Ng translate Spanish
1,495 parallel translation
Yavrusunu ezersen anne çıngıraklı yılan çok üzülebilir.
La mamá serpiente cascabel estará triste si pisas a su hijito.
Bir çıngırak.
Un sonajero.
İyi seyirler...
[Gritos Man Greet / ng]
Gülüyor, çünkü seni çok seviyor!
- Se ríe porque él te ama - [Sl / d / ng La puerta se cierra]
Kral ve Ben'deki Yul Brynner.
Yul Brynner en El K / ng y yo
İyi seyirler...
# # [Fin ] [ Gritos Man Greet / ng]
Çıngıraklı yılan!
¡ Una serpiente de cascabel!
Şimdi, biraz şu çubuklu şekerlerden ver. Biraz çocuk çıngırağı. Biraz termometre.
Dame succionadores de moco, sonajeros y termómetros anales.
Amigo, ben çıngıraklı yılanlarla sırf eğlencesine savaşmayı severim ve ilk önce çizmemin tadına baktırırım.
Me gusta pelear contra las serpientes de cascabel sólo como diversión... y les dejo morder primero, para colmo.
Pekala beyler, mahmuzları şıngırdatalım.
De acuerdo, muchachos. Hagan tintinear esas espuelas!
Aslında, hiçbir şeyi şıngırdatmak yok.
En realidad, nada de hacer ruido.
Kapıyı kilitle! Şıngırt.
Cierra la puerta con llave!
Delisin herhalde kimse çıngıraklı yılanları özlemez.
- Negro, ¿ estás loco? Nunca nadie extrañó a una víbora.
Boğazından bir çıngıraklı yılan ısırmış.
Una cascabel lo degolló.
Biliyor musun Zita, iplerinin aşkla tıngırdadığını bir kez hissettiğinde sevgilin için her türlü zorluğu göze alacaksın, bundan emin olabilirsin. Yığınla kirli çamaşırı da mı?
Tu sabes, Zita, una vez que tu sientas tus cuerdas tañir con amor querrás ir a través de agua tras tu enamorado, puedes estar seguro de ello y a traves de sucia basura también?
Testislerinizde tıngırdayan hayalimle ilişkiye girmenizi arzu ederim.
Espero y cuento con Uds..... y sabre si me han tenido en cuenta.....! Quiero que follen con mi imagen plasmada y adherida en sus Gonadas.
- Öyle ne çok şıngırdayan şeylerin var senin.
Tienes muchas pulseras.
Bu şıngırtılı bilezik de hiç güzel değil.
Ytampoco te van esas pulseras, son feas.
- Çıngırağın ses çıkarıyor mu?
sus sonajeros hacen ruido?
Çocuklar benim geçimim tahta atlar ve çıngıraklar.
Los niños son mi trabajo, caballos de madera y sonajas.
Al bu çıngırağı.
Aquí, tienes este sonajero.
Sana söyledim, bu çıngıraklar ses çıkarmıyor diye
Te he dicho que estos cascabeles no hacen ningún sonido.
Çıngırak ses yapmıyor!
El sonajero no hace ruido!
Sana tek gereken bir bebek çıngırağı.
Lo único que necesitas es un sonajero.
Tıngırdamayan bir şey olsa?
¿ Qué tal algo que no puntee?
Çıngırak takılı mankenler.
Maniquíes con campanillas.
Yedi çıngırak okulu.
La escuela de las siete campanas.
Bütün amaç, çıngırağı çaldırmadan hedefi almak.
La idea es sacar el dinero sin que suene la campana.
NG 1 litre dışarı çıktı 11 : 32'de
Toma nasogástrica : 1 litro a las 11h 32.
Bir diğer 200cc NG tüpünün dışında.
200CC más por el tubo nasogástrico.
NG'yi çekelim.
Retiremos el tubo.
NG, Foley and portable chest.
NG, Foley y un portátil.
Sen orada dikilmeye başladığından beri çok daha az şıngırtı var.
Suenan menos clics?
Ve aletler bir şeyi tamir ederken şıngırtı çıkarır.
Y los clics, son el ruido que hacen las herramientas cuando reparan
Bu da sizi çıngıraklı yılan dönemecine getiriyor. İnsanlar burada acılı ama resmedilmeye değer şekilde ölüyor.
Lo que me recuerda la curva de las serpientes de cascabel, donde la gente ha tenido muertes dolorosas pero pintorescas.
Neden ben, NG tüpü takıp, mideyi yıkarken, sen de kalp EKGsi için gerekli işlemleri yapmıyorsun?
Mientras coloco una sonda NG y le hago un lavado gástrico,... ¿ por qué no pide un electro con biomarcadores cardíacos?
Şeyden beri, bilirsin, gitar tıngırtıları, acayip Noel şarkıları.
Desde entonces, ya sabes, algunos arreglos, canciones de Navidad.
Bebeğim dön arkanı, Göreyim giderken o seksi vücudu Bıngıl, bıngıl, bıngıl İşte bu, evet.
Deja ver ese cuerpo sexy... bam bam bam... " Eso es.
Göreyim o seksi tebessümünü Bıngıl, bıngıl
- "Sonrisa sexy, bam bam..."
- Üç bıngıl.
- Tres bam.
Seksi vücudunu bıngıl bıngıl giderken görmek isterim. - Olamaz.
Quiero ver tu cuerpo sexy hacer bam bam bam.
- "Bıngıl bıngıl" mı dedi?
- No esta bien. - ¿ Dijo bam bam bam?
Buraya gel. Bana bu b.ku çıngırak.
Léeme esto.
Bu annemizin çıngırağı, ve ona ait sahip olduğumuz tek şey.
Es la sonaja de mamá, y es la única cosa que nos queda de ella.
O annemizin çıngırağı.
Ese es la sonaja de nuestra madre.
Hareketli bir şeyler tıngırdat.
¡ Dale un poco de vida!
Çıngıraklı yılanlar gece çıkar mı?
Las viboras salen de noche?
Bu, çıngıraklı yılanla engerek yılanı arasındaki. ... profesyonel nezaketti.
Tenían una cortesía profesional entre una víbora venenosa y una serpiente de cascabel.
Çeviri : misery
# # [Rock Group S / ng / ng]
"Kıçsiken Ayı", "Dört Homo", "Atılgan Sikkafa". İşte "Saman İbnesi", "Çıngırdayan Taşaklar", "Gizemli Klitoris"! "Muhteşem Büyük Kara Delik", "Astronomik Anüs",
el glande sideral, el orgasmo lácteo, los huevos colgantes, el clítoris de los misterios... el agujero muy redondo, la mamada espacial, el coño luminoso, la masturbación de la monja... el unicornio por el culo, la leche fantástica,
Baş belası çıngıraklı yılanlar.
¿ Alguna más?