English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Neyse

Neyse translate Spanish

52,039 parallel translation
Her neyse.
No importa.
Her neyse.
Sí, como sea.
Her neyse, biririmim bir gece bir Taliban evini buldu.
Una noche, mi unidad revisó una casa de talibanes.
Neyse o.
Es lo que es.
Devam et yapman gereken neyse onu yap.
Haz lo que sea que tengas que hacer.
Neyse, burayı sonra hallederim.
Dios, bueno, lo editaré más tarde.
Neyse, görünüşe göre bir çeşit yardım grubuna girmiş.
De todos modos, por como se ve... Ella va a un grupo de apoyo de algún tipo.
Neyse ki bugün bu sebepten yargılanmıyorum.
Por suerte, no voy a ser juzgado por eso hoy.
Her neyse... gösterin hadi şu inek boklarını.
De todos modos... venga, enséñeme esa mierda de vaca.
Tek istediğiniz karmaşık göstermekti ama nihayetinde neyse odur.
Puede desconcertarles todo lo que quieran, pero al final, es lo que es.
Neyse canım.
A la mierda.
Neyse.
Como sea.
Her neyse, gerçek bir vicdan muhasebesinin yokluğunda biz ne yapıyoruz?
Como sea, en ausencia de un examen real de nuestra conciencia, ¿ qué hacemos?
Kol kolaydınız ve mutluydunuz ve her neyse!
Tú y su brazo en tu brazo y todos felices y la mierda.
- Her neyse, iyi uykular.
Bueno, que duermas bien.
Her neyse, arabana ne tür boyutta bir reklam kaplatmak istiyorsun?
- Así pasa. ¿ Ya sabes qué anuncio quieres ponerle a tu auto?
Onları bana ver, benim bakımıma, gelen her neyse onları ondan korumak sözüyle beraber.
Me las entregarás a mí, a mi cuidado, con la promesa de protegerlas de lo que venga.
Neyse ki benim adamlarımın da motivasyonu gayet yerinde.
Afortunadamente, a mis hombres les gustaría también un poco de ella para sí mismos.
Neyse ki planı tam zamanında öğrenebildik.
Afortunadamente fuimos capaces de descubrir a tiempo el complot.
O neyse, bulacağınızdan eminim.
Cualquiera que sea, seguro que la hallará.
Neyse, aradı ve seni yarın akşamki bazı büyük işlerine davet etti.
Da igual, ha llamado y te ha invitado a algo gordo mañana por la noche.
Ama neyse. Beni cinayet davalarından konuşmak için dansa kaldırmadınız, değil mi?
Pero qué demonios, no me ha sacado a bailar para hablar de casos de asesinato, ¿ verdad?
Neyse sabah çocukları bıraktıktan sonra Blue Blues'ta buluşalım mı?
De todos modos, ¿ nos vemos mañana en el Blue Blues tras soltar a los niños?
Neyse. Hanımefendinin verdiği son dakika haberi. Taşınmayı düşünüyormuş.
Entonces... últimas noticias, la señora me dijo que está pensando en mudarse.
Neyse birlikte yemek yiyeceğiz. Ama ortamı medeni tutma görevi sana ve bana düşüyor.
De todas maneras, vamos a tener esta cena, pero creo que depende de ti y de mí para que sea civilizada.
Neyse, ne olmuş ona?
Lo siento. ¿ Qué pasa con ella?
Holt, o her neyse bence sadece Julia'ya yönelik.
Holt, sea lo que sea... creo que solo está dirigido a Julia.
Her neyse, bir zamanlar bilge bir adamın dediği gibi hapisten çıkmış bir adamın her şeyden önce hapse geri dönmemeye odaklanması gerekir.
De todos modos, como un hombre sabio una vez dijo, un hombre que sale de la cárcel, debe centrarse sobre todo en no volver a entrar.
Neyse tekrar sorayım.
Volveré a preguntarlo.
Her neyse, benim düşüncem gereken budur Ev işlerinizi yaparken, ev ödeviniz, Sürüş çalışmalarınız, oyun oynamak,
En fin, es una idea que quería para que le den vueltas mientras limpian la casa conducen, juegan, trabajan...
Neyse işte, memnun olduk.
De todos modos, sí, Missy.
- Neyse size evi gezdirmek istiyorum.
No. Quiero darte un tour.
Neyse işte. Georgina'yla Walter'ı annemle babamın bakımına yardımcı olmaları için tuttuk.
Ahora, contratamos a Georgina y a Walter... para ayudar a cuidar a mis padres.
Neyse, ben üst kattayım.
- Bueno, así que estoy arriba...
Yerine göre daha bilgili bile olabiliriz, terör olayları da bizde çünkü. Neyse orası başka hikâye.
A veces podríamos saber más que ustedes, porque estamos tratando con una mierda de terroristas, así que...
Neyse, öldürme rampasında tokmakçıydım.
Así que conseguí trabajo en el piso de matar, como aporreador.
Neyse ki birazdan kendi yolumuza gidip yine birer yabancı olacağız.
Gracias a Dios sólo tenemos un minuto juntos antes de volver a ser extraños.
Toz pembe bakmanın tam tersi neyse.
¿ Qué? Lentes color de rosa.
Neyse, merak etme her şey yakından izleniyor ve kontrol altında tutuluyor.
De todos modos, no te preocupes porque todo está siendo vigilado y controlado cuidadosamente.
Neyse, demek istediğim, insanlar oraya gitmek için kendilerini öldürüyor.
Lo que digo es que las personas se están suicidando para llegar allá.
Evet. Ölümden sonraki yaşam neyse oraya.
Aunque ni idea de qué sea la vida después de la muerte.
Neyse...
Como sea...
Her neyse, babam öldü ve annem sonrasında hızla kötüye gitti.
Bueno, papá murió y mamá empezó a empeorar rápidamente después de eso.
Neyse, bir film vardı, sanırım adı Erocity'ydi.
Pero de todos modos, había una película. Creo que se llamó, "Erocity".
Her neyse. Ya repliğimi unutursam diye heyecanlanıyordum.
Pero de todos modos, el tema era, ¿ Qué pasa si no consigo mis poses, entiendes?
Neyse, kurallar gayet basit.
Como sea, aquí las reglas son simples.
Neyse, beni Zach'e ayarlamaya çalıştığını biliyorum ama...
Sé que querías que saliera con Zach, pero...
İki sıcak çikolata ve o gün Alex'in içtiği her neyse o.
Dos chocolates calientes y lo que sea que Alex estuviese tomando.
Her neyse, kibarlık yapmaya çalıştığını anladım ve başaramadın.
Como sea, intentabas ser amable. Y fallaste.
Tabii şarkıyı yazan Paul Desmond'dı ama her neyse.
Aunque fue escrita por Paul Desmond, pero como sea.
Her neyse.
No es el punto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]