English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Napalım

Napalım translate Spanish

47 parallel translation
Napalım?
Compréndalo.
- Napalım oldu işte.
- Qué pena.
Napalım efendim. Başının dikine gidenler, kendi yüzlerinden başlarına gelenlerden ders almalıdırlar.
Oh, señor, a los hombres testarudos deben servirles de preceptores los males que ellos mismos se buscan.
Napalım olamazsak.
Lo que ha pasado, ha pasado.
- Peki ne yapicaz? Napalım onu?
- ¿ Bien, qué haremos?
Üçe kadar sayma kısmı çok dramatik ama napalım. İki.
Pero uno dos...
Napalım anne?
He tratado...
Napalım o zaman?
¿ Qué podemos hacer?
Napalım. Bu bir sorun sayılmaz herhalde.
Y eso importaría?
Napalım artık. Utanç verici. Rozetimi ve silahımı aldılar... sonra polis köpeğine veda etmek için gittiğimde, yanlışıkla onu vurdum.
Bueno... me quitaran mi arma entonces cuando fui a decir adiós... accidentalmente le disparé.
İşte bu yüzden napalım diye düşünüyordum...
Es por eso que me preguntaba si podríamos...
- Napalım?
- Como sea.
Populer kalabalığa uymuyorsan napalım.
No encajas con el grupo popular.
Hey, napalım biliyor musunuz?
¿ Sabes qué?
- Napalım en azından denemeliydim
Sigamos. - Tenía que intentarlo, ¿ vale?
Napalım peki?
¿ Qué quieres hacer?
Napalım sen kararını verdiysen. Sana sadece bol şanslar dilerim Brian
Bueno, si ya has decidido esto entonces... te deseo la mejor de las suertes.
Çömez işi ama napalım yenisin.
El trabajo es el más pesado pero eres el chico nuevo
Evet, napalım.
Sí, bueno.
Ve şunu düşündüm, çoğu kişi o adamı sert biri olarak bilirdi sonra da aklımın derinliklerinde düşünmeye başladım sahip olduğumuz en iyi adam da öldüyse biz napalım yani?
Y creo que eso fue lo que mucha gente pensó si el mejor tipo que tenemos ha muerto ¿ a dónde me deja eso?
Napalım kedi gittiği zaman, fare sıkıntıdan 31 çekermiş.
- Oye, cuando el gato no está los ratones se masturban.
Napalım, seninki kadar büyük değil.
No es tan gordo como el tuyo.
napalım, bakarsın değişir.
Bueno, algo aparecerá.
Oh, napalım, çok insanın başına geliyor.
Oh, bueno, le pasa a mucha gente.
Napalım biliyor musun, favori düş kapanımla biraz peyote getireyim ve sonra hasat dansı yaparak ayin çadırıma dalarız.
Voy a llevar un poco de peyote y me atrapasueños favorito y así podremos ir a hacer la danza de la cosecha y a meternos en mi sauna.
Elimizde değil napalım.
No podemos evitarlo.
Eğer Sue üzgünse, napalım, hayat böyle.
Si Sue está molesta, bueno, así es la vida.
Napalım.
¿ Qué diablos?
Napalım düzeltiriz
Entonces, ¿ qué? Voy compensarlo y repararlo.
- Kuryeye napalım?
- ¿ Y el mensajero?
Biliyorum pek Yavru Kartal kariyerim yok. Napalım Hava Kuvvetleri'ni falan mı çağıralım yoksa şu donmuş kurabiyelerin izini sürmeye devam mı edelim?
Sé que no soy un Eagle Ranger de toda la vida, pero antes de llamar a las fuerzas aéreas o lo que sea, quizás deberíamos continuar siguiendo el, sendero de galletas congeladas.
Napalım.
Ah, bueno.
O halde napalım söyle?
Entonces, ¿ qué hacemos?
Ama napalım, üniversitedeydim.
Pero, vamos, estaba en la universidad.
Napalım, Rakibinin uzun, Slavca bi adı vardı
Porque su oponente tenía un nombre eslavo largo.
Napalım çekiyorsak?
Y luego qué?
Napalım bunlarla?
¿ Qué hacemos con ellos?
Evet, napalım karmaşık biriyim.
Sí, bueno, yo soy complicada.
Napalım. Yedi numara mı demiştin?
No puedo ayudar. ¿ Número 7?
Artı işten başımı kaşıyacak zamanım yok, napalım önümüze bakacağız.
No puedo dejar de trabajar. Supongo que lo echamos a la suerte.
E napalım artık.
Oh, muchacho, bueno, ya sabes.
Napalım yani? Düşün, Eğer başka Tiggerlar varsa hep beraber...
, eso es, imagínate si hay otros Tiggers todos haremos el up de luper lup de luper super rebotar porque todos los tiggers saben saltar el luper, lup, lup, ¿ Que salto vas a hacer?
- İyi, napalım?
¿ Qué es lo que quiere entonces?
- Olsun napalım
Bueno, es la única juego que teníamos... Tomamos la oportunidad y que se ve bien.
Napalım bılıyor musun?
Sabes que?
- Ee, napalım?
- ¿ Y qué?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]