyuncu olarak kesinlikle sınırlarımda olmayan üç şey.
Lo lamento, Sr. Actor pero en la página que sigue hay caricias y cosquillas cosas que no hago como actriz.
Ve kahrolası aşk şarkılarını da mırıldanma.
¡ Y déjate de una vez esas cancioncillas!
Mırıldanma konusundaki tavrımı biliyorsun.
¿ Sabes cómo me siento acerca de la murmurando.
Kilisedeki o mırıldanma hepsinin sebebi buydu.
Tu llegada para la entrevista, tarareando esa melodía en esta iglesia... todo esto ha pasado por una razón
Sadece kulağıma şarkı mırıldanma tamam mı?
Suéltate. No me vayas a cantar al oído.
Başlangıçta fark edemiyorum bile. Sonra sesler bir mırıldanma haline geliyor. Bu mırıldanmalar sanki sağır dilsizler arasında geçen...
Al principio no hice caso,... luego el rumor se vuelve murmullo... y el murmullo se vuelve conversación en voz baja.
Mırıldanma.
Tarareas...
Eric, mırıldanma.
Eric, habla claro.
Homurtu, mırıldanma, tökezleme, her şey var.
Y ahí pasó de todo, tambaleó, tropezó, pero llegó.
Ve Tanrı aşkına mahkemeden önünde mırıldanma.
Y por compasión, no masculle delante del tribunal.
- Mırıldanma gibi. - Ama rock da yok değil tabii.
- También hacemos rock, zouk...
Charley, mırıldanma.
Charley, no hables entre dientes.
Kendi sesini bir çığlık ya da mırıldanma olarak tarif eder.
Describe su voz como un grito o un susurro enfermizo.
Başta sadece mırıldanma şeklindedir. Hecelerin yerlerini değiştirir. Bir nevi argoda yapıldığı gibi.
Al principio es sólo un murmullo, invirtiendo sílabas como en el slang de los negros, por decir algo.
Mırıldanma yüzünden kedi olmalı.
Tiene que ser un gato, porque ronronea
Tüm çabalarıma rağmen, aile yemeğimiz mırıldanma ve homurdanmalarla kazasız belasız sona erdi.
Así que, a pesar de mis mejores esfuerzos, la cena en familia se había atragantado hasta su propia e indigna muerte.
Vallahi, efendim, ben bir mırıldanma duydum, ona uyandım.
Os juro, señor, que oí un zumbido, y además muy extraño, que me despertó.
- Mırıldanma Jesse.
- No farfulles, Jesse.
Mırıldanma konusundaki tavrımı biliyorsun.
Ya sabes cómo me siento cuando murmuras.
Bu ses rüzgârın sesi ya da yağmurun sesi ya da dostunun sesi ya da kendi iç sesin olacak ya da kuşların veya dalgaların sesi ya da arka plandaki anlamsız bir mırıldanma olacak.
Y todo ello a través de la voz del viento de la lluvia de un amigo cercano o de tu propio ser interior del zumbido de las aves del sonido de las olas o de un murmuro a lo lejos...
Bir mırıldanma için Ne kadar gözyaşı gerek
Por un suspiro ¿ cuántos llantos?
- Mırıldanma bile.
- Ni tararees.
Mırıldanma yok mu?
¿ Sin encantamientos?
O "mm" basitçe bir mırıldanma mm'ıydı.
Fue solo un "mmm", como "mmm".
Onlar sığırcık. Buna mırıldanma deniyor.
Es una bandada de estorninos.
Ya da Şarkı Mırıldanma Konferansı... Bu Tam da Olmadı Konferansı...
# O hacer canciones Con... # # que no funciona con la palabra "Con".
# Mırıldanma ve davulla boğulmayı çok denedim #
* Intenté ahogarme con un canturreo y un redoble *
- Mırıldanma gibi mi?
- Como murmurando, o...
- Mırıldanma mı?
- ¿ El arrullo?
- Mırıldanma Martin.
No confío en la gente que murmura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]