Naif translate Spanish
158 parallel translation
Bu eski naif çizimde bir büyücü ve bir cadı bir kasabayı ateşe veren büyüler yapıyorlar.
En este antiguo e ingenuo dibujo, un hechicero y una bruja lanzan maleficios e incendian un pueblo.
O yufka yürekli ve naif bir adam.
Kameda es simple e ingenuo.
Elimiz de pek alternatif yok aslında özellikle de sizin gibi zarif ve naif bir beyefendi için.
No tenemos mucho para ofrecerle. Me temo que no podremos satisfacer sus gustos.
- Çok naif davranıyorsun.
- No seas iluso.
genç ve naif bir kızı anlarım, içindeki heyecanı görebiliyorum... fakat moralmen ve ruhen Doktor sanki bir ölü.
Entiendo que una chica joven e ingenua pueda ver algo emocionante en ella, pero moralmente, espiritualmente, está muerta.
Elbiseleri daha naif, insanları genç ve ince bacakları daha güzel gösteriyorlar.
Y a jovencitas púberes como mayores y atractivas siempre y cuando sean delgadas.
- Sahiden o kadar naif miydim?
- ¿ Tan ingenua fui?
- Naif ve mükemmeldin.
- Ingenua y maravillosa.
Naif bir metin. Kısacası, ölçüye uygun bestelenmiş bir çalışma. Ama bununla birlikte, sanatın yüksek bir tezahürü.
Texto inocente de encargo, que es también la mayor manifestación del arte.
Naif, bir o kadar da dehşetli.
Ingenua pero macabra al mismo tiempo.
Belki naif bir gururdan olsa gerek insanın ne tür harikalar yaratacağını düşünüyorum.
Quizás con orgullo ingenuo, pienso, " ¡ Lo que maravilla a los hombres puede crear!
O sadece bir çocuktu, naif, içten ve yabani.
Ella era sólo un niña, ingenua, espontánea, salvaje.
Ama tavuk ve ıstakoz gibi küçük şeyler için daha naif, ilahi, ince bir şeye ihtiyacınız var.
Pero para la polla cebada de Bresse al bogavante, se necesita otra cosa... Algo más relajante... liviano...
Savaşın başlıca nedeninin dünya ekonomisindeki kâr güdüsü olduğunu düşünürsek vatanseverlik saikıyla savaşa taraftar olan Amerikalıların tavrı kinik midir yoksa naif midir?
Está claro que el afán de lucro de la economía mundial... es una causa fundamental de la guerra. ¿ Cree que los americanos que apoyan la guerra... y que se escudan en el patriotismo son cínicos o ingenuos?
Bu çok... naif.
Esto es demasiado ingenuo.
Tırnak içinde "toy" denemeyecek birisisin.
Ahora bien, tampoco es usted lo que llamaríamos "naif", entre comillas.
Rahiplerin metinleri göründükleri kadar naif değil.
Los textos de los sacerdotes no son tan ingenuos como parecen.
Naif bir psikiyatrik rapor hazırlayabilir misiniz?
Por favor, podría traernos la opinión psiquiátrica?
Naif.
"Naif".
Naif, saf ya da masum.
Siete letras.
Naif, saf, masum.
Inocente.
Çok basit ve naif bir resim çizerken gördüm.
He visto un dibujo... Sencillo, incluso naif.
Bu haydutun naif bir kızı kandırması, beni sinirlendiriyor.
enoja conmigo, que un pícaro está engañando a una chica ingenua.
Naif olmak güzel bir şey.
Yo tenía ocho o nueve años. La ingenuidad es una buena cosa.
Blackrock olayından sonra, onu gerçek dünyaya geri salmak... çok naif bir fikir olur.
La mera idea de dejarle volver al mundo real. después del incidente de la roca negra.
Bu iğrenç tadı örtmek için acılı çeşni ile pişirmişsin. Ama senin için bunlar naif şeyler.
Usted las cocina como si fueran bolitas de pescado al curry para disimular este inconveniente pero es ingenuo por su parte molestarse.
Kocan pek naif değilmiş.
Tu marido es un ingenuo.
Vicky'nin bir özelliği biraz naif olmasıydı. Seks anılari ile ilgili bir kitap yazmaya başladı.
Lo único que tenía Vicki es que era algo ingenua y empezó a escribir un libro sobre todas las orgías que estaban teniendo.
Bu duyduğum en kibar ve en naif şeylerden biri.
Esa es la cosa más maravillosa e inocente que he oído.
Hayatta naif olduğun ilk konu değil.
No es la primera vez en tu vida que has sido ingenuo.
Anne, naif anne babalar alsın diye Amerika'daki bütün çocukları o kitaba koyuyorlar.
En ese libro ponen a todos los niños para que los padres crédulos lo compren.
Ama bu kadar naif olmamalısın.
Pero no seas ingenuo.
Naif bir filmdi, ama çok hoş bir öyküydü.
Era una película ingenua, pero la historia era tierna.
Şu resimlere baksana? Çok naif çeyler.
Es realmente infantil.
Naif bir ayakkabıcıyı adada onunla 5 yıl geçiren adamı oynamaya ikna etmek için kadınlığını kullanıyordu.
Con sus artimanas, quiere convencer a un ingenuo zapatero para que simule ser el hombre con quien ha pasado 5 anos.
En güzeli, naif ve nefis.
La mas preciosa, brillante y tranquila.
Naif mi? Ben mi naifim?
¿ Que yo soy ingenuo?
Naif çocukla düetine ne demeli?
¿ Tu dueto con el chaval ingenuo ese?
O kadar naif ve kaliteliler.
Tienen esta característica perturbadora.
kruşçev belirli silahlarla niyetlerine dayanan 488 00 : 49 : 44,060 - - 00 : 49 : 46,449 [A. Grimko] [ Sovyet dışişleri bakanı naif ve yüzeysel bir dil kullanıyordu. silahların saldırı amaçlı olmadığını söylüyordu. bunun için saldırgan silahlar değillerdi.
partiendo del ingenuo y superficial criterio... de la intención que tenían por la tesis que utilizó.
Biz bir şey değişebilir düşünmek naif.
Éramos infantiles al pensar que podíamos cambiarlo todo.
Calculon, bu naif kırsal robotun düşlerini gerçekleştirdin.
Calculón, sería hacer realidad las fantasías de esta granjera roboniana.
Eh,'naif'liğim ile gurur duyuyorum.
Estoy orgullosa de mi luz.
En temel, kolay kavranabilir kavramlara indirgedi ve bazıları bunun ütopik ve naif olduğunu düşündü.
"AMIGO DE LA FAMILIA" Lo sintetizó en conceptos fundamentales y fáciles de entender que a algunos les resultaban utópicos e ingenuos.
- Alınmayın ama Doktor Brennan, bunu biraz safça buluyorum.
No se ofenda, pero eso me parece un poco naif.
O kibar ve naif General de bana söz verdi... Her neyse, beni takip etmeyeceğine söz verdi.
Y ese ingenuo y amable General, honestamente me dio su palabra de que no me seguiría.
Fakat bence bu naif bir okuma olur.
Pero esta sería la interpretación ingenua.
Resimlere baktıkları zaman... Bu adam ne kadar derin demeliler. Bu adam çok naif ve kırılgan.
donde la gente diga de mi trabajo, ese hombre, ese hombre siente profundamente, ese hombre siente intensamente.
- Aptallık etme...
No seas naïf.
O naif hâlâ.
Él aún es muy ingenuo.
Biliyor musun, Annie? Naif olmamak gerekiyor.
Como un favor a mi?