Ne bilmek istiyorsun translate Spanish
624 parallel translation
- Ne bilmek istiyorsun? - Her şeyi.
- ¿ Qué es lo que quieres saber?
Ne bilmek istiyorsun?
¿ Que quieres saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
- ¡ Tienes razón! ¡ Estamos contigo!
Başka ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué más quieres saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quiere saber?
Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quieres saber?
Onun hakkında ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quieres saber de ella?
Ne bilmek istiyorsun, baba?
¿ Qué quieres saber, papá?
Ne bilmek istiyorsun?
¿ Por qué? ¿ Qué quieres saber?
Bu açıklıyor. Ne bilmek istiyorsun?
Ah, entiendo. ¿ Qué quieres saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
- ¿ Qué quiere saber?
Ne bilmek istiyorsun, ve neden?
¿ Qué quieres saber, y por qué?
Pekala. Ne bilmek istiyorsun?
Está bien. ¿ Qué quiere saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
Qué quieres saber?
Başka ne bilmek istiyorsun? !
¿ Qué más quiere saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
- ¿ Qué quieres saber?
Öyleyse ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quiere saber, entonces?
Ne bilmek istiyorsun?
Pero, ¿ qué quieres que te cuente?
- Ne bilmek istiyorsun?
- ¿ Qué es lo que desea saber?
Pekala. Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quieres saber?
Ne bilmek istiyorsun?
Que quieren saber?
Ne bilmek istiyorsun?
Sí, ¿ qué quieres saber?
ne bilmek istiyorsun sana söyleyeceğim.
* Y ye diré lo que no sabes
Ne bilmek istiyorsun? Geleceği mi, ölüp ölmeyeceğini mi, istediğin bu mu?
¿ Quieres saber si vas a morir?
Daha başka ne bilmek istiyorsun?
- ¿ Qué más puedo contarte?
Ne bilmek istiyorsun. - Neredeler?
- ¿ Qué quiere saber?
- Ne bilmek istiyorsun?
- ¿ Qué es lo que quieres saber?
Ne bilmek istiyorsun, ha?
¿ Qué quieres saber?
Konuşmaya başla evlat. Kitap hakkında ne bilmek istiyorsun?
Cuéntame. ¿ Qué más sabes sobre ese libro?
Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué es lo quieres saber?
Ne bilmek istiyorsun?
Que quieres saber?
Evet, ne bilmek istiyorsun?
Sí. ¿ Qué quieres saber?
Abe hakkında ne bilmek istiyorsun?
¿ Quiere saber algo de Abe?
Tamam, gerçeği söyleyeceğime yemin ederim. Ne bilmek istiyorsun?
Juro decir la verdad.
Ne sırrıymış bu? Demek bilmek istiyorsun. Bay Graham ve ben İngiltere Bankası'nı havaya uçuracağız.
El Sr. Graham y yo atacaremos el Banco de Inglaterra, ocuparemos el parlamento e instauraremos el comunismo.
Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quiere saber?
Seni affedip affetmediğimi sormuyorsun bir kadının ne kadarını affedeceğini bilmek istiyorsun.
No deseas saber si te perdoné,... sino cuánto perdona una mujer.
- Ne bilmek istiyorsun?
¿ Qué quieres saber?
Ne düşündüğümü bilmek mi istiyorsun?
¿ Quieres saber qué creo?
Ne düşündüğümü bilmek mi istiyorsun?
¿ Quieres saber lo que pienso?
Bana ait şeylerden ne istiyorsun? Bilmek isterim.
¿ Para qué ibas a querer mis cosas?
Ama ne? Neyi bilmek istiyorsun?
¿ Pero que... que quieres saber?
Ne yaptığımı mı bilmek istiyorsun?
- ¿ Quieres saber qué estoy haciendo?
Ne olduğunu bilmek mi istiyorsun? Kes şunu.
- Cállese, hombre.
Ne olduğunu bilmek mi istiyorsun? Ne olduğunu sana söyleyeyim.
¿ Quieren saber qué pasó?
Ne söylediklerini bilmek mi istiyorsun?
¿ Quiere saber qué dice la gente?
Ne istiyorsun? Gerçekten bilmek ister misin?
¿ Qué quiere?
Ne? Benimkini mi bilmek istiyorsun?
¿ Quieres saber cómo me llamo yo?
UFO'nun ne dediğini bilmek istiyorsun.
- Lo que quieres es saber lo que dice el platillo.
- Ne istediğimi bilmek mi istiyorsun?
¿ Sabe qué quiero?
Cinayetin ne olduğunu bilmek mi istiyorsun?
¿ Quieres saber lo que es un asesinato?