Natural translate Spanish
9,639 parallel translation
Hayranı olduğun birine karşı hisler beslemen tamamen doğal.
- Es perfectamente natural tener sentimientos por alguien a quien admiras.
Polis, dağ aslanını doğal yaşam alanına doğru uzaklaştırıyor.
La policía están eliminando el león de montaña A su hábitat natural.
Çünkü senin her zaman açık bir bakış açın var.
Porque tú siempre tienes una manera natural de ver las cosas.
Bu bok çukuru pek Danny'e göre değil galiba.
este hueco en particular no parece el hábitat natural de Danny.
Termal enerjinin doğal gücünden faydalanmış!
¡ Dominó el poder natural de la energía térmica!
Yani, doğal ayıklanma gibi.
Entonces es como una deselección natural.
Sana nasıl dokunduğunu anla, tensel temasa gir.
Encontrare la manera de tocarte, es natural.
Madencilik, doğal gaz, kömür işi değil ki, ya da bir sürü çok daha tehlikeli iş kolu olabilir...
No es como la minería del carbón, o la minería de gas natural, o mucha cosas que podría... que son mucho más peligrosas.
Eski mahsul türleri yerine geçen bu yeni türler doğa ile gayet uyumludur. Ayriyeten takvim yılı ve mevsimler gibi döngüler ile yakından bağlantılıdır.
Así que en lugar de los antiguos tipos de cultivo que estaban muy en sintonía con la naturaleza, estaban relacionados con los ciclos del año natural, y las estaciones.
Biz ilerledikçe, türlerin bozulması, elimizde kalan son bozulmamış yaban yaşamının yok edilmesi, daha fazla tek kullanımlık şeyler üretilmesine eğilimli görünüyoruz.
A medida que nos acercamos más y más a la degradación de las especies, a destrozar la última reserva natural virgen que nos queda, parecemos empeñados en producir cada vez más cosas desechables.
Dünyanın da limitleri var.
El mundo natural claramente tiene límites.
Şurası bir gerçek ki, bu limitlerin çoğunu aşmış durumdayız. Şu an doğada bu denli baskı görmemizin sebebi de budur.
Y está claro que ya hemos sobrepasado muchos de esos límites, es por eso que estamos viendo tanta tensión en el mundo natural ahora mismo.
Evet. - Doğal, tamam mı?
Natural.
Bu doğal değil.
No es natural.
Tatlı, doğal ve seksisin.
Y eres dulce, natural y sexy.
- Hayır, hayır.
No, no, es natural.
Charles Darwin, evrimin doğal seçilimle olduğunu söyler.
Charles Darwin habla de la evolución por Selección Natural.
Bunlar tarih boyunca hep yaşanmıştır ve yine güç dağılımına baktığınızda bunun çok doğal bir eğilim olduğunu görürsünüz.
Eso está ocurriendo a través de la historia y, de nuevo, Es una tendencia bastante natural cuando simplemente miras a la distribución del poder.
Doğal bile değil.
Ni siquiera es natural.
Doğuştan yetenekliydin.
Tenías talento natural.
Nihai gerçekliği kavramaya çalışan filozoflar için eskiden beri önemli bir mesele olan şey gece gördüğümüz gökyüzünün genişliği, erişilemezliği, simetrisi ve sonsuzluğudur.
Es esta inmensidad, su inaccesibilidad, simetría, y la permanencia del cielo nocturno y se volvió un tema natural para que los filósofos persigan la comprensión de la realidad última.
Bu hepimizin aldığı büyük bir darbe. Ve yaralanmış olduğumuz çok açık.
Es muy traumático para todos... es natural que cualquiera sienta un gran dolor.
Dirsek pozisyonumu düzelttiğinizden beri daha iyi çalıyorum, sesler daha doğal geliyor.
Quería decirle que desde que corrigió la posición de mi codo, toco mejor. - Me sale más natural.
Kitap şirketini kurması gayet olağan.
Sabes, otra vez como cuando él empezó la compañía de libros, era totalmente natural.
Ve sanırım bir veya iki yıI sonra "Katil Doğanlar" ı izledim.
y creo que quizas un año o dos despues, yo vi "natural born killers."
İnsanların, vücuda olan bir şey fizyolojik müdahale olan bir şey gibi sanmaları.
el termino mundano, lo que considera la gente que es una respuesta fisiologica, algo natural que pasa con tu cuerpo.
y kuşağından oluyor gibiydi.
Era un ser muy natural.
Yazın kavurucu sıcağında günde çift antrenman yapıp kafaları birbirine vurmanın pek de eğlenceli ve normal olduğu söylenemez.
Y no es muy divertido, con entrenamientos de dos días bajo el calor del verano, chocando cabezas, no es natural.
Doğal Seleksiyon Kategorisinde kaybeden : O.
Y en la categoría de la Selección Natural... quien pierde, es ella.
Anne olmak için yaratılmış.
Es una madre natural.
Tamamen doğal yaşamaya karar verdim.
Bob ha decidido ir al natural.
- Doğal erkek güçlendirici, evet.
- Crecimiento masculino natural, sí.
Abinatrix % 100 doğaldır.
Abinatrix es 100 % natural.
Bizim kasabamız kadar güzel olan bir kasabada böyle bir felaket yaşandığında insanların sorular sorması doğaldır ama dedikodular yaymamaya dikkat etmeliyiz.
Bien cuando un desastre como este ocurre en una ciudad tan hermosa como la nuestra es natural que la gente se haga preguntas. Pero deberíamos tener cuidado de no esparcir rumores.
Bırak doğal bir şekilde sallansın.
Déjalo que se mueva solo, natural.
Doğal davran yani.
Sé, sé natural.
- Böyle yeterince doğal mı?
¿ Así de natural?
Stacey, önemli bir şey yok, doğal davran yeter. Herkesin portresini çekiyorum.
Stacey tranquila, se natural, estoy grabando a todo el mundo.
Doğal davran yeter.
Sólo sé natural.
İnsanlar eninde sonunda sıraya girecek.
La gente se amolda a las reglas de forma natural.
Etrafta arazi ve vadiler var, doğal ortam.
Hay campos y valles, es natural.
Doğal olarak ve oldukça düzgün bir şekilde reddettim.
Natural y apropiadamente, me rehusé.
- Bu normal aşınma ve yıpranma değildir.
- Este no es el desgaste natural. - No.
Aynı şirket bu organik maskarayı yapıyor.
La misma marca hace este rimel natural.
- İşleri aceleye getirmeyi istemesek de taşlar kendiliğinden yerine otursun diye birkaç yıl bekleme lüksümüz yok.
Sé que no queremos hacer las cosas apresuradamente, pero no tenemos un par de años para que las cosas sigan su curso natural.
Joyce Carol Oates ve kadın arzusunun şaşırtıcı doğası.
Joyce Carol Oates y el Acertijo Natural del Deseo Femenino.
Bu doğal değil.
Eso no es natural.
- Bu çok normal.
Es natural.
Ben bir kiralık katilim, bu yüzden benim ikinci doğam bu...
Soy un operador, así que es natural en mí.
Bence doğal oldu bu.
- Se sintió tan natural.
Gayet doğal.
Eso suena totalmente natural.